Baba soyu.:NESEP
Baba,şeyh,önder. : BAB
Baba.:EB
Babanın kız kardeşi,hala anlamında yöresel bir sözcük.:EMETİ
Babanın kız kardeşi. : BİBİ
Babil mitolojisinde ateş perisi.:PAZUZU
Babil sürgününden sonra Yahudilerin çeşitli yabancı topraklara dağılması.:DİASPORA
Babillilerin en büyük tanrısı.:MARDUK
Babillilerin savaş tanrısı. : NİNURTA
Bacağın alt bölümünü ve ayakkabının üstünü örten,kumaş veya köseleden yapılmış bir tür tozluk.:GETR
Bacağın diz kapağından topuğa kadar olan bölümü.:İNCİK
Bacağın kalçadan dize kadar olan kısmı.:UYLUK
Bacaklara ayak bileğinden dize kadar dolanan ensiz ve uzun kumaş parçası.:DOLAK
Bacakları sımsıkı saran bir tür pantolon.:TAYT
Bacakların boydan boya yere değmesini sağlayacak biçimde ayrılmasına dayanan bale figürü.:EKAR
Bacaktaki iki sinire ve bunların ağrılı hastalığına verilen ad.:SİYATİK
Badem sübyesi.Bademden yapılan şerbet. : SOMATA
Bademli kek. : PRALİN
Badi. : ÖRDEK
Bafa Gölünün bir başka adı. : ÇAMİÇİ
Bağ bekçisi.:BAĞBAN
Bağ budamaya yarayan eğri bıçak. : TARA (TAHRA)
Bağ çubuğu,çalı çırpı.:ÇEPER
Bağ dokusunda oluşan irinli yaygın iltihap.:FLEGMON
Bağ kütüğü. : OMÇA
Bağ ve bahçe sulamak için açılmış su yolu,ark.:KARIK
Bağ ve bahçelerde ekilmek için ayrılmış toprak parçası,evlek. : MAŞALA
Bağ ya da bahçe kulübesi.:ALAK
Bağ yapraklarına dolanan asalak bitki. : EŞKİT
Bağ,bahçe gibi yerlerin çevresine çalı,kamış,ağaç gibi şeylerden çekilen duvar.:ÇİT
Bağ,bahçe ve bostanlarda sebze ve meyve dikmek için ayrılan parçalar.:MAŞALA
Bağa, tosun. : KELE
Bağan otu’nun zehiri. : AKONİTİN
Bağdaşık.:HOMOJEN
Bağdat’ın eski adı.:DARÜSSELAM
Bağıntı,görelik,izafet.:RÖLATİVİTE
Bağıntı.:KORELASYON
Bağır,sine,göğüs.:DÖŞ
Bağırış,çığlık.:SAYHA
Bağırma,haykırma.:RENİN
Bağırsak iltihabı.:ANTERİT
Bağırsak kurdu. : ASKARYAZ
Bağırsak solucanı. : ASKARİS.: ASKARİT
Bağırsak.:MİA
Bağırsaklar. : EMA
Bağırsakları tutan karın içi zarı. : MASARİKA
Bağırsakların iç yüzeylerinde bulunan pürtüklerin adı : TÜMÜR
Bağırsaktan yapılmış ameliyat ipliği.:KATGÜT
Bağış yapma : İRA
Bağış,vergi,ihsan.:MEVHİBE
Bağışıklık bilimi.:İMMÜNOLOJİ
Bağışlama.:GUFRAN
Bağlamaya benzer bir Yunan çalgısı. : BUZUKİ
Bağlamayı mızrap yerine parmaklarla çalmak.:ŞELPE
Bağlanmış ticaret eşyası.:BALYA
Bağlantı.:ANGAJMAN
Bağlaşık devletler.(1.Dünya Savaşında İttifak Devletleri). : DÜVELİ MÜTTEFİKA
Bağlayıcı,uyarlaç. : ADAPTÖR
Bağlı kılma,kısıtlama.:TAKYİT
Bağlı olan,bağlanmış.:MUKAYYET
Bağlı,bağlanmış.:MERBUT
Bağlılaşım. : KORELASYON
Bağlılık,izafet.:RÖLATİVİTE
Bağnaz. MUTAASSIP :
Bağnazlık.: TAASSUP
Bağsız ayakkabı.Kuzey Amerika Kızılderililerinin giydiği deriden yapılmış,tek parça ayakkabı.:MOKASEN
Bahar mevsimi.:REBİ
Baharat,ev ilaçları,gereçleri satan kimse yada dükkan.:AKTAR
Baharatlı sirkeye yatırılmış koyun etinden yapılan şiş.:ŞAŞLIK
Baharda çok erken çiçek açan ve eczacılıkta kullanılan soğanlı bir bitki.: KARDELEN
Baharda esen bir fırtına.:TURNAGEÇİDİ
Bahardan az önce,ilkin havada,sonra suda ve en sonra toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yükselişi.:CEMRE
Baharın ilk günü sayılan Martın yirmi birine rastlayan gün. :NEVRUZ
Baharlı bir bitki. : TERE
Bahçe çiti.:BARI
Bahçe içinde yapılmış süslü ev,kasır. : KÖŞK
Bahçe yada açık ağıl etrafındaki çit.:BARI
Bahçede yapılan büyük eğlence.:GARDENPARTİ
Bahçelerde yazın oturmak için yapılan kafes biçiminde kubbeli , üstü yeşilliklerle sarılan süslü çardak. : KAMERİYE
Bahçelerde çiçek dikmek için ayrılmış olan yer.:TARH
Bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen hep yeşil yapraklı bir çalı.:AKUBA
Bahçelerde süs çiçeği olarak yetiştirilen sarılıcı bir bitki. : AKASMA
Bahçelerde yetiştirilen çok kokulu karanfil ırkı.:RATAFYA
Bahçıvan,bağ bekçisi.:BAĞBAN
Bahreyn’in başkenti. : MANAMA
Bahreyn’in para birimi.:DİNAR
Bahreyn’in plaka işareti.:BRN
Bakar körlük. : AMOROZ
Bakara, rulet gibi bazı kumar oyunlarında kasaya karşı oynayan oyuncu. : PONT
Bakımsız bırakılmış bağ yada bahçe. :KELEME
Bakır kalay karışımı.: TUNÇ:BRONZ
Bakır taşı. : MALAKİT
Bakır,çinko,tunç yada topraktan yapılmış tek kulplu su kabı.:KİLDEN
Bakır,kalay ve çinkonun karışımından oluşan,kalıpla kolayca biçim verilen bir alaşım.:BRONZ:TUNÇ
Bakır,nikel ve çinkodan oluşan gümüş görünümünde bir alaşım.:FAKFON
Bakır’ın simgesi.:CU
Bakırcı örsü. : ZAVA
Bakırdan yapılma ve küre biçiminde bir tür davul. : TİMBAL
Bakırdan yapılmış nefesli bir çalgı.:OFİKLEİT
Bakırdan yapılmış,kulplu küçük kova.:BAKRAÇ
Bakırdan,çift dilli nefesli çalgı.:SARÜSOFON
Bakırın kullanılmaya başlamasıyla nitelenen tarih öncesi dönemi.:KALKOLİTİK
Bakışımsız.:ASİMETRİK
Baki olan yer,ahiret.:DARIBEKA
Bakir : ERDEN
Bakire kız. : AZRA
Bakla , fasulye , bezelye gibi taze sebzelerde , içinde tohumların sıralanmış bulunduğu kabuğa verilen ad. : BADIC
Bakla tanelerinin kabuğu soyulduktan sonra yapılan zeytinyağlı yemek.:FAVA
Baklagillerden bazı ağaçların kırmızı boya çıkarılan odunu.:BREZİL
Baklagillerden bir yem bitkisi. : MÜRDÜMÜK
Baklagillerden,bazı türleri hekimlikte idrar söktürücü olarak kullanılan bir bitki.:KATIRTIRNAĞI
Baklagillerden,bazı türlerinden kitre denilen zamk çıkarılan,çok yıllık,dikenli bir çalı.:GEVEN:KEVEN
Baklagillerden,çiçekleri sarı ve bazı türlerine beyaz veya menekşe renginde,yaprakları akasya yaprağına benzeyen bir süs bitkisi. : MİMOZA
Baklagillerden,dokunulduğunda yaprakları pörsüyen bir bitki.:KÜSTÜMOTU
Baklagillerden,eflatunla kırmızı arası renkte çiçek açan,güzel bir süs ağacı.:ERGUVAN
Baklagillerden,hayvan yemi olarak yetiştirilen bir bitki.:FİĞ
Baklagillerden,odunundan kırmızı boya çıkarılan bir ağaç.:BAKAM
Baklagillerden,sıcak bölgelerde yetişen,bir çok türü bulunan bir bitki.:SİNAMEKİ
Baklavalık yufkanın içine dövülmüş et,soğan,maydanoz ve baharat konarak hazırlanan bir tür börek.(Antakya yöresi).:SEMİRSEK BÖREĞİ
Baklavaya benzeyen bir tür hamur tatlısı.:SAMSA
Bakmak, beslemek, yetiştirmek. : ESERMEK
Bakraç,kova.:HELKE
Bakraç.:CİNGİL
Bakraç.:DEBBE
Bakterilerin çomak biçiminde ince uzun olan türü.:BASİL
Bal : ASEL
Bal alırken takılan başlık. : GÖZENE
Bal konulan ufak tekne.:ŞAFUL
Bal koymaya yarayan tekne. : LAZA
Bal mumuna veya parafine batırılmış fitil. : ŞAMA
Bal özelliği,bal niteliği. : ASELİYET
Bal özü. : NEKTAR
Bal özü.:NEKTAR
Bal peteği. : DALAK
Bal peteğini andıran bir tür dikiş büzgüsü.:BALGÜMECİ
Bal renginde olan.:ASELİ
Bal ve sirke karıştırılarak yapılan şerbet.:SİRKENCEBİN
Bal, yoğurt koymaya yarayan tahta kova. : KÜLEK
Balalaykaya benzeyen Türk halk çalgısı.:ÇARTA
Balçık. : ALEKA
Balçıktan yapılan ve dikine duran sandık biçimindeki tahıl ambarı. PETEK
Balda ve bir çok meyvede bulunan bir tür şeker.Meyve şekeri.:LEVİLOZ
Balede kullanılan bir dans figürü. : EKAR
Balerinlerin giydiği eteklik.:TÜTÜ
Balgam taşı.:ONİKS
Balı alınmış petek. : KAVARA
Balık adam.:DALGIÇ
Balık ağlarının alt ve üst yanlarına geçirilen keçi kılından yapılmış ip.:FARİL
Balık avcılığında gırgır ve benzeri ağlarda ağırlık olarak kullanılan delikli mermer taş.:AYAKTAŞI
Balık avlamak ya da yük taşımakta kullanılan büyük kayık. : ALAMANA
Balık kılçığı. : ÇOPRA
Balık salamurası.:LAKERDA
Balık yumurtası ile yapılan meze. : TARAMA
Balık.:MAHİ
Balıkçı kayıklarının balıkları çevirmek için denize fırdolayı ağ salmaları.:VOLİ
Balıkçıların ateşbalığı avlarken üzerinde çıra ve funda yaktıkları ızgara.:ÇIRAMOZ
Balıkçıların denizde sığlıkları belirtmek için kullandıkları işaretlerin her biri. : KERTERİZ
Balıkçıların kullandığı ağ kepçe.:ÇOLUN
Balıkçıların, balıkları çevirmek için kayıklarla denize fırdolayı ağ salmaları. : VOLİ
Balıkçıların,ateş balığı avlarken üzerinde çıra ve funda yaktıkları ızgara : ÇIRAMOZ
Balıkçıların,tuttukları balıkları içine attıkları sepet.:ÇAVELA : ÇAVALYE
Balıkesir yöresine özgü bir halk oyunu.:NİNNARE
Balıkesir’de doğal güzelliğiyle ünlü bir şelale. : SÜTÜVEN
Balıkesir’in Bandırma ilçesine bağlı bir belde.:EDİNCİK
Balıkesir’in Edremit ilçesine bağlı,etnografya müzesiyle tanınmış köy. :TAHTAKUŞLAR
Balıkesir’in eski adı.:KARESİ
Balıkesir’in Gönen ilçesinde bir kaplıca.:EKŞİDERE
Balıkesir’in İnegöl ilçesi yakınlarındaki ünlü kaplıca. : OYLAT
Balıkesir’in Sındırgı ilçesi yakınlarındaki ünlü kaplıca. : EMENDERE
Balıkesir’in Sındırgı ve Bigadiç yörelerindeki dağ köylerinde geleneksel el tezgahlarında dokunan yün halılara verilen ad.:YAĞCIBEDİR
Balıkesir’in Susurluk ilçesinde bir kaplıca.:KEPEKLER
Balıklarda sırt yüzgeci.:YELE
Balıkların iste kurutularak yapılan pastırması. : LİKORİNOZ
Balıkların sürü halinde geçeceği yerlere ağlarla kurulan geniş ve sabit bir tuzak türü.:DALYAN
Balıkların tuzlaması.:ANÇÜEZ (ANÇUVEZ)
Balina.:FALYANOS
Balinanın ağzında, üst çenede yer alan boynuzsu madde. : FANON
Balkanlarda yaygın olan bir Hıristiyan mezhebi.:BOGOMİLİZM
Balkanların Türkleşmesinde büyük emeği geçen ünlü Bektaşi Şeyhi.:OTMAN BABA
Balla hazırlanan bir hamur tatlısı. : ZULUBYA
Ballıbabagillerden,Akdeniz çevresinde kuru yerlerde yetiştirilen,uyarıcı ve yara sağaltıcı olarak kullanılan bitki,duvar sedefi.:DALAKOTU
Ballıbabagillerden,çiçeği bahar gibi kullanılan kokulu bir bitki.:KEKİK
Ballıbabagillerden,güzel kokulu bir bitki.:YARPUZ
Ballıbabagillerden,kokulu bir bitki.:KEKİK
Balmumuna ya da parafine batırılmış fitil.: ŞAMA
Baltabaş karagöz”, “Tahta balığı” da denilen bir Akdeniz balığı. : SARGOS
Baltalama.:SABOTE
Bambu saplarından yapılmış.:HEZARAN
Bamya,semizotu,patates,ıspanak,kabak gibi sebzelerle yapılan zeytinyağlı bir yemek.:ÇİPOHORTA
Bandırma açıklarında 1944 yılında batan Türk yolcu gemisi.:TRAK
Bangladeş’in başkenti.:DAKKA
Bangladeş’in para birimi. : TAKA
Bankacılıkta bir hesaptan başka bir hesaba para aktarılması.:VİRMAN
Bankacılıkta elde bulunan para.:EFEKTİF
Bankacılıkta faizin başlangıç tarihine verilen ad. : VALÖR
Bankacılıkta kullanılan,borsada kota alabilmek için gerekli asgari şirket sermayesi veya pay.:LOT
Bankada bulunan paranın faiziyle veya sahibi bulunduğu değerli kağıtların geliriyle yaşayan kimse.:RANTİYE
Bankada hesabı olanlara gönderilen, ödeme ya da çekme bildirir mektup. AVİ
Bankalar arası işlemlerde bir gecelik faiz uygulaması.:REPO
Bankalar arasında çeşitli paralar için ön mutabakat ve emaneten satışla sağlanan takas işlemi.:SWAP
Bankaya yatırılan paraya uygulanacak olan faizin başlama tarihini belirten terim.:VALÖR
Bantlarla süslenmiş bir tür kumaş.: ELİFİ
Banyo sırasında su içinde basınçlı hava ile yapılan masaj.:HİDROJET BANYO
Banyo temizlik aracı. : KESE
Barbunyaya benzer bir balık.:TEKİR
Barbut oynatılan yer,kahve,kumarhane.:BİTİRİM
Bardağa benzeyen küçük kulplu su kabı. : MAŞRAPA
Barınak : MELCE
Barındırma. : İBATE
Barış.:HAZAR
Bartın ilinde doğal güzelliğiyle tanınmış bir yayla.:ULUYAYLA
Bartın iline özgü,mısır unuyla yapılan bir tür çorba.:PUMPUM
Bartın ilinin Karadeniz kıyısında turistik bir kumsal. : İNKUM
Bartın Küre Dağları Milli Parkı’nda, mağaralarıyla ünlü bir kanyon. : ARIT
Bartın’ın Amasra ilçesinde bir mağara.:KUŞYAKASI
Barut vb. patlayıcı maddeleri ateşlemek için kullanılan kapsül.:FÜNYE
Baryum’a benzeyen,radyoaktif alkali toprak metali. : RADYUM
Baryumun simgesi : BA
Bas notalarının üstüne akortlarını belirten rakam koymak.:RAKAMLAMAK
Bası ölçer. : MANOMETRE
Basıcı,yayıncı. : EDİTÖR
Basık ve geniş. : YAYVAN
Basık,yassı.:PAT
Basım evinde harfleri dizen ve satırları blok durumunda döken dizgi makinesi. : LİNOTİP
Basım.:EDİSYON
Basımcılık. : TABAAT
Basımcılıkta harflerin büyüklük ve küçüklüklerine göre aldığı ad. : PUNTO
Basımda,baskı işinde kullanılan metal,vb bir maddeden yapılmış harf,rakam veya başka işaret kalıpları.:HURUFAT
Basımevlerinde dizilmiş harfleri iyice yerleştirmek için üzerlerine vurmaya yarar takoz.:TAKATUKA
Basıölçer.:MANOMETRE
Basiret.Gerçekleri yanılmadan görebilme yeteneği.: SAĞGÖRÜ
Basit yapılı hayvan. OLİP
Basketbol ile hentbolun karışımı olan, 4 kız ve 4 erkek oyuncudan oluşan spor dalı. : (COFFBALL) KOFFBOL
Basketbolda hatalı yürümeye verilen ad.: STEPS
Basketbolda hücum çizgisinin ortasında oynayan oyuncu. Basketbolda hücum oyuncusu:PİVOT
Baskı yoluyla teksir için kullanılan,girintili çıkıntılı metal veya mukavva kalıp,baskı kalıbı.:MATRİS
Baskıdaki renkli ve gri değerlerin değişik tonlarda görünebilmesi için oluşturulmuş küçük noktacıklar.:TRAM
Baskın. : DOMİNANT
Basmakalıp söz. : KLİŞE
Basra Körfezi’nde ve Kızıldeniz’de kullanılan bir çeşit yelkenli tekne. : SAMBUK : ZAMBUK
Basra körfezinde çalışan eski bir deniz teknesi. : BAGALA
Basra Körfezinde ve Kızıldeniz’de kullanılan bir tür tekne.:ZAMBUK
Basur. : HEMOROİT
Baş bodoslaması omurga hattına dikey olarak çelik lamadan yapılmış gemi.:BALTABAŞ
Baş çevresine yerleştirilen ince şerit biçimindeki taç.:DİADEM
Baş çoban: EKE
Baş dönmesi. : VERTİGO
Baş garson.:METRDOTEL
Baş giysilerinde çene bağı. :SAKANDIRIK
Baş kilise.:KATEDRAL
Baş örtüsü olarak kullanılan bir tür ipekli dokuma. : VALA
Baş örtüsü,çarşaf,atkı.:BÜRGÜ
Baş örtüsü,yazma.:DOLAK
Baş örtüsü,yemeni.:YAZMA
Baş örtüsü,yün atkı.:LEÇEK
Baş örtüsü.:EŞARP
Baş parmak ve serçe parmağı uzaklığı. : KARIŞ
Baş tarafı balta ağzı gibi düz olan gemi.: BALTABURUN
Baş ve kanatları kartal,gövdesi aslan biçiminde mitolojik yaratık.:GRİFON
Başa dert açacak karışık durum.:ÇAPANOĞLU
Başa örtülen bir tür şal. : ALAVURA
Başa takılan elmas yada altın iğne.:GELGEL
Başak durumundaki çiçekleri kırmızı veya mor renkli,hayvanlara yem olarak yetiştirilen çayır bitkilerine verilen genel ad.:YONCA
Başak iğnesi de denilen bir işleme türü.:ROKOKO
Başak toplama. : LİKAT
Başakla karışık iri saman. : KESMİK
Başarı,başarma. : MUVAFFAKİYET
Başarısız. : RATE
Başı değişik biçimlerde bağlamak için kullanılan verev katlanmış büyük mendil. : BANDANA
Başı pullu,boyu 2 m kadar olan,zehirli ve tehlikeli bir yılan.:OKYILANI
Başı su altında tutarak yüzmeyi sağlayan soluk alma borusu.:ŞNORKEL
Başı ve kıçı çok yuvarlak gulet tipinde Hollanda yelkenlisi.:GALYOT
Başı yuvarlak,kıçı aynalı Karadeniz yapısı bir yelkenli. : GAGALI
Başıboş bırakılmış at veya eşek.:YILKI
Başıboş gezen hayvan sürüsü.:ÖREK
Başıboş hayvan.:YONT
Başıboş hayvanların salındığı çayırlık.:HAYMANA
Başıboş,bir baltaya sap olamamış,apaş,serseri.:HAYTA
Başın çevresine çember gibi dolanıp bağlanan bağ.:ÇATKI
Başına bir kötülük,felaket gelmiş olan.:MUSAP
Başına eklendiği sözcüğü olumsuz yapan Arapça önek.:LA
Başını dik tutup herkese yüksekten bakan kimse.:EKİNİTİ
Başıyla kanat ve kuyruk uçları aynı renkte olan güvercin. : MAĞ
Başka insanların davranışlarını olumlu yada olumsuz biçimde yargılamakta kullanılan ölçütler bütünü. : AHLAK
Başka bir adı da Peygamber Çiçeği olarak bilinen,botanikte (Cephalaria Syriaca) olarak tanımlanan,orta Anadolu’da tarlalarda yetişen çiçekleri mavimsi renkte bir yıllık bir bitki.:BELEMİR
Başka bir manzume örnek alınarak aynı ölçü ve aynı uyakla yazılan manzume.:NAZİRE
Başka kimse, başkası. : GAYR
Başka,fazla. : MAADA
Başka,öteki,diğer.:ÇİR
Başka.:ÖZGE
Başkaları.:AĞYAR
Başkalarının hakkını aramayı,korumayı meslek edinen ve bunun için yasanın gerektirdiği şartları taşıyan kimse. : AVUKAT
Başkalarının sırtından geçinen kimse. : ASALAK
Başkalarının sırtından geçinen,asalak,tufeyli.:EKTİ
Başkalarının yazılarından bölümler,şiirlerinden dizeler alıp kendininmiş gibi gösterme.:İNTİHAL
Başkalaşım. : METAMORFOZ
Başkanlık. : RİYASET
Başkasının adına gezerek satıcılık yapan kimse. : TABLAKAR
Başkasının buyruk ve dileklerini yerine getiren,söz tutan.:ESLEK
Başkasının işine karışan.:HERZEVEKİL
Başkasının yaptığı deyim ve davranışları anlamsız olarak yinelemek. : EKOLALİ
Başkasının yaptığı hareket ve davranışları anlamsız olarak tekrarlama,yansıca.:EKOPRAKSİ
Başkasının yerine kullanılabilen,yedek.:ERZATZ
Başkırdistan Özerk Cumhuriyeti’nin başkenti. : UFA
Başkomutan.: MİR
Başla birlikte yüzü,ağzı kapatan örtü.:YAŞMAK
Başlama,başlangıç.:BİDAYET
Başlangıcı olmayan, öncesiz. : EZELİ
Başlangıcı olmayan,eski,ezeli.:KADİM
Başlangıç,bir şeyin çıktığı yer,köken,kaynak.:MENŞE
Başlangıç,önsöz.:DİBACE
Başlangıç.:İPTİDA
Başlangıç.:MEBDE:MEBADİ
Başlıca belirtisi kısa,çabuk,değişken güçte irade dışı hareketler olan bir hastalık.: KORA
Başlıca kuvars,feldspat ve moskofcamından oluşan açık renkte bir tür magma taşı. EGMATİT
Başlıca malzemesi deniz yosunu olan Japon yemeği.:ASAKUSANORİ
Başlıca üyesi Fransız yazar Jules Romains olan ve toplumun ortak bilincini dile getirmeyi amaçlayan edebiyat akımı.:ÜNANİMİZM
Başlıca, temel niteliğinde olan. : ASAL
Başlık. : SERPUŞ
Başlık.:KAPÜŞON
Başörtüler.:MAKANİ
Başörtüsü olarak kullanılan bir tür ipekli dokuma. : VALA
Başpiskopos.:ARŞEVEK
Başsağlığı dileme. : TAZİYE
Başta kösele olmak üzere bronz,alçı,tahta gibi çeşitli malzemeler kullanarak gerçekleştirdiği soyut anlayıştaki yapıtlarıyla tanınmış heykelcimiz.:KORAY ARİŞ
Başta,kaslarda,eklemlerde ağrılar yapan,vücutta kızıl lekeler gösteren,ateşli ve salgın bir hastalık.:DANG
Baştan ayağa./Baştanbaşa. : SERAPA
Baştan savma,üstünkörü.:YALAPŞAP
Başvurulması gereken kaynak.:REFERANS
Başyapıt.:ŞAHESER
Bataklık gazı. : METAN
Bataklık. Küçük su birikintisi,gölcük. : AZMAK
Bataklık.:AYNAZ
Bataklıklarda yaşayan iri bir kuş. : BALABAN
Batı Afrika da bir ırmak. : OTİ
Batı Afrika kıyılarında esen çok kuvvetli fırtına.:TORNADO
Batı Afrika ormanlarında,Gine ile Liberya arasında yaşayan,türleri içinde en iyi konuşan gri papağan.:JAKO
Batı Afrika’da yetiştirilen ve fasulyeye benzeyen bir börülcenin yerli adı.:NİEBE
Batı Akdeniz Bölgesinde yetişen bir tür meşe,mantar meşesi.:SEZÜ
Batı Anadolu’da Lidya bölgesinde eskiçağ kenti. : SART
Batı Anadolu’nun orta kesimindeki antik bölge.:LİDYA
Batı Asya da yaşayan Türk soylu bir halk. : AZERİLER
Batı Avrupa’da Ortaçağ’da kale kapılarının savunulması için yapılan küçük kule.:BARBAKAN
Batı Endonezya’ya ait, doğusu ise bağımsız bir devlet olan ada. : TİMOR
Batı Hindistan’da eski bir Hindu devleti. : KAÇ
Batı Karadeniz Bölgesi’ndeki Küre Dağları’nın orta kesiminde yer alan bir dağ. : YARALIGÖZ
Batı Karadeniz bölümünde, Cide’nin güneyinde kireç taşları içinde oluşmuş, iki katlı kolay girilebilen kesimi 150 metre kadar uzunlukta mağara. : ILGAR İNİ
Batı Karadeniz’deki Küre dağlarında bir kanyon.:ŞEHRİBAN
Batı Karadeniz’e özgü,genellikle 12 Martta görülen şiddetli fırtına.:HUSUM
Batı Kenya’da yaşayan ve nilot dili konuşan 300.000 nüfuslu halk. : NANDİLER
Batı mimarlığı ve dekoratif sanatlarında 18.yy da ortaya çıkan stilize deniz kabuğu, çakıl taşı ve sarmal motiflere verilen ad. : ROKAY
Batı müziğinde bir nota çeşidi.:TABLATURA
Batı müziğinin şan tekniğinden yararlanarak geliştirdiği özgün bir üslupla halk türkülerini yorumlamasıyla tanınmış müzik sanatçımız.:RUHİ SU
Batı Nijerya’da yaşayan Yorubalar arasında yaygın dinsel hareket.:ALADURA
Batı Pasifik Adaları ve Avustralya’da yaşayan bir kuş. : BALKUŞU
Batı Samilerin en önemli tanrısı.:BAAL
Batı Samoa’nın başkenti. : APİA
Batı Samoa’nın para birimi.:TALA
Batı toplumunda dördüncü derecede bir soyluluk. :KONT
Batı Toroslar’ın ve dolayısıyla Beydağları’nın en yüksek noktası. : KIZLARSİVRİSİ
Batı ülkelerinde Vikont ile şövalye arasında soyluluk unvanı.: BARON
