Bulmaca Sözlüğü - İ
   
bulmaca sözlügü
  Ana Sayfa
  Sözlüğü kullanma
  A
  B
  C
  Ç
  D
  E
  F
  G
  H
  I
  İ
  J
  K
  L
  M
  N
  O
  Ö
  P
  R
  S
  Ş
  T
  U
  Ü
  V
  -Y
  Z
  Harita
  Hakkımızda
  soru-cevap
  indir
  Sizin gonderdikleriniz
  bulmacasozluguyorum
  İletişim
  Site içi arama

bulmacasozlugu.org

İbadet etme,Allahın emirlerine uyma.:TAAT

İbis” de denilen ve yurdumuzun sulak alanlarında da yaşayan bir kuş. : AYNAK

İbni Sina’ya batıda verilen isim.  :   AVİCENNA

İbrahim Peygamberin babasının adı.: AZER

İbrani alfabesinin ilk harfi.:ALEF

İbrani rahiplerinin dinsel törenlerde giydikleri giysi. :    EFOD

İbranice v Aramcayla birlikte Yahudilerin üç temel yazı dilinden biri.: YİDDİŞ

İbrik,çaydanlık gibi kapların,suyunu azar azar akıtmaya yarayan içi delik uzantısı.:EMZİK

İcranın ılımlı bir tempoda olması gerektiğini belirten müzik terimi.:MODERATO

İç Anadolu Bölgesinde bir plato. : OBRUK

İç Anadolu bölgesinin Orta Kızılırmak bölümünde sığ ve tuzlu göl. : SEYFE : SİFE

İç Anadolu’da bir göl. :  EBER

İç Anadolu’da volkanik bir göl.: MEKE

İç Anadolu’nun bazı yörelerinde alçıtaşı ve jips içeren oluşuklara verilen ad.:PUR

İç Anadolu’nun çeşitli yörelerinde, özellikle Tokat, Sivas ve çevresinde kadınlar tarafından oynan türkülü halay türü bir halk oyunu. : MADIMAK

İç Anadolu’nun kırsal kesimlerinde,kışın en soğuk günlerinde evlere girdiğine inanılan cadı.:CONCOLOS:KONCOLOS

İç Anadolu’ya özgü halay türü bir halk oyunu. : ÜÇAYAK

İç bükey,konkav,obruk.:MUKAAR

İç donu.: TUMAN

İç duvar.:CIDAR

İç etek.:JÜPON

İç güdülü : İNSİYAKİ

İç içe mineral kabuklardan oluşan balık yumurtası biçiminde kalker.:   PERİDOT.: OVOLİT

İç internet.Bir kuruluşa özgü,güvenlik duvarı arkasında yer alan bilişim ağı.:İNTRANET

İç kulakta kemik dolambacı. : DALIZ

İç organların iç yüzeyini örten ince tabaka.:MUKOZA

İç sıkıntısı.:AFAKAN : İLİNTİ

İç sıkıntısı.:İLİNTİ

İç sıkıntısı.:KASVET

İç sürdürücü bir maden suyu. :SETLİÇ

İç yüz,sır.:BATIN

İçe dert olan şey. : UKDE

İçe doğduğu gibi söyleme,doğaçlama.:İRTİCAL

İçe doğmayla akla gelen yaratıcı duygu yada düşünce. : ESİN

İçe kapanık. : OTİSTİK

İçe kapanıklılık.: OTİZM

İçe yöneliklik.:OTİZM

İçeceklerin direkt güneş ışığı veya oksijen gibi nedenlerle renklerinin bozulmasını ve acılaşmasını önlemek için kullanılan maddelerin genel adı.:ANTİOKSİDAN

İçel ve çevresinde yaygın bir türkü ve bu türkü eşliğinde oynanan kaşıklı, karşılama türü bir halk oyunu. : KEKLİK

İçel’in Silifke ilçesinde bir antik kent ,: URA

İçerleme,kırılma,gücenme.:İNFİAL

İçgüdü.:İNSİYAK

İçi astarlı,su geçirmez pardösü,yağmurluk.:TRENÇKOT

İçi dolu olan,kaplama olmayan.:SOM

İçi kaloit veya yağ gibi sıvı veya yarı sıvı bir madde ile dolu patolojik torba. :   KİST 

İçi kremalı,üzeri çikolata kaplı pasta.:EKLER

İçi pamuk yada yün vatka ile doldurularak dikilmiş,döşemelik veya giyim eşyası yapımında kullanılan kumaş.:KAPİTONE