Batı’da “Geber” adıyla bilinen ve Arap kimya biliminin babası sayılan, VIII. Yüzyılda yaşamış ünlü simyacı. : CABİR
Batı’da “Avicenna” olarak bilinen, ünlü İslam filozofu ve hekimi. : İBNİ SİNA
Batık durumunda alacaklıların,alacaklarının belli bir plana göre almaları için aralarında yaptıkları sözleşme,iflas anlaşması. : KONKORDATO
Batılı tacirlerin,ticaret için geldikleri Osmanlı limanlarında gümrük dışında ödemek zorunda kaldıkları her şey için kullandıkları deyim.:AVANİ
Batma,kaybolma,sönme.:ÜFUL
Batman’ın Hasankeyf ilçesini sular altında bırakacak olan baraj.:ILISU
Batmış olan nesnenin yerini ve durumunu akustik dalgalarla belirleyen sistem.SONAR
Bayağı, sıradan. : ADİ
Bayağılaşma,ayağa düşme.:İPTİZAL
Bayat ekmek, yemek. : KERTİ
Bayındır, mamur. : ABAT
Bayındırlık işleri. : NAFİA
Bayındırlık,mamurluk.:ABADANİ
Bayındırlık.: UMRAN
Bayır.:ŞEV
Baykuşgillerden bir kuş. : PUHU
Baykuşgillerden,Avrupa-Asya ve Kuzey Afrika’da yaşayan bir kuş.:KUKUMAV
Bayrağın uçkurluk karşısındaki kenarı.:UÇUN
Bayrak direği.:GÖNDER
Bayrak, sancak anlamında eski sözcük. : RAYET
Bayraklarda ve armalarda sıkça görülen,kanatları açık biçimde betimlenmiş kartal resmi.:ALERYON
Bayraktar.Sancak veya bayrak taşıyan. :ALEMDAR
Bayram.: İD
Bazı bitkilerde tomurcuk , meyve ya da tohum yerinde bulunan ve bitkinin çoğaltılmasına yarayan soğancık. : SOBOL
Bazı canlıların bir takım yiyeceklere , ilaç , koku , toz gibi nesnelere gösterdikleri ters tepkiye verilen ad. : ALERJİ
Bazı yiyecek ve içecekleri kokulandırmakta kullanılan, ince kıyılmış portakal, limon ve ağaçkavunu kabuğu. : ZEST
Bazı Afrika ülkelerinde,hükümdarlık otoritesinin ve meşruluğunun simgesi olan,üzeri işlemeli kumandan sopası.:REKAD
Bazı ağaçlardan elde edilen,parfüm ve ilaçların yapımında kullanılan reçine.:BALSAM
Bazı ağaçların gövde ve dallarından sızan ve romatizma ağrılarına karşı ilaç olarak kullanılan bir tür sakız.:SANDALOS:SANDARAK
Bazı Anadolu evlerinde oda kapılarının üstünde eşya koymaya yarayan ufak oyuk.:BALAMUR
Bazı ateşli silahlarda namlunun ucunda bulunan küçük çıkıntı.: ARPACIK
Bazı aygıtları çalıştırmaya yarayan aygıt. : BUTON
Bazı balıkların iste kurutularak yapılan pastırması.:LİKORİNOZ
Bazı bireyleri yangın çıkarmaya sürükleyen saplantı. : PİROMANİ
Bazı bitkilerde içinde tohumları taşıyan kuru kabuk. : KAPSÜL
Bazı bitkilerde ve yapraklarda görülen tüycük.:VEBER
Bazı bitkilerden çıkarılan ve sadeyağ yerine kullanılan katı yağ.:VEJETALİN
Bazı bitkilerin genellikle süt görünümünde olan öz suyu.:LATEKS
Bazı bitkilerin genellikle süt görünümünde olan özsuyu (kauçuk özsuyu). : LATEKS
Bazı böceklerin katı ve sert üst kanadı. : ELİTRA
Bazı bölgelerde kadınların sokağa çıkarken manto üstüne örtündükleri işlemeli geniş örtü.:MAHRAMA
Bazı canlıların bir takım yiyeceklere,ilaç,koku,toz gibi nesnelere gösterdikleri ters tepkiye verilen ad. : ALERJİ
Bazı cisimlerin gözenekli zarlardan geçebilmesi temeline dayanan bir çözümleme ve arıtma yöntemi.:DİYALİZ
Bazı çiçeklerin içinde bulunan,arıların bal yapmak için emdikleri tatlı sıvı,balözü.:NEKTAR
Bazı dantel ve işlemelerin kenarlarındaki yuvarlak sivri bölüm.:DİŞ
Bazı dervişlerin taşıdıkları sapı uzun,keskisi ayça biçiminde,küçük ve hafif balta. : TEBER
Bazı erguvangillerden çıkarılan ve cila yapmakta kullanılan bir çeşit reçine.:KOPAL
Bazı eşyaya verilmesi gereken boyutları,yan görüşü çizmeye,hazırlamaya yada denetlemeye yarayan örnek.:GABARİ
Bazı giyeceklere sertlik vermek için kullanılan bir tür kumaş. :TARLATAN
Bazı giyim eşyalarında yada döşemeliklerde kumaş kenarlarına dikilen süslü ipekten püskül.:SAÇAK
Bazı göz hastalıklarında gözlerde ışığa karsı duyulan hassasiyetten duyulan korku. : FOTOFOBİ
Bazı harfleri kusurlu söyleyen. : PELTEK
Bazı hastalıklarda yüzde,ellerde,ayaklarda görülen iltihapsız şiş.:ÖDEM
Bazı hayvan hastalıklarından duyulan korku. : ZOOFOBİ
Bazı hayvan ve bitki hücrelerinde bulunan iğne biçiminde billur madde. : RAFAT : RAFİT
Bazı hayvanları karanlıkta ışık,çok aydınlıkta karanlık aramaya iteleyen dürtü.:FOTOKİNEZİ
Bazı hayvanların yutmuş olduğu yiyeceği ağzına getirip yeniden çiğnemesi.:GEVİŞ
Bazı işlerde sicim yerine kullanılan,ince ve uzun,esnek deri parçası.: SIRIM
Bazı kağıt oyunlarında üçüncü durumdaki oyuncu söz konusuysa,kendisinden önceki oyuncuda ara kağıt veya kağıtlar bulunduğunu düşünerek büyük kağıt yerine düşük değerde bir kağıt atmak.:EMPAS
Bazı kağıt oyunlarında,ortaya sürülecek parayı ödeyebilmek için her oyuncunun kendi önüne koyduğu toplam para.:KAV
Bazı kağıtların dokusunda bulunan ve ancak aydınlığa tutulunca görülen çizgi,resim ve yazı gibi biçimler.: FİLİGRAN
Bazı kuşların tepelerinde bulunan uzunca tüy,sorguç.:TUĞ
Bazı mallardan devletçe alınan vergiler.:RÜSUMAT
Bazı nesnelerde,canlılarda,gözde vs dalgalanır gibi görünen parlak çizgiler,hare.:MENEVİŞ
Bazı oltalarda kösteği ağırlaştırmak için kullanılan kurşun parçası.:ZOKA
Bazı oyunlarda,özellikle bazı kumar makinelerinde biriken paranın tamamını veya önemli bir bölümünü kazanmayı sağlayan simgeler birleşimi.:JACKPOT
Bazı rahip ve rahibelerin dünya ile ilgilerini keserek yaşadıkları yapı.:MANASTIR
Bazı spor malzemelerinin yapımında kullanılan alüminyum alaşımlarının genel adı.:ZİKRAL
Bazı telli çalgılarda kullanılan hayvan bağırsağından tel.Çalgı teli. : KİRİŞ
Bazı telli çalgıları tanımlamada kullanılan ortak ad.:ZİTHER
Bazı türleri evlerde süs bitkisi olarak yetiştirilen,bazı türlerinden de dokumalık iplik elde edilen bir tür palmiye.:LATANYA
Bazı ülkelerde damıtık içkilere verilen ad.:ARAKİ
Bazı vakıf kuruluşlarında fakirlerin doyurulması için ayrılan ödenek.: İTAMİYE : ITAMİYE
Bazı yarışlarda, genellikle bir tabanca ateşiyle başlama işaretini vermekle görevli kişi. : STARTER
Bazı yerlerde kundak çocuklarının altına bez yerine konulan toprak.:HÖLLÜK
Bazı yiyecekleri kokulandırmakta kullanılan portakal,limon yada ağaç kavunu kabuğu.:ZEST
Bazı yörelerimizde çulluğa verilen ad.:BAKAÇA
Bazı yörelerimizde küçük kar anlamında kullanılan sözcük. : GİLİRİK
Bebeğin başsız olarak doğmasına tıpta verilen ad. : AKEFALİ
Bebek arabası.:PUSET
Bebeklere iç çamaşırı olarak giydirilen ince pamukludan kısa kollu giysi. : ZIBIN
Bebekleri kaldırdığı söylenen bir cins akbaba. : UŞAKKAPAN
Becerikli, iş bilen. : EVİRGEN
Becerikli, yetenekli ve usta kişi. : EHİL
Becerikli,usta.:MAHİR
Beceriksiz,güçsüz,görgüsüz kimse.:CUDAM
Beddua,lanet.:İLENÇ
Bedendeki fazla kılları ustura ile alma; tıraş etme. : YÜLÜME
Bedenin belden aşağı bölümlerini yıkamakta kullanılan tuvalet aracı.:BİDE
Bedenin leğen kemiğini kapsayan bölümü.:BASEN
Bedenle ilgili olan. :SOMATİK
Bedensel yada ruhsal yorgunluk hali.:ASTENİ
Beethoven’in tek operası.:FİDELİO
Begonyagillerden bir süs bitkisi.:PAŞAÇADIRI
Beğeni. : GUSTO
Beğenilmiş,seçilmiş.:MUHTAZA
Beğenmemek, azımsamak, küçümsemek. : BUNMAK
Beğenmemek,istememek,nefret etmek.:İRDEMEK
Behçet Necatigil’in bir şiir kitabı. : ARADA
Bekçi,gözcü.:NİGAHBAN
Beklenmedik bir zamanda ortaya çıkan büyük tehlike.:BADİRE
Beklenmedik hoş ve şaşırtıcı sözler söyleyen,güldürücü öykü anlatan kimse.: NEKRE
Beklenmedik olay, sürpriz. : ŞAŞIRTI
Bekletilmiş kümes hayvanı etinden yapılan şiş.:YAKİTORİ
Bekleyen,gözleyen,intizar eden.:MÜNTAZIR
Bekleyen,gözleyen.:MUNTAZIR
Bektaşi dervişi.:IŞIK
Bektaşi ve Mevlevi tekkelerinde belli tören kuralları olan sofra. : SOMAT
Bektaşilerin boyunlarına taktıkları bir taş.:SEKİL
Bektaşilikte tarikata yeni girmiş acemi dervişlere verilen ad.:TORLAK
Bel ve kalça arası. : BASEN
Bel, orta, ara, aralık. : MİYAN (MEYAN)
Bel,çapa yada sabanın topraktan kaldırdığı iri parça.:KESEK
Belçika’da yaşayan bir halk.:VALONLAR
Belde taşınan su kabı. : MATARA
Belediye.:URAY
Belgeleme. : TEVSİK
Belgeler,işaretler.:ALAİM
Belgelik.:ARŞİV
Belgesel.: DOKÜMANTER
Belin üstünde,göğüs hizasının altında biten kısa ceket.:BOLERO
Belirgin aralıklarla ilerleyen iki yada daha çok sesin taklidiyle oluşan bütün.:KANON
Belirlenimci.:DETERMİNİST
Belirli bir coğrafi alanda bulunan bitki türlerinin tümü.:FLORA
Belirli bir hizmeti başarabilecek en küçük askeri birlik. : TİM
Belirli bir insan grubunun dışında kimseye bildirilmeyen her türlü bilgi ve öğretiye verilen ad.:EZOTERİK
Belirli bir insan topluluğunun dışında kimseye bildirilmeyen,yalnızca sınırlı dar bir çevreye aktarılan (her türlü bilgi,öğreti),içrek.:BATINİ
Belirli bir malın,işin belirli bir süre yönetilmesi için görevlendirilmiş kimse.:KAYYUM
Belirli bir tonda yazılmış müzik parçasının niteliği.: TONALİTE
Belirli nesneler ya da durumlar karşısında duyulan olağandışı güçlü korku. : FOBİ
Belirli sesler,çalgılar yada topluluklar için yazılmış bir yapıtı başka sesler,çalgılara yada topluluklara aktarma,düzenleme.:ARANJMAN
Belirli sözcüklerden duyulan korku. : LOGOFOBİ
Belirsiz. :MÜPHEM
Belirteç olarak kullanılan eylem soylu sözcük. : ULAÇ
Belirti,ipucu anlamında yerel sözcük.:UCAR
Belirti. : SEMPTOM
Belirtiler.: SENDROM
Belirtke. : AMBLEM
Belirtme,gösterme,açığa vurma.:İZHAR
Belize plakası. : BH
Belleğin güçten düşmesi ya da kaybolması.:AMNEZİ
Bellek yitimi. : AMNEZİ
Belli amaçlarla kurulmuş konutlar topluluğu. : SİTE
Belli belirsiz hissedilen hafif yel. : ESİNTİ
Belli belirsiz tarih olaylarına ve efsane motiflerine dayanılarak halkın hayal gücüyle meydana gelmiş eser,epope.:DESTAN
Belli bir amacı olmayan, dayanaksız söz. : AFAKİ
Belli bir birim alan içinde yaşayan tüm canlıları, fiziksel çevrelerini ve aralarındaki her türlü ilişkiyi içeren kavram. : EKOSİSTEM
Belli bir bölgede sıkça görülen hastalık.:ANDEMİ
Belli bir bölgede yaşayan hayvanların tümü. : DİREY
Belli bir bölgede yaşayan hayvanların tümü./ Yeryüzünde ekolojik olarak sınırlanabilir bir yaşam mekanında bulunan bütün canlıları ifade eder.(orman faunası,çayır ve deniz faunası gibi). : FAUNA
Belli bir bölgede yetişen bitkilerin tümü. : BİTEY
Belli bir coğrafi bölgedeki yer adlarını,bunların kökenlerini,bölgede konuşulmakta olan dille yada ortadan kalkmış dillerle bağlantılarını inceleyen dilbilim dalı.:TOPONİMİ
Belli bir çıkar grubunun isteklerini siyasi organlara kabul ettirmek için kurulmuş olan topluluk,dalan.:LOBİ
Belli bir desenin yada yazının farklı ölçekte röprodüksiyonu yapmayı sağlayan aygıt.:PANTOGRAF
Belli bir iş kolunda usta,kalfa ve çırakları içine alan dernek.:LONCA
Belli bir işe gücü yetmeyen,aciz.:EKSİN
Belli bir malın yönetilmesi veya belli bir işin yapılması için görevlendirilen kimse.:KAYYUM
Belli bir topluluğa özgü olan işaret.:KOKART
Belli bir yerde mezarı olan,doğaüstü gücü bulunduğuna ve insanlara yardım ettiğine inanılan ölü.:YATIR
Belli bir yüzde karşılığında,bir sanatçının çalışma programlarını ve anlaşmalarını düzenleyen kimse.:EMPREZARYO
Belli konuda düzenlenen oturum ya da seminer. : SEMPOZYUM
Belli konulara uzun süre odaklanabilme, ayrıntıları algılamada çok başarılı olma, ama insanlarla iletişim kurmakta zorlanma biçiminde kendini gösteren sendrom. : ASPERGER
Belli olmayacak kadar yavaş akan su.:IĞIL
Belli sayıda noktanın konumunu kesinlikle tespit edebilmek için,bir alanı üçgenlere bölme işi.:NİRENGİ
Belli zaman aralıkları ile çıkan yayın,süreli yayın,periyodik.:MEVKUTE
Belsoğukluğu mikrobu.:GONOKOK
Bencil,egoist.:HODBİN
Bencillik. : EGOİZM
Benekli hayvan.:ÇAPAR
Benim gibi.:BENCİLEYİN
Benin’in eski adı.:DAHOMEY
Bentlerde toplanan suyun künklerle kente getirilerek toplandığı,üstü örtülü bir yapıdan meydana gelen su haznesi.:MAKSİM
Benzemeye çalışma,uyma.:İMTİSAL
Benzen halkalarının birbirine doğrusal olarak bağlandığı çok halkalı aromatik hidrokarbonların genel adı.:ASEN
Benzenden türeyen ve boya sanayinde kullanılan zehirli bir madde.Organik boya cevherine verilen ad. : ANİLİN
Benzer olmayan maddelerden oluşmuş bütün.:AGREGA
Benzer seslerin bir mısrada veya bir cümlede kulağa hoş gelecek bir ahenkte tekrarlanması.:ALİTERASYON
Benzer,eş.:MENEND
Benzerleri arasında güç ve önem bakımından başta gelen. : BAŞAT
Benzeşim,örnekseme. : ANALOJİ
Benzeştirme. : ASİMİLE
Benzetme.:TEŞBİH
Benzeyen,andıran.:MÜMASİL
Beraber asker olanlar. : TERTİP
Berber.:PERUKAR
Bereketli,çoğaltan.:ARTAĞAN
Bergama ilçesinde Allianoi antik kentini sular altında bırakacak olan baraj.:YORTANLI
Bergama’nın eski adı. : PERGAMON
Bering Denizi ile Büyük Okyanus arasında yer alan adalar grubu. : ALEUT
Bering denizinde bir ada.:NUNİVAK
Berkelyumun simgesi : BK
Berrak duru anlamında eski sözcük.:NAB
Berrak ve parlak sarı.:TURNAGÖZÜ
Bertolt Brecht’in bir oyunu.:BAAL
Besbelli,açıkça,meydanda,aşikar.:HÜVEYDA
Besinini bağımsız olarak sağlayan bitki,kendi belsek.:OTOTROF
Besleme kız.:AHRETLİK
Besleme, semirtme işi. Hayvanların besiye çekilip semirtildikleri yer. (Eski dilde: Çokluk, fazlalık):BESİ
Beslenme fobisi.:SİTİYOFOBİ
Besleyip yağlandırmak için enenmiş horoz. : IBLIK
Besteci. : KOMPOZİTÖR
Bestecinin,besteleniş sırasına göre numaralanmış müzik eseri.:OPUS
Bestelenmek için yapılan,konusunu kahramanlık ve dini hikayelerden alan manzume.:KANTAT
Bestelenmiş her tür şiire Batı’da verilen ad. :OD
Beş dalı kapsayan atletizm yarışması. : PENTATLON
Beş dizelik bentlerden oluşan nazım parçası.:TARDİYE
Beş heceli üç dizeden oluşan Japon şiir türü. : HAİKU
Beş kilometrelik bir uzaklık ölçüsü.:FERSAH
Beş parçası olan,beşli.:MUHAMMES
Beş yaşından büyük veya damızlık dışı bırakılmış dişi koyun.:MARYA
Beşparmak da denilen ve üzerine dikili çizgiler bulunan pamuklu bir kumaş.:ELİFİ
Beşparmak” da denilen bir kumaş türü. : ALACA
Beton delme kalemi. Betona delik açmakta kullanılan sivri uçlu, çelikten yapılmış bir alet.:MURÇ
Beton bloklarla ya da küçük moloz taşlarla yapılan temel.:TAŞDÖŞEK
Beton kırma makinesi. : BETONİYER
Betonarme inşaatlarda ana demirleri birleştirmeye yarayan ve böylece beton katmanlarının birbiri üzerinde kaymasını önleyen metal armatür. : ETRİYE
Betonarme inşaatlarda ana demirleri birleştirmeye yarayan ve böylece beton katmanlarının birbirleri üzerinde kaymasını önleyen metal armatür.:ETRİYE
Betonun ham maddelerinden olan kum ve çakıl.:AGREGA
Bey” denilen bir dişi arıyla kovandan çıkan arı topluluğu. : OĞUL
Beyaz bir element. : VANADYUM
Beyaz Bisiklet, Bir Kırık Bebek, Dünden Sonra Yarından Önce gibi filmleriyle tanınmış kadın sinema yönetmenimiz. : NİSAN AKMAN
Beyaz iş işlemekte kullanılan beyaz ve parlak iplik.:SİRESATEN
Beyaz iş işlemekte kullanılan bir çeşit parlak pamuk ipliği.: PAMUKAKİ
Beyaz kabuğu ve beyaz kerestesi marangozlukta kullanılan bir ağaç.:HUŞ
Beyaz mermerde bulunan sert kısım. : EMERİL
Beyaz patiskadan dikilen yada yünden örülen takke.:TERLİK
Beyaz porselen kaplama.:JAKET
Beyaz Rusya’da bir ırmak. : BEREZİNA
Beyaz Rusya’nın başkenti.: MİNSK
Beyaz ve kaliteli bir tiftik türü.:FİLİK
Beyaz ya da pembe renkli çiçekler açan zehirli bir ağaççık.:ZAKKUM
Beyaz yada mor renkte çiçekler açan, meyveleri dikenli bir bitki. : TATULA
Beyaz,sarı renkte soğanlı bir süs bitkisi. : NERGİS
Beyaz,yeşil,mavimsi gri renkte billurlaşmış bir tür kalsiyum karbonat.:ARAGONİT
Beyaza yakın gümüş renginde bir deniz balığı.:ATERİNA
Beyazlama, ağarma anlamında eski sözcük. : İBYİZAZ
Beygir gücü. : HP (HORSE POWER)
Beygir haşasını tutan küçük kolan. : TAPKUR
Beyin yangısı. : ANSEFALİT
Beyin elektrosu. : EEG
Beyin kanaması.:APOPLEKSİ
Beyin yarımkürelerinin derinliğinde,üçüncü karıncığın alt tarafında bulunan sinirsel bozmadde oluşumu.:TALAMUS
Beyin. : DİMAĞ
Beyinde üçüncü karıncığın iki yanında yer alan ve beynin öbür bölümleriyle ilişkili çekirdeklerden oluşan boz madde kitlesi. : TAPAMOL
Beyit. : EV
Beynin alt bölümünde bulunan,salgısını kana vererek fizyolojik olaylarda önemli rol oynayan sinirsel organ.:HİPOFİZ
Beyoğlu’nun eski adı.:PERA
Beyşehir gölü kıyısında,Anadolu Selçukluları döneminden kalma ünlü saray.:KUBADABAD
Beyşehir gölünde bir ada.:MADA
Bez torba.:CAĞ
Bez dokuma tezgahı. : ALAT
Bez dokuyan veya satan kimse.:BEZZAZ
Bez parçalarından dokunan basit kilim, yaygı. : PALA
Bez tezgahında ipliği ayarlayan tarak. : GÜCÜ
Bez,beze.:GUDDE
Bez,tahta,kağıt gibi maddeler üzerine yapılmış yağlı boya,sulu boya,pastel boya veya kara kalem resim.:TABLO
Bezden biçilmiş elbise.:KESİ
Bezekçi. Yapıların duvar ve tavanlarına süslemeler yapan usta. : NAKKAŞ
Bezekçilikte kullanılan yeşil ve pembe dalgalı bir sedef.:ARUSEK
Bezekçilikte kullanılan, çok parlak, yeşil ve pembe dalgalı bir çeşit sedefe verilen ad. : ARUSEK
Bezeme, süsleme. : TEZYİN
Bezginlik,umutsuzluk,usanç.:FÜTUR
Bezik,tavla gibi oyunlarda ortaya konan parayı iki misline çıkarma.:VİDO
Bezikte,bir taraf bin beş yüz sayıyı tamamlayamadan ötekinin üç bin sayı yaparak oyunu bitirmesi.:RUBİKON
Bıçak bilemeye yarayan çubuk biçiminde çelik araç. : MASAT
Bıçak,kılıç gibi kesici aletlerin kabzanın içinde kalan bölümü.:PIRAZVANA
Bıçkın Rum delikanlısı.: PALİKARYA
Bıkma,usanma.:GINA
Bıldırcın sökünü. : CURNATA
Bıldırcına benzer bir kuş.:TURAÇ
Bızbız’da denilen ve davula sol elle vurulan ince değnek.:ZİBZİBİ
Biber salçası,kızarmış ekmek,dövülmüş ceviz,tahin ve nar ekşisiyle hazırlanan bir tür meze.(Antalya yöresi).:MUHAMMARA
Biberiye, dişbudak. : HASALBAN
Biçilmiş ama demet yapılmamış ot yada ekin yığını.:PULUR
Biçim değişimi,dönüşüm.:TRANSFORMASYON
Biçim güzelliği ve yalınlığın egemen olduğu koşmalarıyla tanınmış XIX. yüzyıl halk ozanı::RUHSATİ
Biçimi bozulmuş.:DEFORME
Biçimlendirme eylemi.:MODLAJ
Biçimler,şekiller,kılık.: EŞKAL
Biçimsel” anlamında eski bir sözcük. : SURİ
Biçimsiz. : AMORF
Bilanço.:DENGELEM
Bilardo oyununda isteka ile vurulan bilyelerin öbürlerine dokunması.:KARAMBOL
Bilardo oyununda kullanılan değnek. : İSTEKA
Bilardoda , oyunculardan birinin topunun öteki toplardan birine değdikten sonra geri dönmesini sağlayacak şekilde yapılan vuruş. : KLEPS
Bildiri özeti.:EKSPOZE
Bildiri.:TEBLİĞ
Bileği çarkı.:KÜSTERE
Bilek hizasında kalan kısa çorap.:ŞOSET
Bilekleri dar,beli bol,büzgülü kadın şalvarı.:ÇİNTİYAN
Bilenmiş kesici bir aracın yüzünde kalan ve bileği taşıyla giderilen metal çapağı, kıl ağı.:ZAĞ
Bileşik. : MÜREKKEP
Bileşikgillerden şekeri çok bir tür yer elması. : BADAT
Bileşikgillerden,kökleri sebze olarak kullanılan otsu bir bitki.: TEKESAKALI
Bileşim, bileştirme. : TERKİP
Bileşiminde % 80-83 bakır,% 17-20 çinko bulunan,mücevhercilikte genellikle şerit ya da tel biçiminde bulunan pirinç.:TOMBAK
Bileşke.:MUHASSALA
Bileyici.:ZAĞCI
Bilgece olan.:HİKMETLİ
Bilgi ve güç elde etmek karşılığında ruhunu şeytana satan ve birçok sanat yapıtına konu olan efsanevi kişi. : FAUST
Bilgi edinme, öğrenme. : ITTILA
Bilgi ve düşüncesi alınmak üzere kendisine danışılan kimse,bilgili.:DANİŞMENT
Bilgi,ilim,irfan.:DANİŞ
Bilgi,malumat.: TİLİ
Bilgicilik.: SOFİZM
Bilgicilik.:SOFİZM
Bilgiçlik taslayan. : BİLEGEN: MALUMATFURUŞ
Bilgide temel olarak düşünceyi alan ve varlığı insan düşüncesinin kurduğunu kabul eden öğretilerin genel adı. : İDEALİZM
Bilgileri gösteren simgeler dizesi.:KOD
Bilgili, haberli, uyanık. : AGAH
Bilginin saklanması ve üretilmesini konu alan akademik ve mesleki disiplini. : BİLİŞİM
Bilginin temelini,bilim alanında uygulanan yöntemleri,sınır ve güvenilirlik bakımından inceleyip araştıran felsefe dalı.:EPİSTOMOLOJİ
Bilginler : ARİFAN.
Bilginler,yazarlar,sanatçılar kurulu.:AKADEMİ
Bilgisayar kullanımında çözüme erişmek için işlenebilir duruma getirilmiş bilgi ortamı.:VERİTABANI
Bilgisayar ağı.:NETWORK
Bilgisayar bağlantılı metin dili,üst metin dili.Web (örün) sayfalarının kolaylıkla yaratılmasına elveren programlama dili.:HTML (Hyper Text Markup Language)
Bilgisayarda bir depolama ortamı olarak yararlanılan , belli sığası olan,plastik manyetik araçlara verilen ad. : DİSKET
Bilgisayarda abonelik,hesap.:ACCOUNT
Bilgisayarda araç çubuğu.:TOOLBAR
Bilgisayarda donanım.Bilgisayarın fiziksel öğeleri.:HARDWARE
Bilgisayarda duvar kağıdı.Kullanıcı tarafından seçilen ve ekranın zeminini süsleyen desen.:WALLPAPER
Bilgisayarda elektronik posta.:E-MAİL
Bilgisayarda erişilebilir bellek.: RAM
Bilgisayarda güvenlik duvarı.:FİREWALL
Bilgisayarda ikili sayı sisteminde her bir basamak.(1.024 bit:1KB”kilobyte” – 1.000 KB:1 MB “megabyte”– 1.000 MB:1GB “gigabit”– 1.000 CG:1TB “terabyte”:BİT
Bilgisayarda indirmek,karşıdan yüklemek.:DOWNLOAD
Bilgisayarda internet üzerinde bilgi kaynaklarını aramaya elveren ve bağlantılı metin ve ortamların olanaklarını kullanan yazılım.:BROWSER
Bilgisayarda internet üzerinde müzik dağıtımı için kullanılan bir ses kodlama ve sıkıştırma yöntemi.:MP3
Bilgisayarda istenilmeden gönderilen ticari duyum içerikli e-posta.:SPAM
Bilgisayarda klavye gevezeliği,internet sohbeti.:CHAT
Bilgisayarda sunucu.Bilgi işlem düzeninde istekleri yerine getirmekle yükümlü bilgisayar.:SERVER
Bilgisayarda veri tabanı.:DATABASE
Bilgisayarda veri.:DATA
Bilgisayarda yazılım.Bilgisayarda program,kural ve belgelerin tümü.:SOFTWARE
Bilgisayarın çevrim dışı,bağlantısız çalışması.:OFFLİNE
Bilgisayarın çevrim içi,bağlı çalışması.:ONLİNE
Bilgisini,başkalarını sıkacak şekilde gösterişli sunan kişiler için kullanılan sözcük.:PEDANTİK
Bilim doktorlarının ve Kardinallerin giydikleri dört köşe külah yada başlık. : BARATA
Bilim kurumlarının çalışmaları ile ilgili yazı ve haberlerin yayınlandığı dergi.:BELLETEN
Bilim yada sanat alanında üstün bilgisi ve yeteneği olan kimse.:ÜSTAT
Bilim,fen konularıyla siyasal,ekonomik ve toplumsal konuları açıklayıcı ve yorumlayıcı niteliği olan gazete ve dergi yazısı. : MAKALE
Bilimde bir düzenli görüşü oluşturan,ilke ve dogmaların bütünü,meslek,doktrin.:ÖĞRETİ
Bilimler,ilimler.:ULUM
Bilimsel amaçlarla böcek inceleme,saklama ve koruma yeri. : İNSEKTARYUM
Bilimsel amaçlarla böcek inceleme, saklama, koruma yeri. :İNSEKTARYUM
Bilimsel bir sorunu incelemek yada siyasi, ekonomik, diplomatik sorunları tartışmak için yapılan akademik toplantı. :KOLOKYUM
Bilinç, şuur.: ES
Bilinemezcilik. : AGNOSTİSİZM .:LAEDRİYE
Bilinen, adı geçen, sözü geçen.:MAHUT
Bilip bilmeden her konuya atlayan kimseye argoda verilen ad. : SAZAN
Bilirkişi.:EHLİHİBRE
Billur.:KRİSTAL
Billura benzeyen, billuru andıran, billursu. :KRİSTALOİT. :KRİSTOLİT
Billurları idrarda bulunabilen ve idrar yollarında taş yapan madde.:OKSALAT
Billurlaşmış doğal kalsiyum karbonat.:KALSİT
Billurlaşmış kireç taşı.:MERMER
Bilmece şeklinde düzenlediği muammalarıyla ve Bektaşi inançlarını dile getiren şiirleriyle tanınmış XIX. yüzyıl halk ozanı. : MİRATİ
Bilmez gibi görünme,görmezlikten gelme.:TECAHÜL
Bilmiyorum anlamında kime ait olduğu bilinmeyen şiirlerin altına yazılan bir sözcük.:LAEDRİ
Bilye,zıpzıp.:ENEK
Bilyeli tekerlekler ve küçük bir sandıktan oluşan basit taşıma aracı. : TORNET
Bilyeli yatak.:RULMAN
Bin beş yüz yıl öncesine dayanan Japon güreşi. : SUMO
Bin dokuz yüz altmış’larda Brezilya’dan tüm dünyaya yayılan bir dans ve müzik. : BOSSANOVA
Bin dokuz yüz altmış’larda New York’ta ortaya çıkan ve biçimindeki aşırı sadelikle ayırt edilen sanat akımına verilen ad. : MİNİMAL
Bin dokuz yüz altmışlı yıllarda doğan ve daha sonra reggae’ye dönüşen Jamaika müziği.:SKA
Bin dokuz yüz dört – bin dokuz yüz doksan üç yılları arasında yaşayan ve Türkiye’de modern resmin ilk temsilcilerinden biri sayılan ünlü ressamımız. : ALİ AVNİ ÇELEBİ
Bin dokuz yüz kırk dört yılında doğmuş,genellikle kösele ile ürettiği soyut anlayıştaki yapıtlarıyla tanınmış heykelcimiz.:KORAY ARİŞ
Bin dokuz yüz kırkların ikinci yarısında caz müziğinin iki karşıt kampa bölünmesine neden olan ilk modern caz akımı.:BEBOP
Bin dokuz yüz on dört’te İnas (Kız) Sanayii Nefise Mektebi’ni kuran ve okulu n müdürlüğünü yapan, ilk kadın ressamımız. : MİHRİ MÜŞFİK HANIM
Bin dokuz yüz on dört’te İstanbul (Beyoğlu)’ da açılan sinema salonu. : MAJİK
Bin dokuz yüz on iki yılında batan transatlantik. : TİTANİK
Bin dokuz yüz on üç- bin dokuz yüz doksan yılları arsında yaşayan ve göz alıcı renklerin egemen olduğu yapıtlarıyla tanınan ressamımız. : AGOP ARAD
Bin dokuz yüz otuz altı’da doğan ve daha çok duvar resimleriyle tanınan ressamımız. : EROL ETİ
Bin dokuz yüz otuz sekizde doğmuş,özellikle ince bir işçiliğin egemen olduğu çanaklarıyla tanınmış kadın seramik sanatçımız.:ALEV EBÜZZİYA
Bin dokuz yüz otuzda kurulan aşırı milliyetçi gizli Hırvat örgütü.:USTAŞA
Bin dokuz yüz üç- bin dokuz yüz otuz sekiz yılları arasında yaşayan ilk kadın ressamımız.:HALEASAF
Bin dokuz yüz yirmi bir’ de Türkiye’ye sığınarak İstanbul Belediye Konservatuarı’nda bale bölümünü kurmuş ve birçok öğrenci yetiştirmiş, bu çalışmalarıyla yurdumuzda balenin öncüleri arasında yer almış Rus asıllı Türk kadın koreograf. : LİDİA KRASSA ARZUMANOVA
Bin metrekarelik bir alan ölçüsü birimi.:DÖNÜM
Bin sekiz yüz seksen dokuz-bin dokuz yüz yirmi yedi yılları arasında yaşamış, simgesi özellikler taşıyan yapıtlarıyla tanınmış bir ressamımız. : AVNİ LİFİJ
Bin sekiz yüz yetmiş dokuzda ortaya atılmış yapay bir dil.:VOLAPÜK
Bina girişlerinde elektrik şebeke hattını sigorta sistemi ile düzenleyen kutu.:KOFRA
Binaların önlerinde üstü örtülü önü açık yer. : REVAK
Binanın bir bölümünü tutmaya yarayan köşe kubbesi.:TROMP
Bineğe yada yük taşımaya alıştırılmamış at veya eşek sürüsü.:HERGELE
Bingöl ilinde bir kaplıca.:KÖS
Bingöl yöresine özgü bulgur köftesi.:MÜSEBBİYE
Bingöl’ün Solhan ilçesinde,içinde yüzen iki adacığı da bulunan bir göl.:TURNALAR
Binicilik,bisiklet,atletizm gibi yarışların yapıldığı özel yol.:PARKUR
Biniciyi sarsmayan at yürüyüşlerinden biri.:YORGA
Binlerce kişinin imha edildiği, Almanya’daki ilk Nazi toplama kampı. : DACHAU
Bir başlangıç melodisinin belirli bir zaman aralığında tekrar edilmesine dayanan müzik biçimi. : KANON
Bir çeşit uzun rende. : KUSTERE
Bir tiyatro oyununda oyuncuların bir defada söylediği parça. : TİRAT
Bir adayı anakaraya bağlayan kıyı dili yada kıyı oku.:TOMBOLO
Bir adın yada sözcüğün baş harfi.:İNİSİYAL
Bir Afrika ülkesinin başkenti.:NUAKŞOT
Bir ağ atılışında çıkarılan balık miktarı.:FOROZ
Bir ağ türü.:APOŞİ
Bir ağaç türü.:AKAĞAÇ
Bir akarsu yatağının az eğimli vadi tabanlarında ve ova düzlüklerinde çizdiği “S” harfine benzer kıvrım.:MENDERES
Bir akarsu yatağının en derin yerlerini birleştiren çizgiye verilen ad.:TALVEG
Bir akarsuyun kalkerli bir alanda oyarak oluşturduğu derin,darboğaz.:KANYON
Bir akarsuyun yatağı üzerinde oluşturulan yapay set. : BARAJ
Bir akışkanın çekim ve sürtünme kuvvetleri nedeniyle akma eğilimine karşı gösterdiği iç direnç.:VİSKOZİTE
Bir akort oluşturan seslerin birbiri arkasından çalınması.:ARPEJ
Bir akvaryum balığı.:LEBİSTES
Bir akvaryum balığı.:TETRA
Bir alanla ilgili olarak oluşturulan danışma kurulu.:ŞURA
Bir aletin çapları birbirinden farklı olan parçalarından birini ötekine geçirebilmek için yararlanılan bağlayıcı.:ADAPTÖR
Bir aletin yada aracın hareketli parçası.:ŞARYO
Bir Alman denizaltısı tarafından batırılan ve 1915’te ABD’nin 1.Dünya Savaşına girmesine neden olan İngiliz yolcu gemisi. : LUSİTANİA
Bir amaca ulaşmak için tutulan yol ve yöntem. : PROSEDÜR
Bir anason türü.(Çorba,sebze ve balık yemeklerinde kullanılır).:PİMPİNEL
Bir anayasa yapmak veya bir anayasayı değiştirmek için toplanan olağanüstü ve geçici meclis.:KONVANSİYON
Bir anlam bildirmeyen , anlama bir şey katmayan ama kulağa hoş gelen söz ve anlatımı ifade eder. :TUMTURAKLI
Bir anlatımda verilmek istenen öz. : İÇERİK
Bir anlatının vurgulandığı temel düşünce. : İLETİ
Bir anlatıyı,bir söylevi bitiren özlü deyiş.:EPİFONEMA
Bir araştırmada bütünü anlamak için bütünden seçilen,araştırma tekniklerinin uygulanacağı grup.:ÖRNEKLEM
Bir arazinin bölünmesi,parsellere ayrılması.:İFRAZ
Bir arazinin çeşitli noktaları arasındaki yükselti farkını ölçmeye yarayan alet,düzeç.:NİVO
Bir arazinin,bir karayolunun yatay doğrultuya göre yokuş olan bölümü.:RAMPA
Bir arazinin,bir karayolunun,bir demiryolu hattının yatay doğrultuya göre yokuş olan bölümü.:RAMPA
Bir araziyi düzleme işi.:NİVELMAN
Bir aruz vezni. : REMEL
Bir asitle birleşince bir tuz oluşturan madde.:BAZ
Bir Asya ülkesinin başkenti. : SANA - SEUL
Bir at arabası türü.:LANDON
Bir at rengi.:DORU
Bir atada varken,bir çok kuşaktan beri yitmiş olan niteliklerin bir yavruda birden ortaya çıkması.:ATAVİK
Bir atardamarın bir noktasında oluşan ur biçiminde gevşeme şişkinliği.:ANEVRİZMA
Bir atıcılık sporu aleti.:BALTRAP
Bir atımlık barut.: KESİ
Bir atom ya da molekülden ötekine bir ya da daha çok elektronun geçişi olayı.:REDONS: REDOKS
Bir atom altı parçacığın yada çekirdeğin açısal momentumu.:SPİN
Bir atom veya molekülden ötekine bir veya daha çok elektronun geçişi olayı.:REDOKS
Bir av köpeği cinsi. : ZAĞAR : SETER : GRİFON.:EPANYÖL.:TERİYE
Bir av kuşu. : ÜVEYİK: MEKE
Bir avuç dolusu. : APAZ
Bir ayakkabıya ağaç veya metal çivi çakmak için delik açmaya yarayan ayakkabıcı aleti.:KAÇABURUK
Bir ayakla üzerine binilip,öbür ayakla yeri teperek yol alınan bir çocuk oyuncağı. :TROTİNET
Bir bağırsak asalağı,şerit.:TENYA
Bir baharat karışımı.:KÖRİ
Bir baharat türü.:KİŞNİŞ
Bir baharat türü.:ZENCEFİL
Bir bakteri türü.:BASİL
Bir baleyi oluşturan adım,figür ve anlatımların bütünü.:KOREOGRAFİ
Bir balık türü. : İSKORPİT: RİNA : ZARGANA : AKYA.:LAPİNA
Bir balık türü. : AKINKAYASI : AKKEFAL: CAMGÖZ. :DUBAR
Bir balık türü. : HOROZBİNA: ISKARMOZ. UBAR: AKLEVREK
Bir balık türü.:DİPLARYA :EĞREZ :FRİSA. AĞ ALASI. :İŞKİNE
Bir bamya yemeği türü.:ASİDE
Bir bankanın sattığı menkul değerleri geri satın alma taahhüdüne verilen ad. : REPO
Bir baş rahip yada bir baş rahibe tarafından yönetilen manastır.:ABEYİ
Bir başlık türü.:BÖRK
Bir batarya topun birden ateş etmesi.:SAPARTA
Bir Batıni tarikat olan Nusayriliğin kutsal simgesi (Ali,Muhammet ve Selman El-Farisi’nin ilk harflerinden oluşur).:AMS
Bir Bektaşi tarikatının adı.:NAZENİN
Bir berat,lisans hakkı veya ticari marka sahibinin bunu devrettiği firmalardan aldığı maddi karşılık.:REDEVANS
Bir bestede kullanılabilecek aynı türden sesler kümesi.:SKALA.:ISKALA
Bir beze sarılarak düğümlenmiş küçük bohça.:ÇIKIN
Bir bezik oyunu terimi. : VİDO
Bir bilgisayar sisteminde merkezi işlem birimine bağlı olarak etkileşimli iletişimde bulunan birimler bütünü. : ONLAYN: (ONLİNE)
Bir bilgisayara ne yapması gerektiğini bildiren komutlar.:YAZILIM
Bir bilgisayarda mantık ve aritmetik işlemlerin sonuçlarını kaydetmeye yarayan merkezi birim kütüğü. : BİRİKEÇ
Bir bilgiyi temsil eden semboller sistemi.:KOD:KOT
Bir bilim alanında , incelenecek problemlerin ve bunların inceleme tekniklerinin seçimi.:PARADİGMA
Bir bilim veya sanata özgü kelime,deyim,terim.:ISTILAH
Bir bilim,sanat,meslek dalıyla veya bir konu ile ilgili özel ve belirli bir kavramı karşılayan kelime. :TERİM
Bir binadaki toplantı veya gösterinin yapıldığı yer,/ Tiyatroda dinlenme yeri. : FUAYE
Bir binanın yöre imar dairesinin öngördüğü azami yüksekliği.:GABARİ
Bir binek arabası türü.:KALEŞ
Bir birim sistemindeki ölçüsü tek bir sayı olan büyüklük. : SKALER
Bir birliğe verilen ve ağızdan ağza bütün askerlere yayılan emir. :PASAPAROLA
Bir birliğin,ortaklığın yada alacaklılar grubunun haklarını korumakla görevli kimse. : SENDİK
Bir bitki türü.:ALFA
Bir borca karşılık,hesabı daha sonra görülmek üzere yapılan kısmi ödeme.:AKONT
Bir borunun ağzına biçim vermek , genişletmek ya da pürüzlerini almakta kullanılan aygıt.:RAYBA
Bir boya türü ve bu boyayla yapılmış olan resim.:GUVAŞ
Bir böbrek üstü hormonu. : KORTİZON
Bir böceğin kelebek olmadan önce geçirdiği başkalaşma hali.:KRİZALİT
Bir bölgede yetişen bitkilerin hepsi, bitki örtüsü.: FLORA : BİTEY
Bir bölgede yetişen hayvanların tümü.:FAUNA
Bir bölgedeki yer altı ve yerüstü sularının durumunu inceleyen bilim.:HİDROGRAFİ
Bir buçuk dirhem değerinde eski bir ağırlık ölçüsü birimi. : MİSKAL
Bir buharlı lokomotifin hemen arkasına yerleştirilen ve lokomotifin beslenmesi için gerekli yakıt ve suyu taşıyan araç. : TENDER
Bir buluşun ve kullanım hakkının kime ait olduğunu gösteren belge. : BERAT
Bir buzulun parçalanmasıyla oluşan buz kütlesi.:SERAK
Bir bütünü oluşturan parçalardan her biri. Et, ekmek, peynir vb lokması, dilimi. Dilim, lokma.:TİKE
Bir bütünü oluşturan bölümlerden her biri. : CÜZ
Bir bütünü oluşturan.:ENTEGRE
Bir bütünün yapısı ve özelliği.:DOKU
Bir büyük yetke (güç) sahibini perde arkasından yöneten kimse. : KAMARİLLA
Bir büyükelçinin temsilci olarak bulunduğu ülke dışına çıkması durumunda veya o ülkeye gelmesinden önce ona vekalet eden diplomat.:MASLAHATGÜZAR
Bir canlıdaki genlerin tümü. : GENOM
Bir caz üslubu (1940’larda ortaya çıktı).:BOP
Bir cila türü.:POLYESTER
Bir cila.:SAYKAL
Bir cins antibiyotik.:KANAMİSİN
Bir cins av köpeği.: ZAĞAR
Bir cins bamya. : OKRA
Bir cins baykuş. : YAPALAK
Bir cins börülce. : MAŞ
Bir cins büyük ve zehirli örümcek. : KUNTA
Bir cins çıralı tahta.:ÇİĞDENE
Bir cins doğan. : ZAĞANOS
Bir cins döşemelik kumaş. : ÇATMA
Bir cins fasulye.:ANAPA
Bir cins güvercin. : PAL
Bir cins ince, şık dokunmuş patiska. : NANSUK
Bir cins iri yengeç.:PAVURYA
Bir cins karides.:TEKE
Bir cins kertenkele.:AGAMA
Bir cins kertenkele.:GEKO
Bir cins kokulu sandal ağacı. Bir cins mısır.:KALEMBEK
Bir cins koyun. : DALABA
Bir cins küçük taneli muşmula.:EZGİL
Bir cins mantar.:AMANİTA
Bir cins mimoza:. AMBERAĞACI
Bir cins orkide. : ADA
Bir cins pamuklu kumaş. : KALİKO
Bir cins papağan. : LORİ
Bir cins parlak kumaş. : KARAMANDOLA
Bir cins pasta.:EKLER
Bir cins portakal. : NAVEL
Bir cins reçine kullanılarak cilalanmış mobilyalar için kullanılan sözcük. : LAKE
Bir cins reçine. : LAKA
Bir cins serçe. : LOKRA
Bir cins sülün. : TURAÇ
Bir cins tafta.:LUİZİN
Bir cins taze fasulye.:ANAPA
Bir cins termometre.:REOMÜR
Bir cins tüylü av köpeği. : BARAK
Bir cins yaban kedisi.:GAPAR
Bir cins, sazana benzer tatlı su balığı. : KARAKEÇİ
Bir cins, yumuşak ve ince gömleklik bez. : PENBEZAR
Bir cismin bir yanını kaldıraçla yükseltme işi.:BASARNA
Bir cismin hareketinin ölçülmesinde temel alınan nicelik. : MOMENTUM
Bir cismin ışığını yansıtma gücü.:ALBEDO
Bir cismin titreşiminden çıkan ses.:TINI
Bir çağrıyı yerine getirme.:İCABET
Bir çakıl taşı türü.:BREŞ
Bir çalgının teknik özelliklerini ön plana çıkartmak amacıyla yazılmış, orkestra eşliğinde seslendirilen, sonat formundaki müzik eseri. :KONÇERTO
Bir çalgıyı doğru ses vermesi için ayarlama.:AKORT
Bir çalışmaya yardım sağlamak için,genellikle açık havada yapılan eğlentili toplantı.:KERMES
Bir çekim aygıtına takılan ve görüntüleri sınırlamaya,kimi zamanda ayarlamaya yarayan düzenek. :VİZÖR
Bir çeşit acı bira. : BİTTER
Bir çeşit açılır kapanır perde. : STOR
Bir çeşit balık ağı. : IRIP
Bir çeşit beyaz buğday.:AKSARKAN
Bir çeşit börülce. : MAŞ
Bir çeşit büyük ve zehirli örümcek.:KUNDA
Bir çeşit çevirme ağı.:BARABAT
Bir çeşit çörek. : KETE
Bir çeşit eğri testere.:MUŞER
Bir çeşit ekşi üzüm.:ACIKARA
Bir çeşit erkek şalvarı.:ÇAKŞIR
Bir çeşit gemici düğümü.:ALABORİNA
Bir çeşit hamur yemeği.:PİRUHİ
Bir çeşit ince, çoğu kez çiçekli pamuklu kumaş. : MARKİZET
Bir çeşit ipek kumaş.:KEMHA
Bir çeşit iskambil oyunu. : BLUM
Bir çeşit İtalyan peyniri. : PARMİCAN
Bir çeşit kekik. : ZAHTER
Bir çeşit kısa ney.: NISFİYE
Bir çeşit koyun. : DALABA
Bir çeşit küçük atmaca.:CURA
Bir çeşit küçük sinek. :MUCUK
Bir çeşit Leh dansı veya bu dansın müziği.:MAZURKA
Bir çeşit pamuk ipliği.:FİLDEKOZ
Bir çeşit pamuklu kumaş. : HASA
Bir çeşit papağan.:LORİ
Bir çeşit parlak ipekli kumaş. : SİRESATEN
Bir çeşit pelte.: PALUZE
Bir çeşit sertçe,ince yünlü kumaş.:SOF
Bir çeşit telli bürümcük. : ŞİP
Bir çeşit testere. : MUŞER
Bir çeşit top mermisi. : HUMBARA
Bir çeşit uzun rende. : KÜSTERE
Bir çeşit üzüm.:DİMYAT
Bir çeşit Venedik altın akçesine verilen ad. : DUKA
Bir çeşit yanardağ kütlesi : BAZALT
Bir çeşit yassı ekmek.:DAYAMA
Bir çeşit yumurtalı ve hafif hamur tatlısı. : MAFİŞ:MAMİŞ
Bir çeşit yüksekçe komodin.:TIRNAK
Bir çiçek adı.:FULYA
Bir çiçek tepeciğinin başka bir çiçek tozu ile tozlanması.:ALOGAMİ
Bir çiçek. : PAŞAÇADIRI : KALA
Bir çift at tarafından çekilen,üstü kapalı,yaylı ve dört tekerlekli binek arabası.:KAROÇA:KARUÇA
Bir çifte kürekli küçük patalya. : DİNGİ
Bir çocuk oyunu. : KUKA – SEKSEK - UZUNEŞEK
Bir çok Avrupa ordusunda mızraklı süvarilere verilen ad.:UHLAN
Bir çok bedensel özelliğiyle file benzeyen,tavşan iriliğinde memeli bir hayvan.:DAMAN
Bir çok bitkisel maddede bulunan,deri tabaklamada,hekimlikte kullanılan,tadı buruk madde.:TANEN
Bir çok bitkiyle özel bir koku verilmiş,tatlı,bir tür şarap.:VERMUT
Bir çok Ermeni baş patrik ve patriğin adı.: NERSES
Bir çok ipin örülmesiyle oluşturulan,balıkçılıkta kullanılan halat. :YOMA
Bir çok kez,çok defa.:KERRAT
Bir çok kıtadan oluşan şarkı gibi söylenmek üzere yazılmış duygusal şiir,şarkı. : LİED
Bir çok kişi tarafından el ele tutuşarak oynanan bir halk oyunu.: HORA
Bir çok kişinin yaptığı işlerde gayret vermek için kullanılan ünlem.:YİSA
Bir çok konuda bilgisi olan kimse.:KIRKAMBAR
Bir çok kuşağı kapsayan ve bir romanda,filmde yada televizyon dizisinde anlatılan bir tür aile destanı.:SAGA