İçi pirinçle doldurularak pişirilmiş tavuk yada balık yemeği.:LEVENGİ

İçi ve dışı katranla kaplı sepet biçiminde olan ve Fırat nehrinde kullanılan bir tekne türü.:KUFFE

İçimi hoş ve tatlı su.:ZÜLAL

İçinde   magnezyum , kalsiyum , demir   ve   alüminyum   bulunan amfibol grubundan doğal silikat. :TREMOLİT

İçinde açık saçık resimler,yazılar bulunan ve okuyanları cinsel bakımdan uyarmak için yazılan kitaplara eskiden verilen ad.:BAHNAME

İçinde afyon bulunan sulu bir ilaç.:LAVDANOM

İçinde anason, sakız gibi kokulu maddeler olmayan üzüm rakısı. : DÜZ

İçinde ateş kırıntıları olan kül. : KÖZ

İçinde bitki yetiştirilen sobalı camlık,limonluk,sera.:TAVHANE

İçinde bulunduğu hücre veya organizmaya özel bir etkisi olan,kuşaktan kuşağa ve hücreden hücreye geçen kalıtımsal öğe.:GEN

İçinde cinsel konularla ilgili açık saçık yazıların,resimlerin bulunduğu eser.:BAHNAME

İçinde değişik türden şeyler bulunan kap veya yer.:KIRKAMBAR

İçinde deniz kabuğu kalıntıları olan kum.:TREAZ

İçinde diri balık saklanan denizden ayrılmış havuz.  :   LİVAR

İçinde fosil bulunmayan toprak.:AZOİK

İçinde gemi yapılan veya onarılan üstü örtülü büyük havuz.:DOK

İçinde insan,hayvan ve doğa öğeleri bulunan resim veya heykel,figürlü,betili.:FİGÜRATİF

İçinde insan,hayvan,doğa öğeleri bulunan resim.:FİGÜRATİF:BETİLİ

İçinde magnezyum,kalsiyum,demir ve alüminyum bulunan,amfibol grubundan doğal silikat.:TREMOLİT

İçinde mıknatıslı demir bulunan elektrik üreteci.:MANYETO

İçinde şarap yapılan bir çeşit fıçı.:FOTA

İçinde tek tohum bulunan ve olgunlaştığında kendiliğinden açılmayan kuru meyve.:AKEN

İçinde tohum veya krizalit bulunan korunak,kozalak.:KOZA

İçinde yağ yakılan toprak kandil,iştin.:PESÜS

İçinde yağ yakılan toprak kandil. : PESÜS :İŞTİN

İçinde yaşadığı toplumdan ayrılarak bir tarafa çekilen.:MUTEZİL

İçinde yatak,yorgan vs taşınan büyük torba.:HARAR

İçinde yemek ısıtılan yada yumurta gibi şeyler pişirilen,derinliği az metal kap. : SAHAN

İçinde yıkanılan tekne. : KÜVET

İçindeki düzenekle,ampullerin ışık şiddetini artırıp azaltmakta kullanılan özel elektrik anahtarı,loşlaştırıcı.:DİMMER

İçinden çıkılamayacak kadar güç olan,karışık iş.:ÇAPARIZ

İçine çamaşır,elbise gibi şeyler koyup sarmaya yarayan bez veya kumaş.:BOHÇA

İçine demir çubuklardan kafes konulmuş beton.:BETONARME

İçine doğduğu gibi söylenerek,doğaçlama.: İRTİCALEN

İçine elektrik enerjisi yığılan alet,kondansatör.:MEKSEFE

İçine hardal katılarak yapılan üzüm şırası. : HARDALİYE

İçine ıspanak,patates,peynir yada kıyma konularak yapılan bir tür pide.:LEMİS

İçine kor konulan,sacdan,bakır veya pirinçten,üstü açık kap,korluk.:MANGAL

İçine kor kömür doldurulan , açık havada ısınmaya yarayan ayaklı ve delikli madeni kaba verilen ad :BRASERO

İçine mendil, gecelik gibi şeylerin konulduğu kumaş bohça. :   ŞASE 

İçine mürekkep konulan özel kap. : HOKKA

İçine para yada jeton atılarak bir aygıtın çalışmasını sağlayan kumbara. : ANKESÖR

İçine parfüm yada merhem koymak için kullanılan dar boyunlu,uzun,testiye benzer yassı kap.:ALABASTRON

İçine pekmez, peynir, yağ vs konulan yada yayık olarak kullanılan deri tulum. :   TULUK 

İçine peynir yada kıyma konularak sac üzerinde pişirilen bir tür börek.:KISTIRMA

İçine pişirilmiş kuş başı et ve sebze konularak hazırlanan bir tür börek.:TALAŞKEBABI

İçine sıvı vermek amacıyla bir damara sokulan ince boru.:KATETER

İçine soğan,sarımsak,maydanoz ve havuç gibi şeyler katılarak zeytinyağıyla pişirilen ve soğuk olarak servisi yapılan yemek.:PİLAKİ

İçine su biriken doğal çukur.: OBRUK

İçine yalnız kürek çekenin girebildiği çok uzun ve çok dar yarış kayığı.:SKİF

İçine yalnız kürek çekenin girebildiği uzun ve dar yarış kayığı. : SKİF

İçitim.:ZERK

İçki bardağı. :SAGAR

İçki bardağı.:PİYALE

İçki içerken birinin şerefine,sağlığına kadeh tokuşturulması.:TOKA

İçki mahzeni.:KAV

İçki meclisi.: BEZM

İçki sunanlara verilen ad. : SAKİ

İçki veya uyku sersemliği.:HUMAR

İçki.  :   AYŞ

İçkili eğlence. : İŞRET

İçkiye düşkün, içkici, ayyaş. :  BEKRİ 

İçle ilgili,içten.:DERUNİ

İçli,acıklı şiir.:ELEJİ

İçmeye veya tanrıların onuruna yere şarap dökmeye yarayan,ortası bombeli,ayaksız,az derin,geniş ağızlı kap.:PATERA

İçsiz. :TUBELESS

İçten çürümüş ağaç : ARDAK.

İçten gelen duyguları çok etkili ve coşkun bir biçimde anlatan edebiyat eseri.:LİRİK

İçten olmayan,yapmacık.:SURİ

İçyağı.:ŞAHIM

İçyüz,iç. :ZAMİR

İdam mahkumlarının asıldığı ağaç.:DAR

İdare lambası ( kandili).  :  İLİKMEN

İdare mahkemeleri,özel mahkemeler ve sulh mahkemelerinin görevi dışında kalan davalara bakan mahkemelere verilen ad.:ASLİYE

İdare, yönetim. :   ZİMAM 

İddia,bahis,lades.:ÖCEŞ

İdrar kesesi iltihabı.:SİSTİT

İdrar yolları hastalıkları,üroloji.:BEVLİYE

İdrar yolu hastalıkları hekimi,ürolog. : BEVLİYECİ

İdrarını yapamama şeklinde ağır bir böbrek rahatsızlığı belirtisi,İdrarın kesilmesi.:ANÜRİ

İffetli,namuslu. : AFİF

İflas.:BATKI

İftihar etme,övünme.:ULVAN

İgor Stravinski’nin tanınmış bir balesi. ETRUŞKA

İğ  : EĞİRMEN

İğne biçiminde hücre maddesi. :RAFİT

İğne korkusu.:BELONOFOBİ

İğne yaprakları yaz kış yeşil olan bir orman ve süs bitkisi. :   PORSUK 

İğne, iplik, baharat, zarf, kağıt, tütün gibi şeyler satan kimse ya da dükkan. : AKTAR

İğnenin deliği. :YURDU

İğneye yol açmak için kullanılan,çelikten,ince ve sivri uçlu bir alet.:BİZ

İğrenme, tiksinme. : KERAHET

İhsan Oktay Anar’ın bir romanı.:AMAT

İhtiyaçları devletçe karşılanan onbaşı ve çavuş rütbesindeki asker.: ERBAŞ

İhtiyar kimse.:PİRİFANİ

İhtiyarlığın başlamasını geciktirmeye yarayan araçların tümü.:GERİATRİ

İki  gövdeli  (birbirine  paralel  tutturulmuş  iki  kütükten  yapılmış) deniz  taşıt  aracına verilen ad.:KATAMARAN

İki akarsuyun birleştiği yer.:KOYAR

İki anlamı olan bir sözcüğün akla en az gelen anlamının amaçlanarak kullanılması sanatına verilen ad. : İHAM