Bir çok organik maddeyi eritmekte kullanılan uçucu,kolayca alev alır,eter kokusunda bir sıvı.:ASETON
Bir çok ortaklığın hisse senetlerini elinde bulundurarak onları denetimi altında tutan sermaye yatırım ortaklığı,ana ortaklık.:HOLDİNG
Bir çok ülkede kuruntu,stres ve uykusuzluk ilacı olarak kullanılan bir cins karabiber.:KAVA
Bir çömleğin içine konmuş manileri çekerek ve yorumlayarak bakılan bir fal.:MANTIVAR
Bir çözeltinin elektrolizi sırasında katotta toplanan iyon.:KATYON:ARTIN
Bir çuha türü.:BARAK
Bir çuval türü.:TELİS
Bir dağ sırasının yamaçlarından her biri.:AKLAN
Bir dairede yarıçap uzunluğundaki yay parçasını gören merkez açıya eşit açı ölçme birimi.:RADYAN
Bir dairenin düzleminde bulunan fakat merkezinden geçmeyen bir doğru çevresinde dönmesiyle oluşan cisim.:TOR
Bir dalda dördü beşi bir arada bulunan meyve kümesi.: ÇATANAK : ÇOTANAK
Bir dalganın genlik,evre ve sıklığının bir yasaya göre zaman içinde farklılaşması.:MODÜLASYON
Bir damla gözyaşı.:DEMA
Bir dans türü.:EKAR
Bir dansı veya oyunu oluşturan ölçülü adımlarla beliren zincirleme hareketlerden her biri.:FİGÜR
Bir davanın mahkemece nasıl bir hükme bağlandığını gösteren resmi belge.:İLAM
Bir deney hayvanı,hint domuzu.:KOBAY
Bir deniz aracının yanaşmış olduğu yerden açılması.:AVARA
Bir deniz böceği türü.:PAVURYA
Bir deniz teknesinin başka bir tekneye veya iskeleye yanını vererek yanaşması.:ABORDA
Bir deniz yolculuğunda geminin veya yükünün gördüğü zarar.:AVARYA
Bir derebeyin himayesine girip kendini onun hizmetine adayan kimse.:VASAL
Bir derebeyinin hizmetindeki savaşçı.:SAMURAY
Bir deste (52’lik) kağıtla oynanan bir iskambil oyunu.:KİNG
Bir devletin başka bir devlete politik sorunlarla ilgili olarak yolladığı uyarı yazısı.:MEMORANDUM
Bir devletin topraklarıyla çevrilmiş başka bir devlete ait arazi.:ANKLAV
Bir devletin yada bir şirketin yönetimini birlikte yürüten üç kişilik topluluk. : TROYKA
Bir devredeki elektrik akımını açıp kapama veya değiştirme işini yapan araç.:ŞALTER
Bir dik üçgende hipotenüsün karesinin, dik kenarların kareleri toplamına eşit olduğunu kanıtlayan teorem.:EŞEK DAVASI
Bir dik üçgende,dik açının karşısında bulunan kenar.:HİPOTENÜS
Bir dilde var olan sözcüklere benzetilerek yapılmış yeni sözcük.:NEOLOJİZM
Bir dilde yeni sözcükler kullanma. : NEOLOJİ
Bir dildeki kelimelerin başka bir dilin alfabesi ile veya belirli işaretlerle yazılması,yazı çevrimi.:TRANSKRİPSİYON
Bir dildeki sözcüklerin hem biçimsel hem anlamsal tarihini ele alan dilbilim dalı.:ETİMOLOJİ
Bir dilden başka bir dile olduğu gibi çevrilen deyim. : KALK
Bir dileği yerine getirme.:İSAF
Bir dilin söz varlığı. : VOKABÜLER
Bir dilin tarihsel,bölgesel,siyasal sebeplerden dolayı ses,yapı ve söz dizimi özellikleriyle ayrılan kolu,diyalekt.:LEHÇE
Bir dine, bir görüşe, bir örgüte aşırı tutkuyla bağlı olan kişi. : FANATİK
Bir dini,özellikle Hıristiyanlığı yaymaya çalışan gönüllü.:MİSYONER
Bir dinin öğrenilmesi gereken inançlarının ve tapınma kurallarının tümü. : AKAİT
Bir dinin öğrenilmesi gereken inançlarının ve tapınma kurallarının tümü veya bunları toplayan kitap.:AKAİT
Bir dizi metal yada bambu dilden oluşan Afrika’ya özgü bir çalgı. : MBİRA
Bir doğrultuyu, dereceli bir çember üstünde işaretleyerek belirleme olanağı veren cetvel türü. : ALİDAT
Bir dokunun sertleşmesi.:SKLEROZ
Bir dolap kapağını kapalı tutmaya yarayan bilyeli yada küçük tekerlekli düzen,dolap stoperi.:ÇITÇIT
Bir domates türü. :KAVATA
Bir dönem Fransızca sözcüklerle konuşmaya özenen çevrelerde memnun oldum,tanıştığımıza sevindim anlamında kullanılan bir sözcük.:ANŞANTE
Bir döviz,menkul değer,mal veya üretim faktörü gibi ekonomik varlığın aynı andaki fiyat farklılığından kar sağlamak üzere eş anlı olarak alınıp satılması şeklinde yapılan işlemler.:ARBİTRAJ
Bir duvardaki taş yada tuğla sırası. : REDE
Bir duvarın başını ya da iki duvarın köşesini oluşturan gömme ayak. : ANTA
Bir duygu veya inanışın etkisiyle aşırı ölçüde coşup kendinden geçme durumu.:CEZBE
Bir düğmeyi yada kopçayı tutmaya yarayan halkacık. : BRİT
Bir düşünce biçiminin yazılı ve sözlü anlatımı.:SÖYLEM
Bir düşünceye,bir inanışa aşırı ölçüde bağlanıp ondan başka bir düşünce ve inanışı kabul etmeyen,bağnaz.:MUTASSIP
Bir düşünceyi belirtmekteki kesinlik.:İKANİYE
Bir düzlem şeklin aynı yöndeki paralel bütün kirişlerini eşit parçalara bölen çizgi. : ORTAY
Bir düzlemin odak denilen durağan iki noktaya uzaklıkları değişmeyen noktaların geometrik yeri olan eğri.:HİPERBOL
Bir edebiyat yapıtında duygu, tutku ve düşünce yönlerinden ele alınan kimse. : KARAKTER
Bir eğrinin iki noktasını birleştiren doğru parçası. : KİRİŞ
Bir ekin hastalığı. : RASTIK
Bir ekmeklik hamur topağı. : PAZI
Bir elbisenin omuz ile göğüs arasına eklenen parçası.:ROBA
Bir elçinin bir ülkeye atanmadan önce o ülkeden istenilen uygun görme yazısı. : AGREMAN
Bir elektrik akımını alıp başka bir kuvvete çeviren cihaz.: RESEPTÖR
Bir elektrik akımının yönünü değiştirmeye yarayan araç.:KOMÜTATÖR
Bir elektrik devresindeki akımı,başka bir devreden geçen akımdaki değişiklikler aracılığıyla denetleyen aygıt,.değiştirgeç. : RÖLE
Bir elektrofonun veya başka elektro-akustik sistemin yükseltici ve hoparlörleriyle birlikte kullanılmak üzere tasarlanmış güç yükseltici olmayan radyo alıcısı.: TUNER
Bir elektroliz aygıtında eksi kutup. : KATOT
Bir elektron tüpünde temel işlevi ikincil yayım üretmek olan elektrot. : DİNOT
Bir elma türü. : APİ
Bir engelle karşılaşan su veya hava akıntısının dönerek ve çukurlaşarak yaptığı çevrinti,ters akıntıların oluşturduğu dönme,burgaç,anafor.:GİRDAP
Bir erik türü.:AYNABAKAR
Bir erkeğin karısı sağken yada öldükten sonra baldızıyla evlenmesi.:SORORAT
Bir erkeğin nikahsız olarak aldığı cariye.:ODALIK
Bir eser üzerindeki hak.: TELİF
Bir eserde asıl konu olarak ele alınan olaylardan önce,geçmiş bir takım başka olguları anlatan ilk bölüm,öndeyiş.:PROLOG
Bir eserde sıkça tekrarlanan süsleyici öğe.:MOTİF
Bir ev ve av köpeği cinsi. :GRİFON
Bir fal türü.:CİFİR
Bir fal türü.Özellikle kum falı.:REMİL
Bir fındık çeşidi.:FOŞA:LEVANT
Bir fırçanın kılları gibi dik duracak biçimde kısa kesilmiş olan saç biçimi.:ALABROS
Bir filmde emeği geçenlerin adlarını içeren ve filmin başında ya da sonunda yer alan liste.:JENERİK
Bir filme,bir gösteriye eklenen beklenmedik güldürücü ayrıntı,gülüt.:GAG
Bir filmin konusunun ortalama on sayfa uzunluğundaki yazılı özeti.:SİNOPSİS
Bir Fin Destanı. : KALEVALA
Bir firmanın çok çeşitli mallar üreten kuruluşlarla birleşerek ya da bunların denetimini ele geçirerek büyümesi ve genişlemesi. : KONGLOMERA
Bir fok türü. : OTARİ
Bir fotoğrafın, haritanın ya da karikatürün gösterdiği şeyi belirten yazı. : LEJAND
Bir Fransız halk dansı.:GAVOT
Bir Fransız tatlısı.:PARFE
Bir gaz ya da sıvı içindeki moleküllerin derişikliğin fazla olduğu bölgeden az olduğu bölgeye doğru akması. : DİFÜZYON
Bir gemici düğümü,ızbarço bağı.: ALABORİNA
Bir gemide,ambar ağızlarını yada güverte açıklarını çevreleyen,alçak ve düşey yapı öğesi.:MEZARNA
Bir gemideki malların gösterildiği , boşaltma işlerinin yapılacağı liman idaresine verilecek liste./Bildiri. : MANİFESTO
Bir geminin alabildiği yük miktarı (.Kuzey Avrupa’da kullanılan 200 kg’a yakın gemi yüklerine ve büyük miktarda ticaret mallarına değer biçmeye yarayan kütle ölçü birimi). : LASTA
Bir geminin alabildiği yük miktarı (Kuzey Avrupa’da kullanılan 200 kg’a yakın gemi yüklerine ve büyük miktarda ticaret mallarına değer biçmeye yarayan kütle ölçü birimi). : LASTA
Bir geminin baş ve kıç taraflarında çektiği sular arasındaki fark.:TİRİM
Bir geminin başka bir gemiden yada kıyıdan açılması.:AVARA
Bir geminin bir başka gemiye,dubaya,iskeleye yada sala değecek biçimde yanaşması.:RAMPA
Bir geminin hangi devlete ait olduğunu gösteren bayrak.:BANDIRA
Bir geminin kullanılan bölümünün ton birimi cinsinden karşılığı. : GROSTON
Bir geminin yüklü su kesimi ile boş su kesimi arasında kalan bölümü.:FAÇA
Bir gemiye veya kıyıya göre açık deniz tarafı.:ALARGA
Bir gemiye yükleme veya boşaltma için tanınan süre.:ASTARYA
Bir geyik türü. : ÇOPUR
Bir giyeceğin göğüsle omuz arasında kalan bölümüne eklenen parça, giysi.. : ROBA
Bir giyim üslubu.:AMPİR
Bir göktaşının düştüğü nokta.:EMPAKT
Bir gömleğin kol ağzına geçirilen,genellikle çift katlı kumaştan yapılan bölüm,kolluk.:MANŞET
Bir göreve atama için üst makamlara yazılan önerme yazısı.:İNHA
Bir görevin yerine getirilmesi için birkaç organın birlikte çalışması durumu,iş ortaklığı.:SİNERJİ
Bir görüntü, bir yaşantı veya bir davranışın daha iyi kavranmasını sağlamak için simgelerle göz önünde canlandırıp dile getirme. :ALEGORİ
Bir gösteri sırasında perde arasındaki dinlenme zamanı.:ANTRAKT
Bir gösteri veya toplantı binasında,temsil ve toplantı aralarında kullanılan dinlenme yeri.:FUAYE
Bir günahı Tanrıya affettirmek amacıyla verilen sadaka ya da tutulan oruç. : KEFARET
Bir Güney Amerika ülkesine adını veren ağaç. : BREZİL
Bir güreş türü.:KARAKUCAK:DALMA
Bir güvercin cinsi.:BAĞDADİ
Bir haberin insanlar arasında yayılması.:RES
Bir hakkın diğer bir kimseye geçirilmesi.:TEMLİK
Bir halatın çeşitli etkenlerle aşınmasını önlemek için üzerine sarılan ip.:İSPARÇENA
Bir halatın geçirildiği delikten ya da makara dilinden çıkmaması için kullanılan bağ türü. : KROPİ
Bir halatta yapılan düğüm.:CEVİZ
Bir halk edebiyatı şiiri türü.:KOŞMA
Bir halk oyunumuz. : KÖÇEKÇE : MENGİ: MEYROKİ.:SEPE: ALMADERE:ÇEPİKLİ
Bir halk oyunumuz. :BENGİ. ELİLO. :FERAYİ. :GÜVENDE. :OĞUZLU. :AVREŞ
Bir halk türküsü.:MAYA
Bir halkın ya da bir kavmin dünyaya yayılması. : DİASPORA
Bir hareketi bir mekanizmaya aktaran yada makinelerde hareketin hızını düzgün tutmaya yarayan tekerlek.:VOLAN
Bir hareketin aynısını iletmek veya geometrik bir biçimin küçültülmüş kopyasını çıkartmakta kullanılan aygıt.:PANTOGRAF
Bir harf üzerine konulan işaret.:İNDİS
Bir hava taşıtının belirli bir noktadan uzaklığını ve yön açısından belirlemeyi ve çevredeki hava taşıtlarına kimi komutları iletmeyi sağlayan radar eşgüdümlü hava trafik denetleme sistemi.:NAVAR
Bir hayli uzun saplı,perdelerin altından geçen ahenk telleri bulunan ve sapının yanında yer alan burgularla akort edilen Hint çalgısı.:SİTAR
Bir hazineyi bekleyen veya yöneten kimse.:HAZNEDAR
Bir hekimin ustalığı, mahareti. : HAZAKAT
Bir Hıristiyan derneği.:CİZVİT
Bir Hint tanrısı.:BRAHMA
Bir hizmetin yerine getirilmesi amacıyla,bir kimsenin belli koşullar ve resmi yollarla parasını ya da mülkünü bağışlaması.:VAKIF
Bir hücre,bir doku yada bir organın boyutlarının sonradan küçülmesi.:ATROFİ
Bir hükmü bozma.:FESİH
Bir hükümdarın yönetimi altındaki halk. :RAİYE
Bir hükümetin,bir sorunu ortaya koymak,alınmış yada alınacak önlemleri açıklamak üzere öteki hükümetlere gönderdiği diplomatik nota.:MEMORANDUM
Bir ırmağın denize kavuştuğu yerde lığların birikmesiyle oluşan üçgen biçimli ova,delta.:ÇATALAĞIZ
Bir ışığın polarma oranını ölçmeye yarayan aygıt. : POLARİMETRE
Bir ışık kaynağından çıkan ışınlarla ekran üzerinde görüntü oluşturma. : İZDÜŞÜM
Bir iç duvarın üst bölümünde yapılan süsleme kuşağı. : FRİZ
Bir iktidarın , doğrudan doğruya iktidarı kullanan tarafından sınırlandırılması.:OTOLİMİTASYON
Bir ilacı vücuda vermek için kullanılan iğne,şırınga. : ENJEKTÖR
Bir ilacın bir kez de ya da bir günde alınması gereken miktarı. : DOZ
Bir ilacın yerine,o ilaçla aynı koşullarda ve aynı biçimde verilen etkisiz ve zararsız madde.:PLASEBO
Bir ile üç yaş arasında bulunan burulmuş erkek sığır. : TOSUN
Bir ilin en yüksek maliye görevlisi.:DEFTERDAR
Bir inancı, bir görüşü yayan kimse. : APOTR
Bir inanın ruhsal gücü. : MORAL
Bir inanışın heyecanı ile coşup kendisinden geçme hali,vecd.:CEZBE
Bir İngiliz av köpeği türü.:RETRİVER
Bir İngiliz uzunluk ölçüsü birimi. : İNÇ
Bir insan topluluğunu ulusal,dinsel vb sebeplerle yok etme,soykırım.:JENOSİT
Bir inşaatta , yapısal öğelerin estetik değerini belirtmek için , bu öğeleri bezemeli olarak işleme. MODANATURA
Bir ipe yada çubuğa dizilmiş meyve veya sebze bağı.:HEVENK
Bir ipe,bir çubuğa geçirilmiş,dizilmiş veya birbirine bağlanmış yaş meyve ve sebze bağı.:HEVENK
Bir iplik sarma aygıtı.:ELEMGE
Bir iskambil kağıdı üzerine hileci tarafından yapılan işaret. : SİRKAF
Bir iskambil oyunu.:AMERİKANO.:KAPTIKAÇTI.:BUM
Bir iskambil oyunu.:BEZİK.:BLUM : KONSOLİT:PASTRA.:PİKET
Bir iskambil oyunu.:PİKET.:BOM: FİTİL: OHEL: HOŞKİN.:PASTRA:PRAFA
Bir İspanyol dansı.:BOLERO
Bir İspanyol şiir türü.:ROMANS
Bir istim kazanının istim oluşturacak biçimde yanar durumu.:FAYRAP
Bir iş için gereken para tutarı.:PORTE
Bir iş için,herhangi bir üst makama yazılan yazı.:MÜZEKKERE
Bir işe başlayan.:ELATAN
Bir işe gönlü olma,rıza.:EREM
Bir işi sonuçlandırma,sona erdirme,bitirme.:İNTAÇ
Bir işi yada suçu bile bile tasarlayarak yapma.:TAAMMÜT
Bir işi yapmak,bir aracı onarmak için kullanılan alet takımı.:AVADANLIK
Bir işi yapmaya hazır. : AMADE
Bir işi yılmadan sonuna değin götüren.:DİREŞKEN
Bir işin doğru olup olmadığını o işteki yarar ile ölçen ahlak sistemi.:UTİLİTARİZM
Bir işin hayırlı olup olmayacağını rüyadan anlamak için uykuya yatma. : İSTİHARE
Bir işin sonunu düşünerek ölçülü,tedbirli davranma.: TEMKİN
Bir işin yapılması için ödenen ücret,yapılan bir işin bedeli.:İMALİYE
Bir işin,bir olayın sonu,akıbet.:SERENCAM
Bir işin,bir şeyin en iyisi,en mükemmel biçimi anlamında kullanılan sözcük.:ELENİKA
Bir işletmenin ani batışı. : KRAK
Bir izleyici topluluğu önünde yapılan gösteriden sonra toplanan para. :PARSA
Bir Japon birası.:KİRİN
Bir jeoloji döneminde meydana gelmiş katmanlar dizisi.:OLUŞUK
Bir kağıt oyunu. : KANASTA : AMERİKANO
Bir kalenin ya da berkitilmiş bir yerin teslimi. : VERE
Bir kalkanın ortasında bulunan,eli korumaya ve oklardan sakınmaya yarayan,genellikle bombeli bölüm.:UMBO
Bir kamu kuruluşunu yöneten kimse.:GUVERNOR
Bir kap içinde sıvı yağ ve fitilden oluşmuş aydınlatma aracı.:KANDİL
Bir kara parçasının doğal engebe ve özelliklerini kağıt üzerinde çizgilerle gösterme işi.:TOPOGRAFYA
Bir karboksilli asidin bir alkol ya da bir fenole etkimesi sonucu oluşan bileşik. : ESTER
Bir karikatürcümüz.(1941-1999 yılları arasında yaşadı).:TEKİN ARAL
Bir karikatürcümüz.1924-1995 yılları arasında yaşadı.Yalın çizgileri ve hoşgörüye dayanan mizah anlayışıyla tanındı.:NEHAR TÜBLEK
Bir karikatüristimiz.:EFLATUN NURİ ERKOÇ
Bir kasın tümünü veya bir parçasını kesme ameliyatı.:MİYOTOMİ
Bir kasın,gerektiği anda yeterince gevşeyememesi.:AKALAZYA
Bir kavramdaki temel özelliklerin tümü.:İÇLEM
Bir kaynağın sağladığı suyu ölçmek ya da dağıtmak için düzenlenmiş tonozlu toplama odası.:MASLAK
Bir kazma türü.:KÜLÜNK
Bir keçi yünü türü.:MOHER
Bir kelimedeki harflerin yerini değiştirerek elde edilen kelime.:ANAGRAM
Bir kement türü.:BOLA
Bir kemerin ya da tonozun tepe noktasına yerleştirilen taş.: KİLİTTAŞI
Bir kentin, bir yapının ya da bir makinenin çeşitli bölümlerini gösteren çizim. : PLAN
Bir kertenkele cinsi. : AGAMA
Bir kıvrımı keserek iki yandaki çukurlukları birleştiren dar ve boğaz biçimindeki vadi,kısık.:KLÜZ
Bir kıyıya yada gemiye göre açık deniz. : ALARGA
Bir kilim türü.:CİCİM
Bir kilonun yüzde biri.:DEKAGRAM
Bir kimse veya bir sorun için halkın olumlu veya olumsuz kanaatinin belirlenmesi amacıyla yapılan oylama. : PLEBİSİT
Bir kimse veya bir kurula verilen özel görev.:MİSYON
Bir kimsenin , en çok da Hazreti Muhammed’in Tanrı tarafından halka doğru yolu göstermeye memur edilmesi. : BİSET
Bir kimsenin benliği,kendi manevi varlığı,iç,nefis,derun.:NATURA
Bir kimsenin cinsel dokunulmazlığı.:IRZ
Bir kimsenin davranışlarını temel alan ahlak ilkelerinin tümü. : ETİK
Bir kimsenin dış görünüşünün özellikleri. : ŞERAİT
Bir kimsenin egemenliğini tanıma. : BİAT
Bir kimsenin emek vermeden sağladığı kazanç. : AVANTA
Bir kimsenin giyinişi,dış görünüşü,kıyafeti vs özellikleri,kılık.:EŞKAL
Bir kimsenin iş yapmaya engel olan sakatlığını veya yetersizliğini gidermek amacıyla uygulanan tedavi,iyileştirme.:REHABİLİTASYON
Bir kimsenin kimlik bilgilerini gösteren kayıt. : KÜNYE
Bir kimsenin mevkiinden düşmesi felaketi.:NİKBET
Bir kimsenin mülkünü yönetmekle görevli olan kişi.:KAHİL
Bir kimsenin satın aldığı hizmet veya ürün karşılığında para yerine verdiği ve karşılığı banka hesabından ödenen yazılı belge.:ÇEK
Bir kimsenin sürgüne gönderildiği yer,sürgün yeri.:MENEA
Bir kimsenin ya da topluluğun başkalarında yarattığı izlenim. : İMAJ
Bir kimsenin yararlılığını,yeteneğini gösteren belge.:REFERANS
Bir kimsenin,en çok da Hazreti Muhammed’in Tanrı tarafından halka doğru yolu göstermeye memur edilmesi.:RİSET
Bir kimseyi hatasını söyleyerek kötülükten koruma,doğru yola yönlendirme.:VAİD
Bir kimseyi,bir olayı anımsatan armağan.:ANDAÇ
Bir kimyasal tepkimeye sebep olan ve onu hızlandıran,eriyebilir organik madde, ferment.:ENZİM
Bir kiraz cinsi. : YAKACIK : KARABODUR
Bir kitabın kısaltılmış biçimi ve özellikle kısa tarih kitabı. : EPİTOME
Bir kitabın sayfalarını süsleyen antet,süslü harf gibi motif.:VİNYET
Bir koltukta kol dayama yeri,dirseklik.:KOLÇAK
Bir konağın alışverişini yapmakla görevli kimse.:VEKİLHARÇ
Bir kondansatörün elektrik yığma sınırı,kapasite.:SIĞA
Bir konu hakkında birinin düşüncesini sorma,danışma.:MEŞVERET
Bir konu ile ilgili bilgi vermek ve bu bilgiler üzerinde tartışmak amacıyla birkaç yetkilinin yönetimi altında düzenlenen toplantı.:SEMİNER
Bir konu üzerinde belli kural ve yöntemlere uyularak yapılan tartışma. : MÜNAZARA
Bir konuda birinin inanmasını sağlama. : İKNA
Bir konuda özet olarak verilen bilgi veya açıklama.:BRİFİNG
Bir konuyu açıklamak için hazırlanmış resim veya levhalardan oluşmuş kitap,harita kitabı.:ATLAS