İki atlı kızak.:ZANKA

İki avuç dolusu.:KOŞAM

İki ayrı dilin komik bir etki yaratacak biçimde konuşturulmasıyla yazılan Latin kökenli şiir biçimi.:MAKARONİK

İki ayrı ırktan gelme. :  LETİS

İki bağlantı parçasını birbirine yakın olarak eklemekte kullanılan özel parça. :  NİPEL 

İki büyüklük arasındaki bağıntı. : ORAN

İki çeneklilerden,yaprakları çok iri ve kalp biçiminde,çiçekli bir süs bitkisi.:KATALPA

İki çenetli yumuşakça.:ARCA

İki çift kürekli balıkçı kayığı.:TARLAKOZ

İki çift öküzle çekilen ağır saban.:PAPURA

İki çöküntü alanını birbirine bağlayan,boğaz biçiminde dar vadi.:KLÜZ.:KLÜR

İki dağ arasındaki geçit yeri,boğaz.:DERBENT

İki dağ arasındaki sırt. : SENİR 

İki dağ yamacının kesişmesi ile oluşmuş dere yatağı.: ÇATAK

İki denizi ayıran dar kara parçası veya dünya ile ahret arasındaki yer.  :   BERZAH

İki direkli bir tekne türü. : KEÇ

İki direkli yelkenli bir gemi.:USKUNA

İki direkli yelkenli bir savaş gemisi türü. : GULET

İki direkli, seren yelkenli, birkaç top taşıyan gemi.: BRİK

İki dörtlü ve iki üçlüden oluşan,on dört dizeli bir Batı şiir türü.:SONE

İki elemanlı mermer yapıştırıcısı.:AKEMİ

İki gemi veya gemi ile kıyı arasında haberleşmede kullanılan üç kollu işaret sütunu.:SEMAFOR

İki iletken arasında meydana gelen ve çok yüksek bir ısı açığa çıkaran, ışıklı elektrik boşalımı.:ARK

İki kaş arası.: BELCE

İki katı cisim veya parçayı birbirine bağlayan demir veya telden bağ.:KANAT

İki kişi arasında altmış dört kareli bir tahta üzerinde değerleri ve adları değişik olan altışar siyah ve beyaz taşlarla oynanan bir zeka oyunu.:SATRANÇ

İki kişi tarafından yönetilen bir çeşit sportif amaçlı yelkenli. : PİRAT

İki kişilik bisiklet.:TANDEM

İki kişilik ve yelkenli bir yarış teknesi.:TORNADO

İki kişilik,alçak,oldukça geniş koltuk.:MARKİZ

İki kulplu ve küfe biçimindeki  büyük sepete halk dilinde verilen ad. : KELET : KELETER

İki kulplu,dibi sivri,dar boyunlu,karnı geniş testi.:AMFORA

İki nokta arasında iletişim kurma olanaklarının varlığını belirtmede kullanılan genel terim. : LİNK

İki nokta arasındaki uzaklığı ölçmeye yarayan gereç.:TELEMETRE

İki olay arasındaki süre İki peygamber veya padişah arasında peygambersiz veya padişahsız geçen süre.:FETRET

İki parmak ucuyla tutulabilen miktar.:FİSKE

İki Peygamber veya iki padişah arasında peygambersiz veya padişahsız geçen süre.:FETRET

İki renkten oluşan.:YANAL

İki sac arasında yada külde pişirilen mayasız ekmek.:KÖMBE

İki sert cismi birbirine bağlamaya yarayan,iki ucu sivri ve kıvrık metal parça.:KENET

İki sıra kürekli Antikçağ Roma teknesi. :BİREMİS

İki sopayla çalınan,fıçı biçiminde Japon davulu.:TAYKO

İki şey arasındaki benzerlik.:MÜŞABEHET

İki şey arasındaki uygunluk ilkesi.:UYGU

İki tarafı ağaçlıklı geniş kent yolu. AVENÜ

İki tarla arasındaki sınır. : AN

İki tekerlekli,tekerlekleri tek parça,dingili tekerlekle birlikte dönen öküz arabası. :KAĞNI

İki tepe arasındaki düzlük.:YALPİ

İki ucu açık küçük boru. : ZIVANA

İki ucuna birer kişi oturup,karşılıklı olarak havada yükselip inerek eğlenmeyi sağlayan,ortasından bir yere dayalı tahta kalas.: TAHTEREVALLİ

İki ülke parasının karşılıklı değeri.:PARİTE

İki veya daha çok katlı ev.:HANAY

İki veya üç direkli bir gemi türü.:ISKUNA

İki veya üç telli bir saz türü.:CURA

İki veya üç yaşındaki erkek koyun.: ÖVEÇ

İki ya da daha çok öğeyi birleştirerek yeni bir öğe oluşturma. : BİLEŞİM

İki ya da daha çok şeyin sıra ile değiştirilerek, kullanılması veya kendiliğinden değişerek çalışması,keşikleme,münavebe.:ALMAŞ

İki yada daha fazla işletmenin belirli bir süre ve belirli bir amaç için yapmış oldukları geçici ve gizli işbirliği.:POOL

İki yanı ağaçlıklı yol. : ALE

İki yaşayışlı. :AMFİBİ

İki yaşına girmiş manda.:EVERE

İki yaşında ipek böceği.:ALADI

İki yaşındaki koyun.:ŞİŞEK

İki yaşından büyük enenmiş erkek keçi.:ERKEÇ

İki yataklı karyola. :   RANZA 

İki yerine üç gövdeli katamaran türü.:TRİMARAN

İki yılda bir düzenlenen gösteri.:BİENAL

İki yönlü bir dalgalı akımı,bir yönlü doğru akıma çevirmeye yarayan aygıt.:REDRESÖR

İki yüz elli kiloluk bir ağırlık ölçüsü birimi.:ÇEKİ

İki yüz elli yıldan fazla Türk egemenliğinde yaşamış,1828’de Fransız egemenliğine geçmiş Venedik şehri.:NAVARİN

İki yüzlü, riyakar. : MÜRAİ 

İki, üç veya dört kişi arasında oynanan bir tür iskambil oyunu. : PİKET

İkiçeneklilerden zehirli bir ağaç ve bunun meyvesi.:KARGABÜKEN

İkilem. :  DİLEMMA  :  KIYASI MUKASSİM

İkinci Abdülhamit döneminde saray ressamlığı yapmış,Batı resim anlayışının Türkiye’de yaygınlaşmasına katkıda bulunmuş ünlü İtalyan ressam.:ZONARO

İkinci Abdülhamit’in Selanik’e sürgüne gönderildiği köşkün adı.:ALATİNİ

İkinci Bayezit’in şiirlerinde kullandığı mahlas : ADLİ

İkinci çağın yaklaşık 45 milyon yıllık dönemi.:TRİYAS

İkinci Dünya Savaşı sırasında Polonya’nın doğusunda kurulan, binlerce Yahudinin imha edildiği Nazi toplama kampı. : SOBİBOR

İkinci Dünya Savaşı sırasında Polonya’nın doğusunda kurulan,yaklaşık 250 bin Yahudi’nin öldürüldüğü Nazi imha kampı.:SOBİBOR

İkinci Dünya Savaşı sırasında Rus ordusunca kullanılan roket ağırlıklı silah sistemi.:KAYTUŞA

İkinci Dünya Savaşı yıllarında Japonlar tarafından kullanılan avcı uçağı tipi.:ZERO

İkinci Dünya Savaşında ABD erlerine verilen ad. : Gİ

İkinci kez evlenen kadının beraberinde götürdüğü çocuklar.:TAYGELDİ

İkinci kez evlenen kadının ilk kocasından olan çocukları.:MOZUK

İkinci Mahmut devrinde feslerin tepesine püskülü tutturmak için takılan metal tepelik.:FERAHİ

İkinci Mahmut döneminde,yeniçeri ocağı kaldırıldıktan sonra kurulan yeni ordunun adı.:ASAKİRİMANSURE

İkinci. :   SANİ 

İkisi dikili,üçüncüsü de bunların üzerine kapak gibi yatırılmış üç büyük taştan oluşturulmuş taş devri mezarı.:DOLMEN

İkişer ikişer aynı değerde dört çift telli,kısa saplı bir çalgı türü.:MANDOLİN

İkiyüzelli kiloluk bir ağırlık birimi.:ÇEKİ

İkiyüzelli kiloya eşit olan,odun ve kireç gibi ağır ve kaba şeyleri tartmakta kullanılan bir ağırlık ölçüsü.:ÇEKİ

İkiz.:KOŞA

İkizler takım yıldızının Latince adı.:GEMİNİ

İklimbilim. :   METEOROLOJİ  : KLİMATOLOJİ

İknalar tarafından kullanılan ve iplerin üstüne atılmış her düğümün rengine göre bir anlamı olan düğüm-yazı.:KİPU