Bir koşucuya,diğer koşucular kümesinden sıyrılma olanağı veren çaba.:EŞAPE
Bir koy yada lagünün dar girişi. : İNLET
Bir koyu tamamıyla kapatan ve bir kıyı gölünü denizden ayırabilen kum şeridi.:LİDO
Bir koyun türü.:DAĞLIÇ
Bir köleyi özgürlüğüne kavuşturma.: İTAK
Bir kömür sobası türü.:SALAMANDRA
Bir köpek cinsi.:KANGAL.:FİNO: KANİŞ
Bir köşeden karşı köşeye doğru kesilmiş,katlanmış veya konulmuş olan.:VEREV
Bir kumanda altında aynı görevi üstlenmiş savaş gemileri veya uçakları.:FİLO
Bir kumar türü.:BLACKJACK:ASPOKERİ
Bir kumarhanede yada oyun oynanan bir yerde oyunu yöneten kimse. : KURUPİYE
Bir kumaş türü.:CANFES.:KREP: KREPON :AMOR
Bir kumaş üzerine başka bir kumaş parçası veya dantel dikilerek yapılan işlem.:APLİKASYON
Bir kumaşın alt dokusu. : FON
Bir kumaştan kesilmiş motiflerin başka bir kumaşa işlenmiş durumu.:APLİKE
Bir kundak üzerine oturtulan ve zemberekle geçirilen çelik yay. : ARBALET
Bir kural değerini,gücünü taşıyan.:NORMATİF
Bir kurulun, bir topluluğun en önemli üyelerinden her biri. : RÜKÜN
Bir kuruluşa bağlı yolcu gemilerinin en eski kaptanı.:KOMODOR
Bir kuş türü.:BAŞTANKARA.:REA
Bir kuvvetin uygulandığı kütleyi bir eksen etrafında döndürme eğilimi. : TORK
Bir küçük manyat ağı.:TARLAKOZ
Bir kültür sığırı türü.:JERSEY
Bir kürk hayvanı. : SAMUR
Bir lagünü denizden ayıran kıyı dili.:LİDO
Bir limanın ticaret merkezi durumunda bulunduğu bölge.:HİNTERLAND
Bir lokantada etlerin kesilmesiyle görevli metrdotel,:TRANŞÖR
Bir maddedeki kükürt oranını tespit etmek için kullanılan alet.:TRE
Bir maddenin kimyasal bir tepkimede hiçbir değişmeye uğramadan tepkimenin olmasını veya hızının değişmesini sağlayan etkisi.: KATALİZ
Bir maden cevherini yada değerli taşı saran değersiz madde.:GANG
Bir madeni paranın yüzündeki bütün kabartma ve resimlerden daha yüksek bir çıkıntı oluşturan çevre pervazı.:ARSATA
Bir makamı veya kurumu simgeleyen bayrak. : FORS
Bir makaranın üzerinde döndüğü mil. ERNO
Bir makinenin dönme hareketini öteki parçalara aktaran ve ucuna dişli çarklar,tekerlekler veya pervane bağlanan demir mil.:ŞAFT
Bir makinenin görevini istenilen ölçüde tutup ayarlayabilen araç.:REGÜLATÖR
Bir malı çok fazla fiyatla satma. : MURABAHA
Bir malı çok miktarda toptancıdan veresiye aldıktan sonra piyasada değerinden daha aşağıya peşin olarak satma.:SPOT
Bir malın cinsini ve fiyatını gösteren küçük kağıt. : ETİKET
Bir malın kullanılması dolayısıyla sağlanan faydanın, bilirkişi tarafından benzerleri dikkate alınarak belirlenen parasal değeri. : ECRİ MİSİL
Bir malın kullanılmasından doğan yararın para ile değerlendirilmesi,işgal tazminatı.:ECRİMİSİL
Bir malın serbest sürümünü engellemek için konulan yasak.:AMBARGO
Bir mandalina cinsi.:KLEMANTİN
Bir mantarla bir su yosununun ortak yaşamasıyla ortaya çıkan bitkilerin genel adı.:LİKEN
Bir manzumeyi yada sözü birdenbire düşünmeden,içine doğduğu gibi söyleme,doğaçlama.:İRTİCAL
Bir matematiksel ifadede aldığı değere göre belirli durumlar kümesini saptayan değişken.:PARAMETRE
Bir maymun türü.:RHESUS
Bir mekanı örten kemerli yapı.. : TONOZ
Bir mekanizmanın kumanda kolu.:LEVYE
Bir merminin ulaşabildiği uzaklık,erim.:MENZİL
Bir mersinbalığı türü.: BİZ.:ŞİP
Bir meslekte uzun süre başarılı olarak çalışanlar için düzenlenen tören.:JÜBİLE
Bir meslekten olanların kendi aralarında kullandıkları özel dil.:ARGO
Bir metreküp odun ölçü birimi. : STER
Bir metrenin milyonda biri. : MİKRON
Bir meyve. : HÜNNAP
Bir meyve. Tüylü Liçi. : RAMBUTAN
Bir mezar odasının üstüne taş ve toprak yığılarak oluşturulan yapay tepecik.:TÜMÜLÜS
Bir meze türü.: TOPİK
Bir Mezopotamya destanı.:ETANA
Bir mıknatısın iki kutbu arasında kuvvet akımını toplu bir duruma getirmek için kutuplar arasına yerleştirilen demir parçası.:ARMATUR
Bir Mısır tanrısı.:PTAH
Bir mısrada yada beyitte bilinen bir olayı,bir atasözünü yada fıkrayı hatırlatma sanatı.:TELMİH
Bir mimarlık yada şehircilik planını oluşturan ızgara,ağ. :TRAM
Bir misket oyunu.:KAFAKARIŞ
Bir mobilyanın altında boydan boya giden ve mobilyanın yere oturmasını sağlayan az enli parça.:BAZA
Bir molekülün su etkisiyle ikiye ayrılmasını sağlayan tepkime.:HİDROLİZ
Bir motorda bilyelerin almaşık devinimini dairesel devinime çeviren mil.: KRANK
Bir motorun yavaş yavaş çalıştırılarak alıştırılması.:RODAJ
Bir muayene için hekime ödenen ücret. : VİZİTE
Bir mukavemet yarışını ve bir tüfekle atış yarışını içeren kayak sporu. : BİATLON
Bir mülk kaça satın alınmışsa,o mülke o para ile sahip olma,önalım.:ŞUFA
Bir mülkün kullanma hakkını başkasına bırakan.:FARİG
Bir müzik parçasına giriş olarak çalınan kısa beste.:PRELÜD
Bir müzik parçasının derin bir duygu verilerek çalınmasına verilen ad.:ANİMA
Bir müzik parçasının dinleyicilerin isteği üzerine bir kez daha çalınması. : BİS
Bir müzik parçasının hangi hızla çalınması gerektiğini gösteren alet.:METRONOM
Bir müzik topluluğunun yada sanatçının hazırlamış olduğu parçalar.:REPERTUAR
Bir müzik yapıtında kullanılmaya elverişli tüm seslerin oluşturduğu dizi.: SKALA
Bir nesnenin uzayda kapladığı yer. : UZAM
Bir nesneye zorunlu olarak bağlı olmayan ve onun özünde bulunmayan nitelik. : İLİNEK
Bir nişasta türü.:TAPYOKA
Bir noktanın uzaydaki yerini bulmaya yarayan ana çizgilerden yatay olanı,koordinat.:APSİS
Bir noktanın,esas olarak alınan yatay düzlemden yüksekliği ve bu yüksekliği gösteren rakam.:KOT
Bir oda veya mekana açılan,duvar yada çitle çevrili girinti.:ALKOV
Bir okula gitmeden kendi kendini yetiştiren,öz öğrenimli.:OTODİDAKT
Bir okula gitmeden kendi kendini yetiştiren.:OTODİDAKT
Bir olayın başlangıcı.:MUKADDİME
Bir operanın sözlerinin yazılı olduğu kitap. : LİBRETTO
Bir orak türü.:KOSA
Bir organ yada organizma kesitinin röntgenle filmini çekme yöntemi.:TOMOGRAFİ
Bir organda,bir atardamarın,doku bozukluğu sonucu kan pıhtısı ile tıkanması.:ENFARKTÜS
Bir organı normal yada patolojik bağlantılardan kurtarma manevrası.:MOBİLİZASYON
Bir organı su vererek yıkayıp temizleme. : LAVAJ
Bir organik maddede bulunan azotun gaz hacmini ayarlamaya yarayan aygıt.:AZOTOMETRE
Bir orkestra eserinde bölümlerin bütününü içine alan nota defteri.:PARTİSYON
Bir orkestradaki tüm çalgılarla çalınan bölüm.:TUTTİ
Bir orman ağacı. : SEKOYA
Bir Orta Amerika ülkesinin başkenti. : TEGUCİGALPA
Bir orta oyunu tipi.:ZUHURİ
Bir ortaçağ çalgısı.: JİG
Bir Ortadoğu tanrısı.: BAAL
Bir ot ve bu otun öğütülmesiyle elde edilen tozdan yapılan bir çeşit tutkal.:ÇİRİŞ
Bir otomobilin arkasına takılan,insan taşımaya yarayan,tekerlekli,üstü kapalı araç.:KARAVAN
Bir oyuğa bir yuvaya yerleştirilmiş tesisat.:ANKASTRE
Bir oyun türü.:MANKALA
Bir oyun ya da filmde yaratılan komik durumlar. : GAG
Bir oyunda,bir filmde dinlenme süresi,ara.:ANTRAKT
Bir ölçü biriminin önüne getirildiğinde bu birimi binle bölen önek.:MİLİ
Bir ölüyü toprağa gömme.:DEFİN
Bir önermeyi tanıtlamak için gösterilen ve daha önce doğru diye kabul edilen başka önerme,belgit.:HÜCCET
Bir örgüte gizli olarak bağlı olan kimse.:KRİPTO
Bir örümcek türü.:BÖ
Bir palmiye türü. : DUM
Bir pancar hastalığı. : KARABACAK
Bir papağan türü.:LORİ.:TUTİ
Bir parça çalınır yada söylenirken yapılan nota yanlışlığı.:FALSO
Bir parça üzerine paralel çizgiler çizmek için kullanılan alet. : MİHENGİR
Bir parça,çok az.:NEBZE
Bir parçanın ağır çalınacağını belirten müzik terimi.:LENTO
Bir parçanın ağır ve görkemli çalınacağını veya söyleneceğini anlatan müzik terimi.:LARGO
Bir parçanın canlı ve coşkulu çalınacağını anlatan müzik terimi.:AGİTATO:ACİTATO
Bir parçanın canlı,neşeli ve hızlı çalınacağını belirten müzik terimi.:ALLEGRO
Bir parçanın largo’dan daha çabuk ve hafif çalınacağını anlatan müzik terimi.:LARGETTO
Bir parçanın notalarının,ara vermeden birbirine bağlanarak söyleneceğini veya çalınacağını belirten müzik terimi.:LEGATO
Bir parçanın sevimli ve cana yakın çalınacağını anlatan müzik terimi. : AMABİLE
Bir Pasifik ülkesi olan Batı Samoa’nın başkenti.: APİA
Bir Pasifik ülkesi olan Batı Samoa’nın para birimi.: TALA
Bir Pasifik ülkesi olan Vanuatu’nun para birimi.:VATU
Bir pasta cinsi.:ROKOKO
Bir petrol ölçü birimi.:VARİL
Bir peygamber. : HUD
Bir peynir türü.:FETA:KAŞKAVAL
Bir plakanın değişik nitrik asit etkisinde bırakılmasıyla elde edilen baskı. : OFORT
Bir poliçenin arkasına ciro edildiği kişiye ödenmesi için yazılan havale emri. : ORDİNO
Bir pompada,bir körükte,bir motorda bir akışkanın geçmesini sağlamak yada engellemek üzere bir eksen etrafında yaptığı açval hareketle açılıp kapanan bir kapak.:KLAPE
Bir projenin sonuçlarının değerlendirildiği toplantı,kongre.:ÇALIŞTAY
Bir reçine türü.:BALSAM
Bir resim,desen yada alçak kabartmada,bazı nesne ve figür boyutlarının,perspektifin etkisiyle kısalması.:RAKURSİ
Bir resmi sulandırılmış renklerle boyamaya yada gölgelemeye verilen ad. : LAVİ
Bir resmi yapma süreci içinde gerçekleştirilen değişiklik.:PENTİMENTO
Bir resmin bütün noktalarının eşit , koşut ve yöndeş yollar çizmesiyle beliren davranış.:ÖTELEME
Bir resmin yapısına uygun olarak yapıştırılan çeşitli kağıtlar, fotoğraflar ya da kumaş gibi gereçlerle yapılan düzenleme. : KOLAJ
Bir roman veya öyküde ikinci derecede bir olay.:EPİZOT
Bir saç şekli. : ALABROS
Bir sahne oyununda sonucu hazırlayan vaka yada bir roman veya piyes kahramanının durumunda meydana gelen ani değişim.:PERİPESİ
Bir salgı bezi dokusunda,o doku aleyhine gelişen tehlikesiz ur.:ADENOM
Bir sanat kolunda,bilim dallarında yada teknik alanlarda özel olarak kullanılan terimlerin tümü.:TERMİNOLOJİ
Bir sanat veya spor dalında uzun süre çalışanların onuruna düzenlenen kutlama töreni.:JÜBİLE
Bir sanat yapıtının çizilerek yada boyanarak yapılmış kopyası.:RÖLÖVE
Bir sanat yapıtının ilk taslağı.:EBOŞ
Bir sanatçının tek müzik aleti eşliğinde verdiği konser. : RESİTAL
Bir sanatçının,bir okulun,bir dönemin yapıtlarını toplu biçimde sunan sergi.:RETROSPEKTİF
Bir sanatın,bir üslubun oluşum aşamasını niteleyen sözcük.:ARKAİK
Bir sanığın,kendisini suçun işlendiği anda başka bir yerde bulunduğu şeklindeki savunması.:ALİBİ
Bir saniyede 1000 titreşimi olan elektromanyetik dalga boyu ölçüsü birimi.:KİLOHERTZ
Bir santimetre uzunluğunda,vücudu torba biçiminde,ağız çevresinde 6-10 dokunacı olan bir tatlı su hayvanı.:HİDRA
Bir sap çevresinde çevrilen,çevrildikçe takırtılı bir ses çıkartan çocuk oyuncağı.:KAYNANAZIRILTISI
Bir savaş uçağı tipi. : MİG
Bir savaşı yönetme sanatı.:OPERATİF
Bir seçimde adaylardan hiçbirinin gerekli oyu sağlayamaması nedeniyle seçimin sonuçsuz kalması. : BALOTAJ
Bir senedi ciro eden kimse.:CİRANTA
Bir sergide yada fuarda malların sergilendiği yer.:STANT
Bir sesin yarım ton kalınlaştırılacağını gösteren nota işareti.:BEMOL
Bir sıkıştırma aleti,pres.:CENDERE:MENGENE
Bir sıvını, bir çözeltinin ya da katı bir cismin çok küçük ve ince parçacıklarının havada ya da gaz içinde dağılması ya da asılması. : AEROSOL
Bir sıvının içinde erimiş olan katı bir madde bir ayıracın yardımıyla sıvı dibine çökme,çökelme.:SEDİMENTASYON
Bir sıvının içindeki alkol derecesi. : GRADO
Bir sıvıyı gaz biçiminde püskürten aygıt. : ATOMİZATÖR .:VAPORİZATÖR
Bir sinema filmini televizyonda göstermeye yarayan cihaz.: TELESİNEMA
Bir sinir lifini uyarmak için anında devreye giren bir doğru elektrik akımının sahip olması gereken en düşük şiddet değeri. : REOBAZ
Bir siniri oluşturan uzun liflerin her biri.:AKSON
Bir sistemin iş için olanaklı olmayan enerjisinin ölçülmesi.:ENTROPİ
Bir soda tipi. : TONİK
Bir sonuç çıkartma yolu.:ANALOJİ
Bir sorunu çözmek için belirlenmiş kurallar veya işlemler.:ALGORİTMA
Bir sorunu ele alış,ona bakış biçimi.:YAKLAŞIM
Bir sorunun çözümlenmesinde benzer durumları göz önüne alarak elde edilen ipucu.:KARİNE
Bir sorunun çözümünü bulmaya yönelik felsefe yöntemi.:ZETETİK
Bir söylemde yer alan ek açıklama. : ARASÖZ
Bir söz yada düşüncede direnen.:MUSİR
Bir sözcüğün alışılmış anlamı dışında kalan bir anlamda kullanılması.:METAFOR
Bir sözcüğün gerçek anlamından başka bir anlamda kullanılması.:MECAZ
Bir sözcüğün yerine bir başkasını kullanma biçiminde görülen konuşma bozukluğu,sözcük karışıklığı,söz karışıklığı.:PARAFAZİ
Bir sözcük içindeki birbirini izleyen iki sesin yer değiştirmesi,göçüşme.:METATEZ
Bir sözcükteki harflerin yerini değiştirerek elde edilen yeni sözcük.:ANAGRAM
Bir sözleşme yapılırken taraflardan birinin ötekini aşırı bir biçimde sömürmesi.:GABİN
Bir su altı aracı.:BATİSKAF
Bir suikast tüfeği.:KANAS
Bir süre sürülmeyerek boş bırakılmış tarla. : GEN
Bir süs bitkisi,ağaç küpesi.:HATMİ
Bir süs bitkisi. : ŞAKAYIK : KÜPE ÇİÇEĞİ : KATALPA: HATMİ
Bir süs köpeği ırkı.:PİNŞER
Bir süs taşı. : AMETİST
Bir süs ve gölge ağacı,salkım ağacı.:AKASYA
Bir şarkının, bir filmin deneme kaydı ya da çekimi. : DEMO
Bir şehrin avukatlarının toplandığı meslek kuruluşu.:BARO
Bir şehrin veya önemli bir yerin korunması için taştan yapılmış,yüksek duvarlı ve kuleli,çevresinde hendekler bulunan küçük kale.:HİSAR
Bir şey için uygun durum,fırsat.:PUNT
Bir şey üzerindeki gerekli bilgi,kavram.:NOSYON
Bir şeyde bükülmekten ötürü oluşan çizgi.:YATKI
Bir şeyden korkmak,ürkmek,çekinmek.: OCUMAK
Bir şeyden kurtulmuş,bir şeyin uzağında.:VARESTE
Bir şeye dayanan. : MÜSTENİT
Bir şeye uygun,layık,yaraşır,değer.:ŞAYAN
Bir şeye yalnız bir noktada değen.:TANJANT
Bir şeyi başka bir şeyle karıştırma.HALT
Bir şeyi bir yerden bir yere götürüp getirmeye yarayan halat.: VARAGELE
Bir şeyi değiştirme, başkalaştırma, aslından saptırma. : TAĞYİR
Bir şeyi desteklemek ya da çürütmek için ileri sürülen neden, tanıt. : ARGÜMAN
Bir şeyi duvara vidalamak için kullanılan plastik.:DÜBEL
Bir şeyi elle tutma, dokunarak hissetme. : LEMİS
Bir şeyi eritme.:İZABE
Bir şeyi olan, elinde bulunduran, taşıyan. : HAİZ
Bir şeyi olduğundan daha değerli gösterme,yapmacık.:TASANNU
Bir şeyi seçmekte yada yapıp yapmamakta özgürlük.:HIYAR
Bir şeyi sıkmak,ezmek gibi işlerde kullanılan mekanizma.:CENDERE
Bir şeyi tamamlayan parça veya parçalar.:AKSESUAR
Bir şeyi toptan ve götürü alma. : KABAL
Bir şeyi unutmamak için parmağa bağlanan iplik. : RETİME
Bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü. : İRADE
Bir şeyi yapmaya içten yönelmiş olan.:EĞİNİK
Bir şeyi yapmaya.başarmaya gücü yeten,iktidarlı.:MUKTEDİR
Bir şeyi,bir durumu olduğundan farklı göstermek amacıyla hazırlanan düzen. : MİZANSEN
Bir şeyin alındığı yer,kaynak.:MEHAZ
Bir şeyin ayrıntılarına girmeden ana çizgilerini belirten.:KABATASLAK
Bir şeyin balmumu,alçı gibi maddeyle kalıbını çıkarmak için yapılan işlemlerin tümü.:MULAJ
Bir şeyin denetlendiğini yada görüldüğünü belirtmek için işaretleme,işaret koyma. UANTAJ
Bir şeyin dışarıdan görünüşü,dış yüz,görünüm.:ZEVAHİR
Bir şeyin doğduğu yer.:MEŞİME
Bir şeyin doğru olduğunu belirtmek için konulan işaret. : SAH
Bir şeyin elden ele geçmesi. : ALAVERE
Bir şeyin en güçlü ve sağlam yönü.:RÜKÜN
Bir şeyin en yüksek ve sivri noktası.:DİN
Bir şeyin erebileceği uzaklık, menzil. : ERİM
Bir şeyin etrafında döndüğü nokta, merkez. Dayanak, neden. (Esk.) : MEDAR
Bir şeyin fiyatı, bedel. : MALİYET
Bir şeyin geçmişi.:SİBAK
Bir şeyin içinde var olan. : MÜNDEMİÇ
Bir şeyin içindeki öz,lup,çekirdek.: EVİN:NÜVE
Bir şeyin istenilen ve olması gereken durumu. : FORM
Bir şeyin kenarını koruyan,süsleyen veya sınırını belirleyen çerçeve.:BORDÜR
Bir şeyin miktarını arttırma. : İBLAĞ
Bir şeyin ortaya çıktığı göründüğü yer veya kimse.:MAZHAR
Bir şeyin öğelerini ters çevirme.:EVİRTİM
Bir şeyin ön tarafı. : ALNAÇ
Bir şeyin öncesi, geçmişi. : MAKABİL
Bir şeyin özü,aslı.:MAYE
Bir şeyin parçaları arasındaki uygunluk.:LORANT
Bir şeyin sayılabilen,ölçülebilen veya azalıp çoğalabilen durumu,nicelik,miktar.:KEMİYET
Bir şeyin toplandığı,biriktirildiği yer,depo.:HAZNE
Bir şeyin yansıdığı yer.:MAKES
Bir şeyin yerine başka bir şeyi koymak.:ORNATMAK
Bir şeyin yokluğunu hissetme. : ARAMİ
Bir şeyin yüzündeki pürüzleri gidermek,düzgünleştirmek için kullanılan kısa,ince,pürtüklü iğne.:TÖRPÜ
Bir şeyin, bir yerin merkezi. : ÖZEK
Bir şiirde sözcük başındaki ünsüzlerin yinelenmesine dayanan ahenk.:ALİTERASYON
Bir şiirden şarkı olarak söylenmek üzere yapılmış beste. : LİED
Bir şiiri topluluk önünde yüksek sesle ve gerektiği biçimde okuma. : İNŞAT
Bir şiirin belirli sayıda dizelerinden oluşan bölümlerinden her biri. : BENT
Bir şirketin ani batışı. : KRAK
Bir tabanca türü.:PİŞTOV
Bir tahta parçası üzerine tutturulmuş kösele bir üstlükten oluşan ayakkabı.: SABO
Bir tahtanın üzerindeki ufak pürüzleri giderip onu dümdüz bir duruma getirmeye yarayan ince çelik lama.:SİSTİRE
Bir takım bitkilerden elde edilen mavi boya maddesi.:TURNUSOL
Bir takının asıl süslemeye takılan mücevher,madalyon vs bölümü.:MONTÜR
Bir takoz türü.:BAT
Bir tapınak yada kutsal alanın yalnız din adamlarının girmesine izin verilen bölümü.:ABATON
Bir tarafa dönme, meyletme. : İNİTAF
Bir tarafı dışarıya açık olan oda.:EYVAN
Bir tarafına kauçuk veya yağlı boya sürülerek su geçirmeyecek duruma getirilen kalın bez.:MUŞAMBA
Bir tarım aleti,geminin orta bölümü. : BEL
Bir tarikatın müritlerinin yolculukları sırasında konakladıkları , ibadet ve ayin yaptıkları tekkelere verilen ad. : ZAVİYE
Bir tartma aletinin kaldırabildiği ağırlık miktarı.:ÇEKER
Bir tatlı su balığı: ÇOTİRA. : TARANGA
Bir tatu (döğme) türü. : APAR
Bir tatu türü.:OTOMAN
Bir tayyör yakada, yakanın ön parçayla birleşmesiyle meydana gelen açı. : ÇIT
Bir tekkenin şeyhi olan kimse.: POSTNİŞİN
Bir televizyon ekranına bağlanan mikrofon yardımıyla,ekrandaki görüntüler eşliğinde şarkı söyleme esasına dayanan oyun.: KARAOKE
Bir telgraf aracı. : MANİPÜLATÖR
Bir tema etrafında oluşan.:TEMATİK