İknaları atası olduğuna inanılan güneş tanrısı.:İNTİ

İktidar makamı.:RESİKAR

İktisatta,iktisadi dalgalanmanın etkinliklerin gerilemesiyle belirlenen aşaması,ekonomik durgunluk.:RESESYON

İlacın alınmasını sağlamak için içine katılan nötr madde.:SIVAĞ

İlaç bilimi. İlaçların etkisini ve kullanılışını inceleyen bilim dalı:  FARMAKOLOJİ

İlaç kullanmadan,yalnız ısı yardımıyla aygıt ve pansuman gereçleri gibi şeyleri mikropsuzlaştırma işi.:ASEPSİ

İlaç olarak kullanılan madde.:DROG

İlaç tedavisi. : KEMOTERAPİ

İlaç, çare, deva. : EM

İlaçla yapay olarak sağlanan ve vücutta bir veya birkaç görevin azalmasına yol açan uyku durumu.:NARKOZ

İlaçların formüllerini gösteren resmi kitap.:KODEKS

İlaçlı yağ yada merhem.:LİNİMENT

İlahi duyuru.:VAHİY

İlahi sırlarla ilgili olan.:LEDÜNNİ

İlahileriyle tanınmış  XVIII. Yüzyıl tasavvuf şairi. : ATUFİ

İlahiyat. :   TEOLOJİ

İleri atılmış,ortaya çıkarılmış.:LANSE

İleri gelen, servet ve mevki sahibi kimseler için alay yollu kullanılan sözcük. : KODAMAN 

İleri gelenler,zenginler.:EŞRAF

İleride meydana gelebilecek fiyat dalgalanmalarından yararlanarak kazanç sağlama.:SPEKÜLASYON

İleriye atmak,fırlatmak.:FIYDIRMAK

İletim. : KONVEKSİYON

İletişim amacıyla kullanılan her türlü gösterge dizgesinin yapısını ve işleyişini inceleyen bilim dalı.:SEMİYOLOJİ

İletişim dizgesi birliği.:LİNK

İletişim.:KOMÜNİKASYON

İletki.:MİNKALE

İlgi eki. :  Kİ

İlgisiz.:BİGANE

İlhan  Selçuk  ve  Turhan  Selçuk  tarafından  1952’de çıkarılan  siyasi   mizah   dergisinin adı.:KIRKBİRBUÇUK 

İlhanlılarda ordu müfettişine verilen ad.: YASAVUL

İlim ve hikmet.:FERZAN

İlişik. : MERBUT

İlk çağdaki uygarlıkla ilgili olan. :  ANTİK

İlk doğan çocuk.:BEŞE

İlk dönem yapıtlarında Alman neoklasikçiliğinin etkisinde kalmış, sonraki çalışmalarında soyut bir anlayışa yönelmiş, Türkiye’nin ilk kadın heykeltıraşı. : NERMİN FARUKİ

İlk İncil’in yazarı sayılan, İsa’nın on iki havarisinden biri.  :  MATTA

İlk insanlar tarafından yapıldığı sanılan en eski aletlere verilen ad.: EOLİT

İlk kadın ressamımız.(1903-1938) : HALE ASAF

İlk kez Hindistan’da dokunan,yumuşak ve hafif bir çeşit ipekli kumaş.:SÜRA

İlk kez Marx Ernst’in uyguladığı ve daha sonra gerçeküstücülerin geliştirdikleri resim tekniklerinden biri. : FROTAJ

İlk satırın ilk harfinin büyük puntoda ve süslü yazılarla dizilmesi işlemi. : İNİSYAL

İlk sesin,içindeki havanın titreşmesiyle oluştuğu çalgıların ortak adı. : AEROFON

İlk Türk antibiyotiği.:EGEMİSİN

İlkbaharda kırlarda yetişen,ufak yeşil yapraklı,ıspanak gibi yenebilen bir bitki.:MADIMAK

İlkçağ insanlarını ve tanrılarını konu eden hikayeler; mitoloji. : ESATİR  

İlkçağda bir çok Ortadoğu toplumunda tapınılan bir tanrı.:BAAL

İlkçağda Mısır’da ayrı bir sınıf oluşturan ve çok kültürlü olan kadın dansçılara verilen ad.:ALİME