Bir tepkimeye sebep olan ve onu hızlandıran organik madde,ferment.:ENZİM
Bir termik motorla çalışan,yolcu taşıyan demiryolu taşıtı.:MOTOTREN
Bir ticaret gemisinin içindeki yükü,bordasına yanaşan başka bir gemiye aktarma işlemi.:LİMBO
Bir ticaret senedinin yenilenmesinde alınan komisyon.:ACYO
Bir ticarethanenin veya malın adını kullanma karşılığında talep edilen hak,patent hakkı.:İSİMHAKKI
Bir ticari ortaklığın kuruluşu sırasında başlangıç sermayesini oluşturmak üzere ortakların vermeyi yükümlendikleri değerlerin tümü./ Anonim şirketlerde kurucu ortakların veya sermaye artırımına katılanların şirket sermayesine yaptıkları her türlü katkı. : APOR
Bir tiyatro oyuncusunun seyircilerin duyacağı biçimde ama sanki diğer oyuncular duymuyormuş gibi konuşması veya düşünmesi:. APAR:. EPAK
Bir tiyatro oyununda oyuncuların bir defada söylediği parça : TİRAT
Bir tiyatro oyununda,karşısındakinin sözüne gerekli karşılığı verme.:REPLİK
Bir tiyatro sahnesinin önünde,ışık ve ışıldakların yerleştirildiği,izleyiciye en yakın yer.:RAMP
Bir tiyatroda en üst balkon. : PARADİ
Bir toplantıda bulunma karşılığı alınan para,oturum ücreti.:HAKKIHUZUR
Bir topluluğu oluşturan din ve ırk bakımından değişik kesimler.:ANASIR
Bir topluluk içinde bir kimsenin durumu ya da kazandığı saygınlık. : STATÜ
Bir toplulukta az sayıda ve seyrek olarak bireylerin yakalandığı hastalıklara verilen ad.:SPORADİK
Bir toplulukta benimsenmiş,yerleşmiş davranış ve yaşama biçimlerinin,kuralların,gelenek ve göreneklerinin,alışkanlıkların bütünü. Bir toplumdaki ahlakla ilgili davranış biçimleri.:TÖRE
Bir topu raketle yada sopayla bir yere atmaya dayanan oyun.:POM
Bir torna aleti.:FREZE
Bir tutma,denk sayma.:KIYAS
Bir tuzla ürününün satıldığı bölgeler. : OROS
Bir tüfek türü.:MAVZER
Bir tür Amerikan kekliği. : İNAMBU
Bir tür antilop. : UREBİ : KAV
Bir tür asma,Meryem ana asması.:AKASMA
Bir tür at arabası.:LANDO
Bir tür avcı tuzağı. : DOLAMIK
Bir tür balık ağı. : ABLATYA
Bir tür başlık. : KABALAK
Bir tür baykuş. : KUKUMAV
Bir tür beyaz kumaş.:ABANİ
Bir tür beyaz üzüm.:ÇAVUŞ ÜZÜMÜ
Bir tür bıçak. : DAĞA
Bir tür boya.:OMBRA
Bir tür börek. : KATMER
Bir tür cüppe. : BİNİŞ
Bir tür çaylak.:KOCALAK
Bir tür çuha. :.EN
Bir tür dana ve öküz derisi.:TELATİN
Bir tür davul.:TİMBAL
Bir tür delikli balık ağı.:IRIP
Bir tür dokuma tezgahına ve bu tezgahta dokunan karmaşık desenli kumaşlara verilen ad.:JAKAR
Bir tür domino oyunu.: AZNİF
Bir tür düz ve ensiz kılıç.:MEÇ
Bir tür el matkabı.:DRİL
Bir tür eski Fransız halk dansı.:GAVOT
Bir tür et yemeği. : PATE
Bir tür ferace. : ALAVURA
Bir tür filika.:FUTA
Bir tür gelincik balığı.:LOTA
Bir tür gemici düğümü. : ALABORİNA
Bir tür gevrek kurabiye.:KROKAN
Bir tür gümüş para.:DİRHEM
Bir tür hafif ve kaba ayakkabı. : YEMENİ
Bir tür hamur yemeği.:PİRUHİ
Bir tür ince dokunmuş çizgi kumaş.: ÇİTARİ
Bir tür ince ipek kumaş.:FULAR
Bir tür ince ipekli kumaş. : PAPAZİ
Bir tür ince meşin. :VAKETA
Bir tür İngiliz birası.: ALE
Bir tür ipek kumaş. : DİBA
Bir tür ipekli kumaş.:OTOMAN
Bir tür iplik bükme aracı.:TEŞİ
Bir tür iri,aşılı kiraz.:DALBASTI
Bir tür iskambil oyunu. : LASKİNE : BOM.:PİKET:PASTRA.:KONSOLİT
Bir tür işkembe çorbası.:TUZLAMA
Bir tür işleme. : KOPANAKİ
Bir tür İtalyan el kuklası.:PUPAZZO
Bir tür İtalyan sucuğu ve böreği.:MORTODELLA
Bir tür jelatin,agaragar.:JELOZ
Bir tür jelatin. : AGARAGAR
Bir tür kabartmalı pamuklu kumaş.:PİKE
Bir tür kağıt oyunu. : KANASTA
Bir tür kağıt oyunu.:PEÇİÇ
Bir tür kağıt süslemeciliği.:EBRU
Bir tür kalın ve ağır çizme. : TOMAK
Bir tür kalsiyum karbonat.:ARAGONİT
Bir tür karides.:NİKA
Bir tür keçe çadır. : GEDEME
Bir tür kement.:BOLA
Bir tür kenarları saçaklı ipek,pamuk,yün gibi şeylerden yapılmış baş örtüsü.:POŞU
Bir tür kertenkele. : BABAKÖŞ: AGAMA:VARAN
Bir tür keşif gemisi.:AVİZO
Bir tür keten patiska veya basma. : KRETON
Bir tür kısa hırka.:LİBADE
Bir tür kömür sobası.: SALAMANDRA
Bir tür kukuletalı asker kaputu,yağmurluk.:AVNİYE
Bir tür kumar oyunu.:PASATA
Bir tür kumaş. : DRA: FLANEL
Bir tür kuzu eti yemeği. :KAPAMA
Bir tür küçük atmaca.:CURA
Bir tür küçük manyat ağı.:TARLAKOZ
Bir tür küçük ve tatlı yaş incir.:BARDACIK
Bir tür küçük zurna.:ARAKIYE
Bir tür kürek.:AYALEMA
Bir tür kürekli ve yelkenli gemi.:ÇEKTİRİ
Bir tür macun.:BERŞ
Bir tür mantar. : AMANİTA
Bir tür mezgit balığı. : MERLANOS
Bir tür misk faresi. : KALEMİS
Bir tür nakış.:ANAVATA
Bir tür nişasta helvası. : SABUNİYE
Bir tür org.: LATERNA
Bir tür ökçesiz ayakkabı, yemeni. : KALAVRA
Bir tür pabuç. : ÇEDİK
Bir tür palmiye. : AREKA:LATANYA
Bir tür pamuklu kumaş. : PAZEN
Bir tür pasta. : EKLER
Bir tür patiska.:HASA
Bir tür pelte. : PALUZE
Bir tür perde. : STOR
Bir tür peynir. : EDAM
Bir tür sağlam ve yumuşak dana veya öküz derisi. : TELATİN
Bir tür sağlam,yumuşak dana yada öküz derisi.:TELATİN
Bir tür serçe.:DAĞSAR
Bir tür sert ve fazla kızarmayan domates. : KAVATA
Bir tür sert, ipekli kumaş. : TAFTA
Bir tür ses alma cihazı.: DİKTAFON
Bir tür sıçan. : FARİG
Bir tür sıralaç. : KALAMAZO
Bir tür soğanlı süs bitkisi.:AMARİLİS
Bir tür spor ceket. : BLAZER
Bir tür süs kağıdı.: SERPANTİN
Bir tür süsleme sanatı. 18. yy başında Fransa’da çok geçerli olan,kavisli çizgileri bol,gösterişli bezeme üslubu. : ROKOKO
Bir tür süsleme sanatı. 18. yy başında Fransa’da çok geçerli olan,kavisli çizgileri bol,gösterişli
Bir tür şahin,doğan. : LAÇİN
Bir tür şalvar. : ELİFİ
Bir tür şeker hamuru.:NUGA
Bir tür tabanca.:NAGANT
Bir tür takoz.:BAT
Bir tür taşkömürü.:ANTRASİT
Bir tür tatlı bisküvi.:KEDİDİLİ
Bir tür taze ve tuzsuz beyaz peynir. : LOR
Bir tür tozluk.:GETR
Bir tür tuzlu peynir. (Bayburt, Sarıkamış, Kırşehir, Amasya yörelerine özgü-çökelek) : ŞOR
Bir tür ufak ve hafif motosiklet.:VESPA
Bir tür ufak, yağlı ve tuzlu simit. : HALKA
Bir tür uzun Japon kemeri.:OBİ
Bir tür verimli balçık. : LÖS
Bir tür yaban turpu. : TERME
Bir tür yağlı ve tuzlu simit. : HALKA
Bir tür yağsız ve tuzsuz peynir. : TELEME
Bir tür yapay mermer. : BREŞ
Bir tür yelkenli,motorlu yarış teknesi.:REGATA
Bir tür yün örgüsü. : HARAŞO
Bir tür yünlü kumaş. : KAŞE
Bir tür zamk ve özsu.Sığla yağı.:TİGALA
Bir tür zamk.:KİTRE:LAK
Bir Türkistan sikkesi. : KİPEKİ
Bir türü Asya ve Afrika’nın tropikal bölgelerinde yaşayan,2 metre uzunluğunda,kısa hortumlu bir hayvan türü.:TAPİR
Bir türün,bir olayın karakteristik yönünü veren.:SPESİFİK
Bir ucu kıvrık sopalarla çayır veya buz üzerinde iki takım arasında oynanan bir top oyunu.:HOKEY
Bir ucu nargilenin şişesine bağlanan bükülebilir boru.:MARPUÇ
Bir ulusun başka bir ulusu siyasi ve ekonomik egemenliği altına alarak yayılması veya yayılmayı istemesi.: EMPERYALİZM
Bir uydu anten aksamı.:LNB
Bir uzvu derince,kötü bir şekilde kesme.:TAKİR
Bir ülkede olağanüstü dönemlerde devletin ödeme süresi gelmiş borçlarını yasayla ertelemesi. : MORATORYUM
Bir ülkede ekonomik alanda ihtiyaçları kendi kendine karşılamaya yönelik tutum. : OTARSİ
Bir ülkede yönetime el koyan kimselerden oluşan kurul.: CUNTA
Bir ülkedeki entelektüeller. Entelektüeller sınıfı. : ENTELİJANSİA
Bir ülkedeki her çeşit arazi ve mülklerin yerinin,alanının,sınırlarının ve değerlerinin devlet eliyle belirlenip plana bağlanması işi.:KADASTRO
Bir ülkenin iskeleleri arasında gemi işletebilme hakkı. : KABOTAJ
Bir üniversiteye bağlı veya bağımsız araştırma,inceleme ve eğitim kurumu. :ENSTİTÜ
Bir ürünün ambalajı üzerine basılmış düşey çizgilerden oluşan ve ürünün niteliği,fiyatı,stok durumu gibi bilgileri içeren simge.:BARKOD
Bir üzüm cinsi. : İRİKARA : PAPAZKARASI : ADAKARASI : MÜŞKÜLE : RAZAKI
Bir üzüm cinsi.:KARAGEVREK: ÇAVUŞ.:NARİNCE
Bir vadi ya da ırmak üstüne kurulan yüksek ve uzun köprü. : VİYADÜK
Bir varlığın doğası. : NELİK
Bir veya iki çalgı için yazılmış,3 veya 4 bölümden oluşan müzik eseri.:SONAT
Bir veya iki milimlik pli. : NERVÜR
Bir ya da iki yaş arasında koyun. : ŞİŞEK
Bir yada daha çok elektron kazanmış yada yitirmiş bir atom yada bir atom grubundan oluşmuş elektrik yüklü parçacık.:İYON
Bir yada iki palalı kürek.:PAGAY
Bir yağ türü.:BEZİRYAĞI
Bir yanardağ patlaması sonucunda ortaya çıkan,huni biçimli küçük krater.:MAAR
Bir yapıda ağaçların yada taşların birbirine tutturulmasında kullanılan iki ucu dirsekli kenet.:KLAMO
Bir yapıda dış kapıyla odalar arasındaki giriş bölümü.:DALAN
Bir yapının belediyece öngörülen azami yüksekliği.:GABARİ
Bir yapının iç duvar kaplaması. : LAMBRİ
Bir yapısal öğeyi metal kenetlerle tutturma işlemi.:ANKRAJ
Bir yapıt yada yazının son bölümü.:HATİME
Bir yapıtın başına konulan,övücü tanıtma yazısı.:TAKRİZ
Bir yapıtın sonuç bölümü.:EPİLOG
Bir yapıtta uzak ve yabancı ülkelerle ilgili olayları , kişileri , yöresel görüşleri yansıtma.:EGZOTİZM
Bir yapıtta,o yapıt için yazılmış övgülü sunuş yazılarının yer aldığı bölüme verilen ad.:TAKRİZAT
Bir yaranın,bir maddenin laboratuar ya da ameliyat araçlarının taşıdığı ferment ve mikropları yok etme.:STERİLİZASYON
Bir yargıya varmak veya değer vermek için başvurulan ilke,kriter.:ÖLÇÜT
Bir yarımadayı karaya bağlayan,iki yanı su,dar kara parçası,berzah.:KISTAK
Bir yarış yelkenlisi. : SNİPE
Bir yarışmada zayıf kalan kimseye tanınan öncelik. : AVANS
Bir yaşında keçi yavrusu.:ÇEPİÇ
Bir yaşını geçmiş inek yavrusu.:DÜVE
Bir yazarın bütün eserlerini içeren dizi.:KÜLLİYAT
Bir yazı sayfasının altına,metnin herhangi bir noktasıyla ilgili olarak yazılan açıklama,dipnot.:HAŞİYE
Bir yazı,desen,tablo vb.nin fotoğrafından kalıp çıkarılarak yapılan aynı basım.:FAKSİMİLE
Bir yazının ya da sanat yapıtını her yönüyle inceleyip açıklayan yazı türü. : ELEŞTİRİ
Bir yazıyı bütün ses inceliklerini belirterek başka bir alfabeye çevirme yolu,yazı çevrimi.:TRANSKRİPSİYON
Bir yelkenli türü.:CÖNK
Bir yengeç türü. : UCA
Bir yer bayındır duruma getirildiğinde,çevrede bulunan mülklerin değeri arttığından ötürü,bunların sahiplerinden belediyece alınan para.:ŞEREFİYE
Bir yerde biriken sıvıları dışarıya akıtmakta kullanılan oluk veya boru. : AKAÇ
Bir yerde bulunan elçi ve elçilik görevlilerinin topluluğu,elçiler topluluğu.:KORDİPLOMATİK
Bir yerde oturanlar,sakinler.:SEKENE
Bir yere çağrılmadan birdenbire girmek. : DAMLAMAK
Bir yere gönderilen eşyanın listesi,gönderme belgesi.:İRSALİYE
Bir yere kapanıp ibadetle vakit geçirme.:İTİKAF
Bir yere sunulan bildiri özeti.:EKSPOZE
Bir yeri bayındır duruma getirmek için yapılan işlerin tamamı.:NAFİA
Bir yeri gerekli eşya ile döşeme.:TEFRİŞ
Bir yeri istila eden,yönetimi altına alan.:MÜSTEVLİ
Bir yeri kira ile tutabilmek için sahibine veya içindeki kiracıya açıktan verilen para.:HAVAPARASI
Bir yerin özelliklerini araştıran asker kıtası.:ARAVUL
Bir yerle veya işle olan ilgisini sürdüren kimse,müdavim.:GEDİKLİ
Bir yerleşim birimi.:BELDE
Bir yerleşim bölgesinin,aynı şehirden gelen insanların yerleştiği bölümü.:GETTO
Bir yetimin veya akılca zayıf birinin malını yöneten kimse. : VASİ
Bir yıl boyunca güneşin gökküresi üzerinde çizdiği çemberin sınırladığı daire.:TUTULUM
Bir yılan türü.: PİTON
Bir yıllık kuzu. : TOKLU
Bir yol veya geçide girilmemesi için acele yapılan engel : BARİKAT
Bir yola giren, bir yol tutan. : SALIK
Bir yönetim biçimi,zengin erki.:BEYERKİ
Bir yönetim biçimi,zengin erki.:PLUTOKRASİ
Bir yün eğirme aracı.:KİRMEN
Bir yün örgüsü türü.:HARAŞO
Bir yüzey üzerinde girinti ve çıkıntılar oluşturarak yapılan ve değişik yönlerden bakıldığında başka görüntüler veren resim.:OPART
Bir yüzey üzerinde veya uzayda bir noktanın yerini bulmaya yarayan ana çizgilerden yatay olanı.:KOORDİNAT
Bir yüzeyde renk dalgalanması sonucu görülen parlaklık. : MENEVİŞ
Bir yüzeydeki çatlak veya aralık.:GEDİK
Bir yüzeyden dışarıya taşan başka bir yüzeye geçmek ve ona destek görevi yapmak için birbiri üzerine oturan taş ya da tuğladan yapılmış bindirmelik. : MUKARNAS
Bir yüzeyi düz, kaygan, parlak bir duruma getirme işlemi. : AÇKI
Bir yüzeyin eğiklik derecesini anlamaya yarayan araç. Topoğraf aracı. : NİVO
Bir yüzü içbükey,öbür yüzü dışbükey olan mercek. : MENİSK
Bir yüzü uzun tüylü,kalın yünden dokunarak yapılmış yağmurluk.:YAMÇI
Bir yüzünde Kurtuluş Savaşı,diğer yüzünde ise Cumhuriyetin ilanı canlandırılan,8 Ağustos 1928’de açılan Taksim Atatürk Anıtının İtalyan heykeltıraşı.:PİETRO CANONİCA
Bir zamk türü.:KİTRE
Bir zırhlı gemi türü. : DRETNOT
Bir zinciri oluşturan halkalardan her biri. : BAKLA
Bira yapmak için çimlendirilip kurutularak hazırlanmış arpa veya başka taneler.:MALT
Biralık bir arpa cinsi.:TOKAK
Biralık bir arpa cinsi.:ZAFER
Biraz ufak.:UFARAK
Birbiri üzerine uygulanan ve kabartma desenler oluşturacak biçimde noktalarla birleştirilen iki dokumadan meydana gelmiş pamuklu kumaş. “İğne ardı” da denilen elişine benzer desenlerle süslü kalın pamuklu kumaş. Bu kumaştan yapılmış yatak örtüsü. : PİKE
Birbirinden ayrı düşünce,inanış yada öğretileri kaynaştırmaya çalışan felsefe sistemi.:SENKRETİZM
Birbirinden hiç ayrılmayan sıkı arkadaşlar.:EKÜRİ
Birbirine bağlı kurşun bölmelere yerleştirilmiş renkli cam parçalarından oluşan,saydam pencere süslemesi veya resim.:VİTRAY
Birbirine denk olma,denklik.:TEADÜL
Birbirine ekli parçalardan oluşan ve kendi kendine hareket eden soyut heykel. : MOBİL
Birbirine geçme küçük ve düzgün ahşap parçalarla yapılan bezeme tekniği.:KÜNDEKARİ
Birbirine girmiş,dağınık.:JÜLİDE
Birbirine komşu olan orman ve çayır gibi değişik iki bitki topluluğu arasındaki geçiş bölgesi.:EKOTON
Birbirine paralel olarak uzanan iki akarsu arasında kalmış dağ sırtı.:KIRAN
Birbirine sürtünen cisimlerin karşılıklı etkileşimini inceleyen bilim dalı. : TRİBOLOJİ
Birbirine uygun, karışık. : MÜMTEZİÇ
Birbirini öldürme,savaş,vuruşma.:MUKATELE
Birbirini tutar renk ve yapıda olan.:ASORTİ
Birbirinin içine girip karışmış,çapraşık.:GİRİFT
Birbiriyle geçinemeyen gemi tayfası. : ALABABULA
Birbiriyle ilgili sözcük ve kavramların dizelerde toplanması sanatı.:TENASÜP
Birçok Avrupa ordusunda mızraklı süvarilere verilen ad. : UHLAN
Birçok kattan oluşan, bir tür karton. : BRİSTOL
Birçok kişinin yaptığı işlerde gayret vermek için söylenen söz. : YISA
Birçok onayaklı kabukluda orta sularda yaşayan larva biçimi. : ZOE
Birden çok anlamı olan bir sözcüğün yakın anlamının değil de uzak anlamının kullanılması sanatı.:TEVRİYE
Birden çok işletmenin bir grup başkanının yönetimi altında,belirli bir işi gerçekleştirmek amacıyla belirli bir süre için oluşturdukları topluluk.:POOL
Birden fazla terimi olan cebirsel ifade.:POLİNOM
Birdenbire akla gelen,içe doğan şey.:SANİH
Bireycilik. : İNDİVİDÜALİZM
Bireyler.: EFRAT
Bireyleri yangın çıkarmaya sürükleyen saplantılı itki.:PİROMANİ
Bireylerin kendilerini isteyerek aç bıraktıkları incelik hastalığı.:ANOREKSİA
Bireysel psikoloji okulunu kuran ve aşağılık duygusu terimini ilk kez ortaya atan ünlü Avusturyalı hekim. : ADLER
Biri öne , öteki arkaya bakan , birbirine karşıt iki yüz biçiminde betimlenen eski bir Roma tanrısı. : İANUS
Biri Amerika’da,diğeri Madagaskar’da yetişen ve yelpaze biçiminde yaprakları olan iki ağacın ortak adı.:RAVENALA
Biri dünyanın nükleer enerjiyle çalışan ilk teknesi olmak üzere üç denizaltı ile bilimkurgu edebiyatının ünlü bir denizaltısı olan dördüncü bir denizaltının ortak adı. : NAUTİLUS
Bir-iki yaşında koyun. : ŞİŞEK
Birikinti suların sulamak amacıyla genellikle bir set ardında toplandığı küçük göl.:GÖLET:GÖLEK
Birim zamandaki ses,dalga v.b. için titreşim sayısı,sıklık. : FREKANS
Birimlerin başına konulduğunda on katı gösteren bir ek.:DEKA
Birinci çağın ilk dönemi ve bu dönemde oluşmuş yer katmanları.:KAMBRİYEN
Birinci Dünya Savaşında Osmanlı ordusunda kullanılan bir tür başlık.:KABALAK
Birinci dünya savaşından sonra Avrupa’da moda olan bir dans. : ÇARLİSTON
Birinci Dünya Savaşından sonra bazı azgelişmiş ülkeleri,kendi kendilerini yönetecek bir düzeye eriştirip bağımsızlığa kavuşturuncaya kadar Milletler Cemiyeti (Cemiyeti Akvam) adına yönetmek için bazı büyük devletlere verilen vekillik.:MANDA
Birine bir mülkü sahip kılma. : TEMLİK
Birine dokunsun diye söylenen söz. : TAŞ
Birine karşı gelmek,sert cevap vermek.:ÇEMKİRMEK
Birine yüklenen henüz aydınlanmamış suç.:TÖHMET
Birini istememek, hor görmek. : İRİLEMEK
Birinin sırlarını , eylemlerini , düşüncelerini gözleyip yetkililere bildirerek çıkar sağlayan kimse. : İSPİYON
Birinin egemenliğini kabul etme,buyruklarına uyacağını belirtme.:BİAT
Birinin ölümünü haber veren.:NAİ
Birinin söylemediği bir sözü,söylediğini iddia etme.:İKVAL
Birinin yer,hal,medeni durumu vs gösteren resmi belge,hal kağıdı.:İLMÜHABER
Birkaç arabadan oluşan bir katarı çekmekte kullanılan motorlu taşıt.:MOTRİS
Birkaç arabalı bir katar da elektrik motoru yada patlamalı motorla çalışan ve öbür arabaları çekmeye yarayan taşıt.:MOTRİS
Birkaç bilinmeyenli birinci dereceden eşitlik sistemlerini çözmede kullanılan yardımcı cebirsel anlatım.:DETERMİNANT
Birkaç çobanın aşk,kır hayatının güzellikleri vb üzerine karşılıklı konuşmaları biçiminde yazılan,küçük bir piyesi andıran bir şiir türü.:EGLOG
Birkaç dizi altın zincirden oluşan enli gerdanlık yada bilezik.:AKITMA
Birkaç kez şeker ağdasına daldırılarak üzeri kaplanmış kavrulmuş badem yada fındık.:PRALİN
Birkaç kişinin oturabileceği genişlikte koltuk.:KANEPE
Birkaç kuşak sonra ortaya çıkan ve o zamana kadar aradaki döllerde gizli kalan soya çekim nitelikleri için kullanılan terim.:ÇEKİNİK
Birkaç topu olan bir çeşit küçük ve hafif savaş gemisi.:GAMBOT
Birler,tekler. : YEGAN
Birleşen iki kereste vs yi tutturmaya yarayan,dik açı biçiminde bükülmüş demir,L demiri.:KÖŞEBENT
Birleşik bir ışık demetinin bir biçmeden (prizma) geçtikten sonra ayrıldığı basit renklerden oluşmuş görüntü.:TAYF
Birleşikgillerden hekimlikte kullanılan ıtırlı bir bitki. : TARHUN
Birleşikgillerden,çiçekleri sarı renkte bir kır bitkisi. : AYNISEFA
Birleşikgillerden,kökleri sebze olarak kullanılan otsu bir bitki. : TEKESAKALI
Birleşme,birlik kurma.:İTTİHAT
Birleşmiş Milletler Çevre Programının kısaltması.:UNEP
Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü’nün kısa yazılışı.: UNESCO
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün kısaltması.:FAO
Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Merkezi’nin simgesi. : HABİTAT
Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Örgütü’nün kısa yazılışı.:UNİDO
Birlik. : VAHDET
Birlikte kullanıldığı terimin anlamına aşırılık kazandıran bir müzik terimi.:ASSAİ
Birlikte yolculuk eden topluluk. : KAFİLE
Birmanya (Myanmar) para birimi. : KIYAT
Birmanya’da sıradağlar. : ARAKAN
Birmanya’nın başkenti.:RANGUN
Birmanya’nın para birimi.:KIYAT
Birmanya’nın plakası. : BA
Birtakım alıştırma ve çağrışımlardan yararlanarak belleği geliştirme yöntemi.: MNEMOTEKNİ
Bisiklet ve motosiklette dümenin elle tutulan kısımlarına geçirilen ve yumuşak,sentetik maddeden yapılan kaplama.:ELCİK
Bisiklet yarışı için hazırlanmış pist ve tribünlerden oluşan yapı.:VELODROM
Bisiklet.:ÇİFTTEKER
Bisikletin en eski şekli olan,iki tekerlekli taşıt aracı.:SELERİFER
Bisikletin ilk şekli olan taşıt aracı.:SELERİFER
Bisikletin ön tekerlek maşası üstüne bağlanmış,iki elle kullanılan yön değiştirme aracı,yönelteç.:GİDON
Bisturi. : NEŞTER
Bit yavrusu. : YAVŞAK
Bit,tahta kurusu gibi böceklerin yumurtası.:SİRKE
Bit. : KEHLE
Bitki hastalıklarını inceleyen bilim dalı.:FİTOPATOLOJİ
Bitki hücreleri yaşlandıkça plazmalarında oluşan ve içi hücre suyu ile dolu bulunan boşluk.:KOFUL
Bitki kökleri,şeker,misk,dövülmüş ceviz veya fındık içi ile yapılan bir tür şekerleme.:DEVAİMİSK
Bitki örtüsü.:FLORA
Bitki. : VİTAL
Bitkilerde bulunan kokulu ve uçucu madde. : ESANS
Bitkilerde çok çeşitli işlevleri üstlenmiş,ince çeperli canlı hücrelerden oluşan temel doku.:ÖZEKDOKU
Bitkilerde gaz alışverişine yarayan aralıklar.:STOMA
Bitkilerde kökün ucunu örten koruyucu bölüm.:KALENSÖVE
Bitkilerde,özellikle küf mantarlarında bulunan yada sentezle elde edilen,bir çok mikroba karşı kullanılan penisilin,streptomisin gibi maddelerin ortak adı.:ANTİBİYOTİK
Bitkilerden elde edilen doğal mavi boyarmadde.:İNDİGO
Bitkilerden elde edilen ilaç.:OTA
Bitkilerden elde edilen ilaçlarla hastalığı iyileştirmek. : OTAMAK
Bitkilerden elde edilen ilaçlarla hastalıkların tedavisi.: FİTOTERAPİ
Bitkilerden özütlenen, doğal mavi boyar madde. Koyu mavi renk. : İNDİGO
Bitkilerden türlü yollarla çıkarılan veya kimyasal yöntemlerle yapılan kokulu ve uçucu sıvı.:ESANS
Bitkilere, özellikle ekinlere zarar veren bir böcek. : BAMBUL
Bitkilerin çürümesiyle oluşan koyu renkte organik toprak.:HUMUS
Bitkilerin,hayvanların doku ve sıvılarında bulunan,birleşimi karbon,oksijen,azot,hidrojen ve kükürt olan,suda eriyen,beyaza yakın renkte,yapışkan madde.:ALBÜMİN
Bitkimsi hayvanlardan denizanalarını,sifonluları ve mercanları içine alan önemli bir bölüm.:SELENTERELER
Bitkin duruma düşme. : HELAK
Bitkinin doğal olarak yetiştiği yer,yurt.:HABİTAT
Bitkisel esaslı bir tür kahverengi boya.:BİSTRE
Bitkisel esaslı kahverengi bir boya.:BİSTRE
Bitkisel kökenli bir yiyecek yada içeceğin damakta algılanan hoş kokusu.:AROMA
Bitkisel özlü yağlarla yapılan tedavi şekli.:AROMATERAPİ
Bitkisel tellerden örülmüş büyük çuval.:TELİS
Bitkisel tellerden yapılmış kaba örgülü büyük çuval. : TELİS
Bitkisel yada hayvansal maddelerin etkili özü.:ÖZÜT
Bitkisel yağlarla uygulanan bir tür Hint tedavi yöntemi. : ÇAMPİSAJ
Bitkisel,hayvani yada madeni maddelerin karışımından yapılan macun,panzehir.:TİRYAK
Bitkisi iyi olmayan,yada hiç bitki vermeyen,verimli olmayan.:ÇORAK
Bitkisiz. : AFİTAL
Bitle geçen,ortalama 15 gün süren,vücutta pembe lekelerle beliren ateşli ve tehlikeli bir hastalık türü,tifüs.:LEKELİHUMMA
Bitlis ilinde bir göl.:AYGIR
Bitlis yöresine özgü,ceviz büyüklüğündeki hamurlar kızartıldıktan sonra üzerine sarımsaklı yoğurt dökülerek yenen bir yemek.:AYVANET
Bitüm yada başka bir petrol artığını sıvılaştırmak yada seyreltmek için kullanılan madde.:FLAKS
Biyolojide çekinik.:RESESİF
Biyolojide sıralı oluş. : EPİGENEZ
Biyolojide üreme hücresi.:GAMET
Biyolojide,mitozun ikinci evresi.:METAFAZ
Biyolojik ışık üretme özelliğine sahip,akıntı ve rüzgarlarla sürüklenen ve bir şeye dokunduğunda ışık veren deniz hayvanı.:YAKAMOZ
Bizans devletinde vali ve derebeylerine verilen bir unvan.:TEKFUR
Bizans döneminde İstanbul’da siyasal suçluların kapatıldığı ünlü zindan. : ANEMAS
Bizans kiliselerinde kadınlara ayrılan bölüm. : YİNEKE
Bizans sarayının hassa muhafızları.:BARDARİOT
Bizden öncekiler,geçmişler.:ESLAF
Bizonla boğanın çiftleşmesinden doğan melez hayvan. : KATOLO
Blues müziğine özel rengini veren ve doğal nota ile bemol arasında yer alan ses. : MAVİNOTA
Boagillerden,Afrika ve Asya’da yaşayan,zehirsiz,çok güçlü büyük yılan.:PİTON
Boagillerden,tropikal Amerika’da yaşayan,avını sararak ve sıkarak öldüren yılan.:ANAKONDA
Bob Dylan’ın asıl adı.:ROBERT ZİMMERMAN
Boccaccio’nun erotik öyküler kitabı.:DECAMERON
Bodrum müzesinde sergilenen dünyanın en eski batığının çıkarıldığı , Kaş ilçesindeki burun. : ULUBURUN
Bodrum ilçesi yakınında turistik bir yöre.:KARAİNCİR
Bodrum ilçesi yakınında, doğal güzelliğiyle tanınmış bir köy. : ASPAT
Bodrum ilçesinde doğal güzelliğiyle tanınmış bir koy.:MAZI
Bodrum ilçesine bağlı turistik bir belde. : BİTES:BİTEZ
Bodrum kalesindeki müzede doldurulmuş cesedi sergilenen ünlü Kayra kraliçesi.:ADA
Bodrum yakınlarında turistik bir belde.:TÜRKBÜKÜ
Bodrum yarımadasının kuzeyinde yer alan Güllük körfezindeki Güllük koyunda güneye doğru çıkıntı yapan küçük yarımada da bir Kayra kenti.:İASOS
Bodrum’un eski adı.:HALİKARNASSOS
Boğa burcu.:SEVİR
Boğa burcunda,yedi yıldızdan oluşan takım,Süreyya. : ÜLKER
Boğa güreşçilerinin boğaların omuz başına çifter çifter sapladıkları ucu zıpkınlı,ağaçtan yapılmış küçük değnek.:BANDERİLLA
Boğa güreşçisi. : TORERO : MATADOR
Boğa güreşi yapılan alan. : ARENA
Boğa güreşi.:KORİDA
Boğa güreşinde hayvana mızrakla saldıran atlı.:PİKADOR
Boğa,tosun.:KELE
Boğanotundan çıkarılarak hekimlikte kullanılan zehirli bir madde. : AKONİTİN
Boğanotunun bilimsel adı. : ACONİT
Boğanotunun güz çiğdemi de denilen bir türü. : İTBOĞAN
Boğaya tutulan kırmızı şal (Matadorların boğayı yormak ve hırslandırmak için kullandıkları kırmızı renkli kumaş parçası). : MULETA
Boğaz biçiminde küçük vadi. : KLÜZ
Boğaz mukozasının şişmesi,yutak iltihabı.: ANJİN
Boğaz ve bademciklere yerleşen ve anjin türü hastalıklara neden olan mikrop. : BETA
Boğazköy’de bulunmuş Hititçe yazılı efsane.:APPUŞ
Bohça,yemeni,baş örtüsü gibi şeyler yapmakta kullanılan,üstüne boya ve fırça ile veya tahta kalıplarla desen yapılmış bez.:YAZMA
Boks,eskrim gibi sporlarda hamlenin savuşturulması biçimi yada eylemi.:PARAD
Boksta bükük kolla aşağıdan yukarıya doğru atılan yumruk.:APARKAT
Boksta dövüşemeyecek duruma gelen sporcunun karşılaşmayı bırakması.:ABANDONE
Boksta esas ve korunmaya hazır duruş.:GARD
Boksta her raundun başlangıç ve bitimini bildiren ses verici araç. :GONG
Boksta vurulan bir yumruk çeşidi. KROŞE
Boksta vurulan bir yumruk çeşidi.:SWİNG
Bol maydanoz,domates ve soğanla koyun kıymasından yapılan bir tür şiş köfte.:URFAKEBABI
Bol ve dolgun.:GÜMRAH
Bol,çok.:MEBZUL
Bol,verimli,gür.:FEYYAZ
Bolivya ve Peru’da yaşayan, aynı dili konuşan yerli halk. : AYMARALAR
Bolivya’nın başkenti. : LAPAZ
Bolkar dağları ile Ala dağlar kütlesini birbirinden ayıran tektonik çukur. : ECEMİŞ
Bolluk, genişlik. : FERAHİ
Bolluk,rahatlık ve varlık içinde iyi yaşama,refah.:GÖNENÇ
Bolu ilinde bir kaplıca. : SAROT
Bolu ilinde turistik bir göl. : ABANT
Bolu yakınlarındaki kayak merkezi. : KARTALKAYA
Bolu’nun Gerede ilçesinde kayak merkezi olan bir dağ.:ARKUT
Bolu’nun Göynük ilçesinde, doğal güzelliğiyle tanınmış bir göl. : SÜNNET GÖLÜ
Bolu’nun Mudurnu ilçesinde bir kaplıca.:BABAŞ
Bombalardan korunmak için yerin altına kazılmış siper.:KAZAMAT
Boncuk,gümüş veya altın para ile yapılmış,boşluğa veya giysiye takılan süs.:CINGIL
Bono,çek ve poliçenin arka yüzünde işlem yapmak için yer kalmadığı zaman,yapılacak işlemler için bunlara eklenen kağıt parçasına verilen ad.:ALONJ
Borazan kuşu da denilen ve Güney Amerika’da yaşayan bataklık kuşu.:AGAMİ
Borcun yerine getirilmemesi,temerrüt.:DİRENİM
Borç alınan bir paranın belirli zamanlarda ödeneceğini gösteren senetler.:ESHAM
Borç alma. : İSTİKRAZ
Borç veren,alacaklı : DAİN
Borç verme anlamında eski bir sözcük. : İDANE
Borç verme. : İKRAZ
Borçlar.:DÜYUN
Borda kaplamalarını yerleştirmek için ahşap gemilerin omurgalarına açılan yuva. : AŞOZ
Bordo üzerine beyaz çizgili bir tür peştamal.:ADAGİDE
Borneo dağlarında yaşayan sülün. : RALİL
Borsada belli miktardaki hisse senedi belirtmekte kullanılan işlem birimi. : LOT
Borsada bir senedin gerçek değerinin altına düşmesi durumu. : DEKOT
Borsada kesin vadeli değerlerin kuru ile primli değerlerin kuru arasındaki fark. : EKAR
Borsalarda acentelerin yüksek sesle arz ve talepte bulundukları yuvarlak alan.:KORBEY
Boru biçimindeki metal parçaların içini düzleştirip parlatmakta kullanılan aygıt.:BICIRGAN
Boru sesi. : Tİ
Boruları döndürmeden eklemeyi sağlayan bağlantı parçası. : RAKOR
Borusunun içinde,ağız deliğinin altında bir tapa (blok veya dil ) bulunan ve ucundan üflenerek çalınan kavallara verilen ad. : DİLLİDÜDÜK
Bosna-Hersek’in plaka işareti.:BİH
Bostanda yapılan bekçi kulübesi. : GÜMELE
Boş alan korkusu.:KENOFOBİ
Boş inan,hurafe.:SANAKA
Boş ve anlamsız şeyler.:EBATIL
Boş ve yararsız, saçma. : . MALAYANİ
Boş yere harcama,yıpratma.:TELEF
Boş, çürük, yanlış. : BATIL
Boş, ıssız, tenha. : HALİ
Boş,anlamsız söz.:FASARYA
Boş,anlamsız söz.:GÜZAF
Boş,önemsiz,boş şey. : HAVACIVA
Boş,temelsiz,asılsız söz.:SAFSATA
Boş. : TEHİ
Boş., yararsız, saçma. : ABES
Boşanma. : TALAK
Boşanmış kadın. : TALİKA
Boşboğaz, geveze anlamında yerel sözcük. : BIDIR
Boşluk. : KAVİTE
Boşluk.:VAKUM
Boşta gezen.:HAYTA
Boşuna.:BEYHUDE
Botanik özelliklerini incelemek amacıyla değişik türde pek çok ağacın yetiştirildiği bahçe.:ARBORETUM
Botanikte (Rese da luteola) olarak tanımlanan , muhabbetçiçeğigillerden , 1,5 m yüksekliğinde , tohumlarından kandil yağı , çiçeklerinden sarı boya çıkarılan otsu bir bitki. :REZEDE
Botanikte (Sesamum indicum) olarak tanımlanan , sıcak bölgelerde yetişen küçük bir bitki. :SUSAM
Botanikte (Allium porrum) olarak tanımlanan,zambakgillerden,sapından yararlanılan,çok yıllık bir kış sebzesi.:PIRASA
Botanikte (Amygdalus communis) olarak tanımlanan,gülgillerden,yurdumuzun her yerinde yetişen ağaç. : BADEM
Botanikte (Ananas sativus) olarak tanımlanan,sıcak ülkelerde yetişen bir ağaç ve aynı adı taşıyan meyvesinin adı.:ANANAS
Botanikte (Artemisia) olarak tanımlanan,başka bir adı da yavşan otu olan,sıracagillerden,mavi ve beyaz renkte çiçekler açan bir bitki.:VERONİKA
Botanikte (Boehmeria nivea) olarak tanımlanan,ısırgangillerden,Çin Vietnam ve Malezya’da yetişen değerli bir bitki.:RAMİ
Botanikte (Brassia oleracea) olarak tanımlanan,turpgillerden,güz ve kış sebzesi olarak yetiştirilen ve birçok türü olan bitki.Kelem.:LAHANA
Botanikte (Cannabis sativa) olarak tanımlanan,kendirgillerden,sapındaki liflerden halat,çuval vs kaba örgüler yapılan,iki evcikli bir bitki.:KENEVİR
Botanikte (Cassia) olarak tanımlanan,baklagillerden,sıcak bölgelerde yetişen,bir çok türü bulunan bir bitki. :SİNAMEKİ
Botanikte (Castanea sativa) olarak tanımlanan,kayıngillerden,ılıman iklimlerde yetişen,25-30 metre kadar boylanabilen,kerestesi doğramacılıkta kullanılan bir orman ağacı.:KESTANE
Botanikte (Cerasus avium) olarak tanımlanan,gülgillerden bir meyve ağacı.:KİRAZ
Botanikte (Cercis siliguastrum) olarak tanımlanan,baklagillerden,eflatunla kırmızı arası renkte çiçek açan,güzel bir süs ağacı.:ERGUVAN
Botanikte (Cistus creticus) olarak tanımlanan,Akdeniz ülkelerinde yetişen tüylü ve genellikle yapışkan yapraklı,beyaz veya pembe çiçekli,reçinesi hekimlikte kullanılan bir bitki.:LADEN
Botanikte (Dentex vulgaris) olarak tanımlanan,izmaritgillerden,Akdeniz’de yaşayan pullu,eti beğenilen bir balık. : SİNARİT
Botanikte (Eruca sativa) olarak tanımlanan,turpgillerden,yaprakları salata gibi yenen,20-40 cm yüksekliğinde,sebze olarak bahçelerde yetiştirilen,kokulu,bir iki yıllık bir bitki.:ROKA
Botanikte (Gossypium) olarak tanımlanan,Ebegümecigillerden,koza biçimindeki meyvesi üç,dört,beş dilimli olan,sıcak bölgelerde yetişen tarım bitkisi.:PAMUK
Botanikte (Grunus domestica) olarak tanımlanan,gülgillerden,beyaz çiçekli bir ağaç ve aynı adı taşıyan meyvesinin adı.:ERİK
Botanikte (Jasminum) olarak tanımlanan,zeytingillerden,beyaz kırmızı veya sarı renkli güzel kokulu çiçekleri olan,1-2 m boyunda,süs bitkisi olarak yetiştirilen tırmanıcı bir ağaççık.:YASEMİN
Botanikte (Lavandula angustifolia) olarak tanımlanan,ballıbabagillerden,mavi veya mor renkli çiçekleri koku sanayinde kullanılan bir bitki.:LAVANTA
Botanikte (Lepidium) olarak tanımlanan ,turpgillerden,yaprakları salata olarak yenen baharlı bitki. :TERE
Botanikte (Lilium candidum) olarak tanımlanan,90-100 cm yüksekliğinde,güzel ve iri çiçekli,çok yıllık bir süs bitkisi. : ZAMBAK
Botanikte (Linumusitu tissimum) olarak tanımlanan,çiçekleri mavi renkte ve beş taç yapraklı,lifleri dokumacılıkta kullanılan bir bitki.:KETEN
Botanikte (Loligo vulgaris) olarak tanımlanan,mürekkep balığının bir türü. : KALAMAR
Botanikte (Lolium) olarak tanımlanan,buğdaygillerden,bahçelerin yeşillendirilmesinde yararlanılan çok yıllık bitki.:ÇİM
Botanikte (Malva siylvestris) olarak tanımlanan,çiçekleri ilaç,yaprakları sebze olarak kullanılan,kendiliğinden yetişen çok yıllık ve mor çiçekli bir bitki.:EBEGÜMECİ
Botanikte (Matricaria chamomilla) olarak tanımlanan,birleşikgillerden,20-50 cm yükseklikte,baharda çiçek açan,taç yaprakları beyaz,ortası sarı kömeçli,bir yıllık otsu bir bitki.:PAPATYA
Botanikte (Mentha piperita) olarak tanımlanan,ballıbabagillerden,yaprakları sapsız,çiçekleri beyaz veya menekşe renginde,ıtırlı,çok yıllık ve otsu bir kültür bitkisi.:NANE
Botanikte (Morus) olarak tanımlanan,kuzey yarım kürenin genellikle ılıman bölgelerinde yetişen,yapraklarıyla ipek böceği beslenen ağaç ve aynı adı taşıyan meyvesinin adı.:DUT
Botanikte (Musa sapientum) olarak tanımlanan,sıcak bölgelerde yetişen,bir çenekli,çok yıllık bir bitki. :MUZ
Botanikte (Nymphea) olarak tanımlanan,yaprakları yuvarlak ve geniş,çiçekleri beyaz,sarı,mavi,pembe renkte,durgun sularda veya havuzlarda yetişen bir su bitkisi. :NİLÜFER
Botanikte (Paeonia mascula) olarak tanımlanan,düğünçiçeğigillerden,çiçekleri türlü renkte,çok yıllık güzel bir süs bitkisi.:ŞAKAYIK
Botanikte (Panicum miliaceum) olarak tanımlanan,buğdaygillerden,kuraklığa dayanıklı bir bitki.:DARI
Botanikte (Papaver rhoeas) olarak tanımlanan,yazın kırlarda,özellikle ekin tarlalarında yetişen,kırmızı ve otsu bir bitki.:GELİNCİK
Botanikte (Persea americana) olarak tanımlanan,başka bir adı da Amerikan armudu olan meyve.:AVOKADO
Botanikte (Picea excelsa) olarak tanımlanan,rengi kızıla yakın bir çam türü : ALAÇAM
Botanikte (Picea) olarak tanımlanan,çamgillerden,50-60 m kadar yükseklikte olan,düz gövdeli,kozalağı aşağıya doğru sarkık,kerestesi ve reçinesi çok beğenilen,çam türüne çok yakın bir orman ağacı.:LADİN
Botanikte (Pimpinella anisum) olarak tanımlanan,maydanozgillerden,kokulu tohumu hamur işlerinde ve rakı yapımında kullanılan,yurdumuzda ekimi yapılan bitki.:ANASON
Botanikte (Pinus) olarak tanımlanan,yurdumuzda birçok türü yetişen bir orman ağacı.:ÇAM
Botanikte (Populus) olarak tanımlanan,söğütgillerden,sulak bölgelerde yetişen,boyu bazı türlerinde 30 veya 40 m’ye değin çıkan,kerestesinden yararlanılan bir ağaç. : KAVAK
Botanikte (punica granatum)olarak tanımlanan,nargillerden,yaprakları karşılıklı,çiçekleri büyük,koyu kırmızı renkte,küçük bir ağaç.:NAR
Botanikte (Rheum officinale) olarak tanımlanan,karabuğdaygillerden,1-2 m yükseklikte,büyük yapraklı,beyaz çiçekli,çok yıllık otsu bir bitki.:RAVENT
Botanikte (Rhus coriafia) olarak tanımlanan,Antep fıstığıgillerden,sıcak bölgelerde yetişen,kabuğu hekimlikte,yaprakları dericilikte kullanılan bir ağaç ve aynı adı taşıyan meyvesinin adı.:SUMAK
Botanikte (Robinia pseudoacacia) olarak tanımlanan,baklagillerden,yurdumuzda yetişen bir süs ve gölge ağacı.:AKASYA
Botanikte (Rosa) olarak tanımlanan bir süs bitkisi ve aynı adı taşıyan çiçeği.:GÜL
Botanikte (Rumex petientia) olarak tanımlanan,karabuğdaygillerden,dere kıyılarında,sulak çayırlarda kendiliğinden yetişen,çok yıllık ve yaprakları sebze olarak kullanılan bir bitki.:EFELEK:LABADA
Botanikte (Salvadora persica) olarak tanımlanan,Kuzey Afrika,İran ve Hindistan’da yetişen dikensiz küçük bir ağaç. : MİSVAK
Botanikte (Silyum marianum) olarak tanımlanan,birleşikgillerden,yol ve tarla kenarlarında yetişen,30-100 cm yükseklikte 1-2 yıllık ve otsu bir bitki.:DEVEDİKENİ
Botanikte (Spinacia oleracea) olarak tanımlanan,yapraklarından sebze olarak yararlanılan bir bitki.:ISPANAK
Botanikte (Syringa vulgaris) olarak tanımlanan,zeytingillerden,yaprakları karşılıklı bir süs bitkisi. : LEYLAK
Botanikte (Thuya) olarak tanımlanan,servigillerden,yaprakları almaşık ve küçük pullar biçiminde,gövdesi düz olan,dipten dallanan bir süs bitkisi. : MAZI
Botanikte (Tulipa gesneriana) olarak tanımlanan,zambakgillerden,yaprakları uzun ve sivri,çiçekleri kadeh biçiminde,türlü renkte bir süs bitkisi.:KARANFİL
Botanikte (Tulipa gesneriana) olarak tanımlanan,zambakgillerden,yaprakları uzun ve mızraksı,çiçekleri kadeh biçiminde,türlü renkte bir süs bitkisi.:LALE