İlkel benlik. :  İD

İlkel toplumlarda doğaüstü bir güç taşıdığına inanılan nesne. : FETİŞ

İlkel toplumlarda tapınılan cansız nesne, fetiş. : TAPINCAK

İlkel toplumlarda topluluğun ondan türediği sanılan ve kutsal sayılan hayvan,ağaç,rüzgar gibi herhangi bir doğal nesne.:TOTEM

İlkel yöntemlerle ve düşük verimle işletilen geniş tarım alanları.:LATİFUNDİA

İlkel. :   PRİMİTİF

İlmekli bir tür sarma işi ve bununla yapılmış işleme. : RİŞLİYÖ

İlmiye sınıfının yüksek derecesinde bulunan devlet görevlisi.:KAZASKER

İltihaplı göz hastalıklarının genel adı. : OFTALMİ

İltizama verilen vergilerde, mültezim tarafından peşin olarak ödenen tutar. : MUACCELE

İmalathane.:MANİFAKTÜR

İmkansız. :   MUHAL 

İmren.:GIPTA

İnanç ve bilgiyi kiliseyle,özellikle Aristoteles’in bilimsel sistemini uyumlu bir biçimde birleştirmeye çalışan Ortaçağ felsefesi.:SKOLASTİK

İnanç, iman. : İTİKAT

İnandıran, ikna eden. : MUKNİ

İnanılan kimse. : İNAL

İnanma,güvenme.: İTMİNAN

İnanmış,emin olan.:MUTMAİN

İnat etme,direnme.:BEKİNME

İnatçı,ayak direyen:. ANUT

İnce alay.:İRONİ

İnce bağırsağın bir yada birkaç bölümünün kronik iltihabı.:İLEİT

İnce bağırsak iltihabı.:ANTERİT

İnce beyaz et yada balık dilimi.:ESKALOP

İnce bir pamuklu kumaş türü.:MERMERŞAHİ

İnce bulgur. : SİMİT

İnce bulgur.:DÜĞÜRCÜK

İnce doğranmış taze fasulyeyi pirinçle pişirerek yapılan bir yemek :DİBLE

İnce dövülmüş tavuk eti veya dana eti.(Yağsız ve sinirleri alınmış) ince beyaz et veya balık dilimi.:ESKALOP

İnce halat.:URGAN

İnce iplik ile çok sık dokunmuş yünlü kumaş.  :   LASTİKOTİN

İnce kabuklu bir erik cinsi.:ÜRYANİ

İnce kumaştan yapılan  bir tür kadın üstlüğü.  :  MAŞLAH

İnce pide. :  LAVAŞ

İnce ruhlu. : RAKİK

İnce softan hafif ve dar bir üstlük.:KERRAKE

İnce tel biçiminde, hamurun kurutulup kesilmesiyle elde edilen ve genellikle çorbası yapılan bir yiyecek türü. : TELŞEHRİYE

İnce ve mumsu derili, ekşi ve gevrek etli bir sıcak ülke meyvesi. : JAMBOS

İnce ve uzun metal çubuk. : MİL

İnce yağan yağmur. : ÇİSENTİ  : ÇİSE

İnce yapılı,zarif,narin.:YEPELEK

İnce yapraklar biçiminde ayrılabilen ve özellikle çatı örtüsü olarak kullanılan sistli kayaçlara verilen ad.:. ARDUVAZ

İnce yassı elmas. : KARAVANA

İnce yumuşak tüylü fırça.:BLERO

İnce,beyaz ve bol tüylü bir koyun türü.:MERİNOS

İnce,düzgün dokunmuş pamuklu kumaş.:OPAL

İnce,ipekli bir kumaş türü.:KREP

İnce,kısa değnek.:BAGET

İnce,parlak nakış.:MİRE

İnce,renksiz,kokulu bir reçine türü.:TEREBENTİN

İnce,yuvarlak kesilerek kızartılmış patates.:CİPS

İncelik. : RİKKAT 

İnci Aral’ın bir romanı. : MOR

İnci,boncuk,deniz kabuğu gibi malzemeyi ipe dizip kelep haline getirdikten sonra birbirine dolaşarak yapılan kısa gerdanlık.:KISTI