Botanikte (Vitis) olarak tanımlanan,belirli bir tür üzüm veren bitki.:ASMA
Botanikte (Zea mays) olarak tanımlanan,buğdaygillerden,gövdesi kalın,yaprakları büyük,boyu yaklaşık 2 m olabilen,erkek çiçekleri tepede salkım durumunda,dişi çiçekleri yaprakla gövde arasında koçan biçiminde olan bir kültür bitkisi.:MISIR
Botanikte çok ince bazı organlara özellikle köklerin ince ayrıntılarındaki ince iplikçiklere verilen ad.:TELCİK
Botanikte köksap.: RİZOM
Botanikte, kabuğu çatlamamış meyve kabuğuna verilen ad.: AKEN
Bowlingde oyuncunun devirmeye çalıştığı,üzeri plastik kaplı tahta kuka.:PİN
Boy, endam. : KAMET
Boy, klan. : ANAR
Boya kazımakta kullanılan çelik alet.:RASPA
Boya sanayinde kullanılan zehirli bir madde. : ANİLİN
Boyacılık ve sepicilikte kullanılan tanence zengin bitkisel özüt. : KAŞA:KAŞU
Boyacılıkta kullanılan zehirli bazik kurşun karbonat.:ÜSTÜBEÇ
Boyacılıkta kullanılan,nikel ve demire benzeyen,gümüşi renkte bir element.:KOBALT
Boyalı ve yapışkan suyun üzerine kapamak yoluyla kağıda yapılan bir çeşit dalgalı ve kareli süs.:EBRU
Boyalı.:RENGİN
Boyanmamış seramik rengi. : ZEM
Boyayan bir maddenin erimiş balmumuyla karıştırılarak resim yapımında kullanılması tekniği.:ANKOSTİK
Boylam uzunluk. : TUL
Boylu poslu,yakışıklı kimse.:LEVENT
Boynu bükük,üzgün,zavallı.:MELÜL
Boynu uzun adam. : ANAK
Boynuz.:KARN
Boynuzdan yapılan bir çeşit boru. : NEFİR
Boynuzunun biri kırık veya eğri hayvan. : ŞELEK
Boyu yüz metreyi aşabilen bir ağaç.: OKALİPTÜS
Boyu 40-60 cm,vücudu silindir biçiminde,gaga gibi ince uzun sivri ağızlı geçici bir balık.:ZARGANA
Boyu 50 cm’ye kadar olan bir deniz balığı.:YALADERMA
Boyu genellikle 60 cm’yi geçmeyen küçük gitar.:UKULELE
Boyu iki buçuk metre kadar olabilen bir balık,ton balığının diğer adı. :ORKİNOS
Boyu iki metre kadar olabilen çok yırtıcı bir balık.:BARRAKUDA
Boyun atkısı.:KAŞKOL
Boyun borcu,ödev.:VECİBE
Boyundaki tiroit bezinin büyümesi sonucu ortaya çıkan bir hastalık türü.:GUATR
Boyunduruk. : NİR
Boyut.:BUUT
Boyutları çok büyük olan, görünümüyle görenleri etkileyen. : ANITSAL
Boyutları farklı iki gövdeden oluşan tekne tipi.: PRAO
Boza yapımında kullanılan darı türü.:AKDARI
Bozcaada’ya özgü şaraplık bir üzüm cinsi. : VASİLAKİ
Bozma, zarar verme. : İHLAL
Bozma,bozukluk.:HALEL
Bozma,feshetme.:FEK
Bozuk,çürük.:TEBAH
Bozukluk,yanlışlık,eksiklik.:SAKAMET
Bozularak kokuşmuş yumurta.:CILK
Bozulmak,ekşiyip çürümek.: EPRİMEK
Bozulmak.:EPRİMEK
Bozulmaya başlayan sulu yiyeceklerin üzerinde oluşan köpük.:PAR
Böbrek hastalıklarını inceleyen tıp dalı.:NEFROLOJİ
Böbrek iltihabı.:NEFRİT
Böbrek üstü bezlerinin etkili bir maddesi. :ADRENALİN
Böbrek üstü hormonu. : KORTİZON
Böbürlenme. : TAFRA
Böcek ısırmasıyla oluşan yumru. : TAME
Böcek.:HAŞERE(Böcekler:HAŞERAT)
Böceklerde baş ile karın arasında kalan beden bölümü. : TARAKS
Böcekleri inceleyen bilim dalı.:ENTOMOLOJİ
Böceklerin kurtçuk durumundan yetişkin duruma geçerken arada aldıkları özel biçim.:NEMF
Böceklerin ve birçok omurgasız hayvanın dış iskeletini oluşturan boynuzsu madde. : KİTİN
Böğürtlen, diken dutu, it üzümü. : BÜK
Bölge anlamında Rusça sözcük.:OBLAST
Bölge. : MINTIKA
Bölgesel dil. : LEHÇE
Bölüştüren, ayıran, ikilem. : MUKASSİM
Bön, görgüsüz ve yeteneksiz kimse. : ÖKÜZ
Brahma tarikatından olanların vücutlarına ve alınlarına renkli toz,kül,beyaz tebeşirle yaptıkları işaretlere verilen ad.:TİLAKA
Bram Stoker’ın sinemaya da uyarlanmış ünlü korku romanı.:DRAKULA
Brezilya kökenli bir dans ve müzik.(1950’lerin sonlarında ortaya çıkarak halk arasında yaygınlaştı).:BOSSANOVA
Brezilya’da bir kent. : NATAL
Brezilya’da büyük kentlerin çevresini saran gecekondulara verilen ad. : FAVELA
Brezilya’da oldukça yaygın olan ve Vudu dinine benzeyen bir inanç ve büyücülük anlayışı.:MAKUMBA
Brezilya’da yaşayan, kuyruğu üzerinde sıçraya sıçraya çayırlıkları aşarak gölcükten gölcüğe geçebilen bir balık. : DORAS
Brezilya’nın başkenti.:BRASİLİA
Brezilya’nın güneyinde, Arjantin’in kuzeyinde özellikle de kimi kez ulusal dil olarak kabul edildiği
Brezilya’nın para birimi. : REAL
Brezilya’nın plaka işareti. : BR
Briçte as,papaz,dam,vale ve onludan oluşan değerli kağıtlara verilen ad.:ONÖR
Briçte atılan bir kağıtla eşine oynamasını istediği kağıdı belirtmek.:APEL
Briçte bir roberi oluşturan iki bölümden her biri. : ZON
Briçte iki zon’dan oluşan bölüm.:ROBER
Briçte karşı tarafa ancak bir el vererek çıkarılan oyun. : ŞLEM
Briçte kazanılan her el. : LÖVE
Briçte oyunculardan birinin elinde bir renkten hiç kağıt bulunmaması. : ŞİKAN
Briçte,bir eli üstün bir kağıtla almayıp daha aşağı bir kağıtla almaya verilen ad.:EMPAS
Brikten küçük,iki direkli bir çeşit yelkenli gemi. : ISKUNA
Britanya uygarlığına bağlı halkları belirten,onlara ilişkin olan.:ANGLOSAKSON
Bronşları genişletici,burun tıkanıklığını giderici etkileri olan alkoloit. : EFEDRİN
Bronz. : TUNÇ
Brülör.:YAKMAÇ
Bu günkü belediyenin Türkiye’de ilk kurulan biçimi. : ŞEHREMANETİ
Bu günkü Hollanda, Belçika ve Kuzeydoğu Fransa’ya eskiden verilen ad.: FELEMENK
Budacı heykelin geleneksel kalıplarının oluşturulmasında önemli rol oynamış Japon sanatçı. : KAİKEİ
Budacı geleneğe göre,Budanın aydınlanmaya eriştiği sırada altında oturduğu ağaç.:BO
Budacılığın güney okullarına ait kutsal metinler bütünü. : TİPİTAKA
Budala, alık. : EBLEH
Budanan dallarda kalan kuru uç.:GEVE
Buddha’nın Çin’deki adı.: FO
Budha başrahibi.:DALAYLAMA
Budistlerin en büyük tanrısı. : TARA
Budizm de ruhun ulaştığı en yüksek mertebeye verilen ad. : NİRVANA
Budizm’in Buda’yla tek vücut olmayı amaçlayan bir kolu. : ZEN
Budizm’in en önemli yapısı olan ve içinde kutsal emanetler saklanan Hint kökenli anıt.:STUPA
Budun ön kısmından elde edilen ve kızartmaya elverişli olan dana eti. : NUAR
Bugün İngiltere tacı mücevherlerinden biri olan ünlü elmas.:KUHİNUR
Bugün kullanılan Rus alfabesini bulan (Kiril Alfabesi) Ortadoks papaz.:KİRİL
Buğday kavurgası.:ÇEDENE
Buğday tanesinin olgunlaşmış içi.,bir şeyin özü. : EVİN
Buğday tarlalarında yetişen yabani bitki.:ACIMIK
Buğday,mısır gibi tahılların kuruyemiş gibi yenilmek üzere kavrulmuş olanı.:KAVURGA
Buğday,toprak gibi şeylerin elendiği iri gözlü kalbur.:GÖZER
Buğdaygillerden,sulak nemli yerlerde yetişen,boğumlu,sert gövdesi olan bitki.:KAMIŞ
Buhar. : İSTİM
Buharın yada herhangi bir gazın bulunduğu kabın iç yüzeylerine yaptığı basıncı ölçen alet.:MANOMETRE
Buharla ısıtıldıktan sonra bükülerek biçim verilen ahşap çubuklarla yapılan mobilya. : TONET
Buharlaşma,yoğunlaşma,türbülans ve radyasyon gibi meteorolojik olaylarda gerçekleşen,sisteme ısı girişi ve çıkışını gösteren termodinamik işlem.:DİYABATİK
Buharlı hamam. : SAUNA
Buhurumeryem, Saatler / Geyikler, Anemon gibi yapıtlarıyla tanınmış kadın şairimiz.:LALEMÜLDÜR
Bukalemun. : KAYAKELERİ.:BAHTABAKAN
Bukle,kıvrım.:PLİ
Bulanık,net olmayan. : FLU
Bulaşıcı hastalıklar bulunan bir ülkeden gelmiş insanların karantinaya alındıkları binaya verilen ad. : LAZARETO
Bulaşıcı bir hastalığın yayılmasını önlemek için belli bir bölgenin veya yerin kontrol altında tutulup gözlemlenmesi biçiminde uygulanan sağlık önlemi.:KARANTİNA
Bulaşıcı hastalıkların, özellikle veremin sonucu olarak kemik dokusunun harap olması. : KARİES
Bulaşıcı,geçici.:SARİ
Bulaşmış, bulaşık,kirli. : ALUDE
Bulgaristan’da yaşayan Türkmen kökenli bir halk.:NALDÖKEN
Bulgaristan’ın para birimi. : LEVA
Bulgaristan’ın plakası. : BG
Bulgaristan’ın ve Balkan Yarımadasının en yüksek dağ sırası.:RİLA
Bulgur , biber , soğan , domates gibi şeylerle yapılan ve asma yaprağına sarılıp çiğ olarak yenen bir yemek. : BAT
Bulmaca anlamında kullanılan bir sözcük.: ENİGMA
Bulmaca bilim. : ENİGMATOLOJİ
Bulunan, olan. : KAİN
Bulunulan yerin yüksekliğini gösteren aygıt.:ALTİMETRE
Buluşma,kavuşma.:TELAKİ
Bulut. : SEHAB : EBR
Bulutsu.:NEBULA
Bumbar yağı,bağırsak. : ÇÖZ
Bunaltma,tedirgin etme.:İZAÇ
Bunama. : ATEH
Bunamış.: MATUH
Bundan böyle. : BADEMA
Bundan dolayı. : BİNAENALEYH
Bunun gibi, böyle. : HAKEZA : KEZALİK
Burçlar kuşağı.:ZODYAK
Burçlar kuşağının dördüncü işareti (Yengeç).:CANCER
Burdur ilinde antik bir kent.:BALBURA
Burdur ilinde bir baraj.:ONAÇ
Burdur ilinde ünlü bir antik kent.:SAGALOSSOS
Burdur ilinde,Anadolu’nun en eski dönemlerini aydınlatması açısından önemli höyük.:HACILAR
Burdur’un bir ilçesi. : AĞLASUN
Burdur’un yakınında turistik önemi olan bir mağara. : İNSUYU MAĞARASI
Burgaç, çevri, eğrim. : ANAFOR
Burgaçlar oluşturarak akan bir akışkanın devinimi. : TÜRBÜLANS
Burguya bir dönme hareketi vererek yapılan kuyu açma yöntemi. :ROTARİ
Burkino Faso’nun başkenti.:UAGADUGU
Burnunun ucunda şark çıbanı (Halep çıbanı) izi olan kimse.:TİRNİK
Bursa – Mustafakemalpaşa’da bir kaplıca. : DÜMBÜLDEK
Bursa ili Mustafakemalpaşa ilçesinin eski adı. : KİRMASTİ
Bursa ilinde,geleneksel ev dokusuyla tanınan tarihi ve turistik bir köy.:CUMALIKIZIK
Bursa kökenli yoğurtlu döner kebap. : İSKENDER
Bursa ve Kocaeli dolaylarında yetişen yerli bir erik cinsi.:ALBARDAK
Bursa yöresine özgü bir halk oyunu. : GÜVENDE
Bursa yöresine özgü bir peynir cinsi.:UYUŞUK
Bursa yöresine özgü,püre haline getirilmiş patatesle yapılan bir tür salata.:LALEZAR
Bursa’nın Gemlik ilçesinin antik dönemdeki adı.:KİOS
Bursa’nın İznik ilçesinde ünlü bir kanyon. : SANSARAK
Bursa’nın Kestel ilçesinde bir şelale. : SAİTABAT
Bursa’nın Mudanya ilçesine bağlı,tamamıyla sit alanı olan Zeytinbağı bucağının eski adı.:TİRİLYE
Bursa’nın yüksek yörelerinde yetiştirilen,küçük taneli ve lezzetli bir fasulye cinsi.:FERASETSİZ
Bursa’ya özgü,püre haline getirilmiş patatesle yapılan bir tür salata.:LALEZAR
Burun boşluğu ile orta kulağı birleştiren boru biçimindeki yola verilen ad.:ÖSTAKİ
Burun iltihabı. : RİNİT
Burun kanadına takılan süslü,altın veya gümüş halka.:HIZMA
Burun kanaması. : EPİSTAKSİS
Burun ve burun boşluğu hastalıklarıyla uğraşan patoloji dalı.: RİNOLOJİ
Burun. : ENF
Burunotu.: ENFİYE
Butların iç tarafı,iki bacak arası.:APIŞ
Buyruk. : EMİR
Buyurucu. : AMİR
Buyurun efendim,emredin anlamında bir seslenme sözü.:LEBBEYK
Buz çözer.:DEFROSTER
Buzağıların,annelerinden ayrılarak konuldukları bölme.:GAŞAK
Buzdolabı için kullanılan ölçü birimi. : AYAK
Buzul kökenli blok kil.:TİL
Buzul taşı.:MOREN
Buzul yüzeyi üstünde yükselen çoğunlukla sivri kayalık tepeler.:NUNATAK
Buzul.:CUMUDİYE
Buzullar tarafından oluşturulan ve iç kesimlere kadar sokulan ince uzun körfez. : FİYORT
Buzulların taşıyıp biriktirdikleri taşlar.Buzultaşı. :MOREN
Bükerek germek için iki kat edilmiş bir ipin ucuna geçirilen tahta parçası. : TOYAKA
Bükme ve fırlatma tekniklerini kullanması ve saldırganın gücünü ve hamlelerini ona karşı kullanmayı amaçlaması bakımından Jiujitsu ve Judo dövüş tekniklerine benzeyen kendini savunma sistemi.:AİKİDO
Bükülmüş iplik ve bu iplikle dokunmuş kumaş.:BUKLET
Büküp zorlayarak yerinden oynatmak.:KANIRTMAK
Bülbül.:HEZAR
Bütün atomlarda bulunan negatif yüke sahip temel parçacık,pozitron karşıtı : ELEKTRON
Bütün beslenme işlevlerinin bozulmasıyla oluşan ileri derecede zayıflık. : KAŞEKSİ
Bütün beyitleri arasında konu birliği bulunan gazele verilen ad.:YEKAVAZ
Bütün denizlerde yetişen,emici köklerle kayalara tutunan,uzun şeritler durumunda bir deniz yosunu.: LAMİNARYA
Bütün dünyaya yayılmış küçük yaprak böceği. : LUPERUS
Bütün eski Yunan mimarlığına örnek olan ev biçimi.:MEGARON
Bütün hastalıkları iyileştirdiğine inanılan efsanevi hekim.:LOKMAN
Bütün Hıristiyan kiliselerinin birleştirilmesini amaçlayan hareket. : EKÜMENİNZM
Bütün kutsal Hint metinlerinin başında ve sonunda yinelenen mistik hece. : OM
Bütün maymun türlerini içine alan memeliler takımı.:PRİMAT
Bütün vücudu saran,kolsuz ve bazen kukuletalı bir üst giysisi türü.:HARMANİ
Bütün vücudu yıkamak.:ÇİMMEK
Bütün yetkilerin sınırsız olarak bir kişide toplandığı devlet yönetim biçimi.: OTOKRASİ
Bütün yönlere hareket etme imkanı sağlayan bağlantı.:KARDAN
Bütün yüzeye tutkal sürmeyi gerektirmeyen işlerde,fırçayı aralıklı bastırarak tutkal sürme işi.:KEDİBASTI
Bütüncül.:TOTALİZER
Bütünleşme, birleşme.: ENTEGRASYON
Bütünsel. : TOTAL
Büveleğin neden olduğu ,daha çok davar ve sığırlarda,seyrek olarak insanlarda rastlanan,ortası delik şişkinliklerle tanınan hastalık. : NOKRA
Büvelek de denilen kan emici bir sinek.:İVEZ
Büyü,sihir.:FÜSUN
Büyücü.:CADI
Büyük araç korunağı, sundurma. : HANGAR
Büyük bakraç. : SİTİL
Büyük balık avlama yeri.:DALYAN
Büyük balıkçı kayığı. : ALAMANA
Büyük balıkları tutmakta kullanılan,küçük balık biçiminde,ucu iğneli kurşun parçası.:ZOKA
Büyük balıkların göğsüne yapışık olarak yaşayan küçük balıklara verilen ad. : RAMORA
Büyük balta.:KERKİ
Büyük bez ya da deri torba. : CAĞ
Büyük bir maymun türü.:LANGUR
Büyük bir orman ağacı.:SEKOYA
Büyük bir yapının zengin biçimde süslenmiş anıtsal kapısı.:PORTAL
Büyük bira bardağı.:ŞOP
Büyük boy yazı kağıdı.:ESERİCEDİT
Büyük boyda Hint davulu.:MATATAN
Büyük boynuzları olan bir yaban koyunu : ARGALİ
Büyük bölümü hazır olarak buzdolaplarında saklanan,sonradan birleştirilip çabucak hazırlanabilen basit ve standart yiyecek servisinde uzmanlaşmış lokanta.:SNACK
Büyük bölümü saf metandan oluşan,kolayca tutuşabilen bir gaz.:GRİZU
Büyük Britanya’da bir akarsu.:AVON
Büyük Britanya’nın siyasal yaşamını canlandıran ve 1837-1848 yılları arasında işçi özgürlüğünden yana olan reformcu hareket . : ÇARTİZM
Büyük çağlayan,şelale.:ÇAVLAN
Büyük çarpmaları,bölmeleri,kök ve kuvvet alışlarını yapabilmek için bulunan bir yol.:LOGARİTMA
Büyük çivi. : ENSER : MIH
Büyük çoğunluğu Moldova’da,az bir bölümü Deliorman,Dobruca,Besarabya ve Ukrayna’da oturan Ortodoks Türk halkı.:GAGAVUZ
Büyük delikli kalbur. : SARAT
Büyük deri torba.:CAĞ
Büyük devlet adamları.:RİCAL
Büyük devletler. (İngiltere, Fransa, Almanya ve Rusya). : DÜVELİ MUAZZAMA
Büyük erkek kardeş, ağabey. : EDE
Büyük fare.:RATE
Büyük gezi otobüsü.:OTOKAR
Büyük hasır çanta. Hasırdan örülmüş saplı torba. : ZEMBİL
Büyük havuz.:BİRKE
Büyük Hindistan cevizi. : NARCIL
Büyük ırmak. : ŞAT
Büyük İskender’den sonraki Yunan sanatı,tarihi ve kültürü ile ilgili olan.:HELENİSTİK
Büyük İskender’in kız kardeşi.:KLEOPATRA
Büyük kabuklu deniz hayvanlarını avlamakta kullanılan, ince daldan örülmüş kapan. : KİRTİL
Büyük kardeş, ağabey. : AKA
Büyük kent serserisi. : APAŞ
Büyük kötülük. : MELANET
Büyük küpeleriyle tanınan ve dinsel inançlarında Hindu,Şiva,Tandra Budhacılığı ve Hathayoga’ya özgü ögeleri birleştiren Şivacı çileciler tarikatı.: KANPHATAYOGİ
Büyük mağaza.:BONMARŞE
Büyük makamdaki kimseleri hoş sözlerle fıkra ve öykülerle eğlendiren kimse.:NEDİM
Büyük Menderes deltasında zengin bir kuş yapısına sahip olan göl. : KARİNE
Büyük Menderes ırmağı deltasında,zengin bir kuş yapısına sahip olan göl.:KARİNE
Büyük mendil.:YAĞLIK
Büyük merdiven basamakları şeklinde volkan kayası.:TRAPP
Büyük meşin heybe. : HURÇ
Büyük ocaklardan ateşi dışarı çekmek için kullanılan uzun saplı demir araç. : GELBERİ
Büyük Okyanus da bir ülke. : KİRİBATİ
Büyük Okyanus’ta yer alan Paskalya Adası’ndaki taştan yapılmış devasa insan heykellerine verilen ad.:MOAİ
Büyük Okyanus’un batısındaki sığ deniz.:ARAFURA
Büyük Okyanus’un kuzeybatısında,dünyanın en derin çukuru. : MARİANA
Büyük Okyanusta bir ülke.:TUVALU
Büyük patlama.:BİGBANG
Büyük piliç. : YARKA:BULADA
Büyük projelerin gerçekleştirilebilmesi için birden fazla şirketin bir araya gelmesi.:KONSORSİYUM
Büyük pulluk.:KUTAN
Büyük risk taşıyan sigorta işlerinin organizatörüne verilen ad.:APERİTÖR
Büyük Rus kentlerinin yakınındaki tatil evlerine verilen ad.:DAÇA
Büyük saban.,pulluk anlamında yerel sözcük. : KOTAN: KUTAN
Büyük Sahra’da kumullarla örtülü bölge. : ERG
Büyük sahrada özellikle kış aylarında esen sıcak ve kuru rüzgar.:HARMATTAN
Büyük Sahrada yaşayan bir halk.:TUAREGLER
Büyük salon,sofa.:AYVAN
Büyük sandal. : BARKA: ŞALUPA
Büyük sarayların iç bölümü.:ENDERUN
Büyük sıçan.: KEME
Büyük sopa.:SÖVEN
Büyük sözlük.:FERHENG
Büyük su kabı.:BİDON
Büyük süzgeç,kevgir.:İLİSTİR
Büyük tahta kepçe.:ÇÖMÇE
Büyük tencere. : KAÇARULA.:GUŞANE.:HARANI
Büyük ve besili deve.:ANİS
Büyük ve boz renkte yaban güvercini. : ALAKANAT
Büyük ve derin karavana, kazan. : KERES
Büyük ve görkemli ev. : KONAK
Büyük ve seyrek telli elek.:KALBUR
Büyük ve süslü çadır. : OTAĞ
Büyük ve ulu.:CELİL
Büyük yelkenli gemi.:CÖNK
Büyük yılan.: EJDER
Büyük yün iplik çilesi. : KELE : KELEP
Büyük zararlara yol açan ve kolayca savuşturulamayan hal.:MUSİBET
Büyük zoka. : SİNARA
Büyük, yetişkin, yaşlı. : EKE
Büyük,kocaman.:CESİM
Büyük,önemli. : MAJÖR
Büyük,süslü köşk,saray gibi yapı.:KAŞANE
Büyük,ulu.:KEBİR
Büyük,yetişkin,olgun.:EGE
Büyük,yumurtamsı,kırmızımsı mavi renkli bir erik türü.:AYNABAKAR
Büyükanne,nine.:EBE
Büyükayı takım yıldızının eski adı.:DÜBBÜEKBER
Büyükbaş hayvan.:MAL
Büyükbaş hayvanlarda görülen bir hastalık.:DELİ DANA
Büyükbaş hayvanları durdurmak için kullanılan seslenme sözü. : OHA
Büyükbaş yada küçükbaş hayvanların bağırsakları temizlenip içine ciğer,soğan,pirinç ve baharattan oluşan iç doldurularak yapılan dolma. : BUMBAR DOLMASI
Büyükelçi.: SEFİR
Büyüklük hastalığı. : MEGALOMANİ
Büyüklük, yücelik, ululuk. : İZZET : CELAL
Büyüklük,irilik.:CESAMET
Büyüklük,ululuk.:CELAL
Büyükşehir,anakent.: METROPOL
Büyüleyicilik,etkileyicilik. : KARİZMA
Büyültme. : AGRANDİSMAN
Büyüme evresini tamamlamış,fakat henüz döllenebilecek duruma gelmemiş dişi gamet.:OOSİT
Büyüme hormonunun aşırı salgılanmasına bağlı olarak ellerde,ayaklarda ve başta aşırı büyüme gibi değişikliklerle belirgin hastalık.:AKROMEGALİ
Büyüme, gelişme. : NEMA
Büyümemiş karpuz. : KALAK: ŞALAK
Büyüteç,pertavsız.:LUP
Büyütme, abartma. : İZAM