İncik boncuk işleri. :   TUHAFİYE 

İncil bölümü.:LUKA

İncil’den önceki kutsal kitaplar.:AHDİATİK

İncil’den.:AHDİCEDİT

İnciler. : LEAL

İncir çiçeği de denilen hoş kokulu bir bitki. : MÜGE

İncir ve sütle yapılan bir tatlı.:UYUTMA

İncir yada kayısı ve cevizle yapılan bir tür kurabiye.:MİRİVAN

İncirlerde döllenmeyi sağlayan  sinek. : İLEK

İncitaş da denilen beton ve sıva yapımında kullanılan camsı riyolit.:PERLİT

İndirme,indirilme.:İNDİRİLME

İnebahtı’nın Yunanca adı.:NAUPAKTOS

İnek antilobu. : KAAMA

İnek derisinden meşin.:VAKETA

İnek sütünden yapılan bir tür İngiliz ve Amerikan peyniri. : ÇEDAR

İnek sütünden yapılan mavi küflü klasik İngiliz peyniri.:STİLTON

İnek sütünden yapılan sert ve sarı renkte İsviçre peyniri.:EMMENTAL

İnek veya dana budunun orta bölümü.:TRANŞ

İnen,inmiş.:NAZİL

İngiliz kökenli terye köpeği. : FOKSTERYE

İngiliz şovenizmini anlatmakta kullanılan terim.:JİNGOİZM

İngiliz uluslar topluluğuna üye olan bağımsız ülkelere verilen ad.:DOMİNYON

İngiliz uzunluk ölçüsü birimi(30,5 cm’lik).:FİT

İngiliz uzunluk ölçüsü. : İNÇ  :   YARDA 

İngiliz ve Amerikan deniz kuvvetlerinde deniz piyadesi.:MARİNE

İngiliz yapımı, bir tür makineli tüfek. : STEN

İngilizce British Thermal Unit (İngiliz Isı Birimi) sözcüklerinin kısaltması.Bir libre suyun sıcaklığını bir Fahrenhayt değiştirmek için gereken ısı miktarı.:BTU

İngiltere ve ABD’de kullanılan arazi ölçüsü birimi. : AKR

İngiltere ve öteki ülkelerde kız okullarında oynanan bir top oyunu.:NETBOL

İngiltere’de at yarışı.:DERBY

İngiltere’de bir ırmak.:AVON

İngiltere’de kullanılan bir ağırlık ölçüsü. :   ONS 

İngiltere’de XIX. yüzyıl başına kadar monarşi ve Anglikan geleneğini savunan parti. : TORY

İngiltere’de yarış köpeği olarak kullanılan küçük tazı. :VİPİT

İnişli yer,bayır.: ŞEV

İnişli yer,bayır.:PAH

İnkalar tarafından kullanılan ve iplerin üstüne atılmış her düğümün rengine göre bir anlamı olan düğüm-yazı.:KİPU

İnkalar’ın atası olduğuna inanılan güneş tanrısı. :  İNTİ

İnleme,inilti. : ENİN:NALE:RENİN

İnleyen. : NALAN

İnmiş, inen : NAZİL

İnorganik madde. :  MİNERAL

İnsaf, haklılık. : NASFET 

İnsan bedeni çevresindeki manyetik alan.:AURA

İnsan beyninin deney edilmeden önce üzerine hiçbir şey yazılmamış bir tabletten farksız olduğunu belirtmek için deneyci filozofların kullandıkları deyim. : TABULARASA

İnsan bilgisinin sınırı üzerine felsefe bilinci ve bu bilincin uyanık tutulması,eleştiricilik.:KRİTİSİZM

İnsan bilgisinin yapısını ve geçerliliğini,inceleyen felsefe dalı : EPİTOMOLOJİ

İnsan bilimi uzmanı. : ANTROPOLOG

İnsan bilimi.:ANTROPOLOJİ

İnsan davranışlarına aşırı bir duyarlılığın yön vermesi durumu.:SANTİMANTALİZM

İnsan dışkısı. : GAİTA

İnsan gövdesi.:CÜSSE

İnsan gözünün algıladığı ışık şiddeti.:FANİ

İnsan kalabalığı.:CEMAAT

İnsan nüfusunu yapı,gelişme ve dağılım açısından inceleyen bilim.:DEMOGRAFİ

İnsan omzunda veya deve,fil,at gibi hayvanlara yüklenerek götürülen,üstü örtülü,tekerleksiz taşıt.: TAHTIREVAN

İnsan sesleri için yazılmış bir oda müziği türü.:MADRİGAL

İnsan sever.:FİLANTROP

İnsan soyunun genetik yardımıyla geliştirilmesini amaçlayan bilim dalı. : ÖJENİK

İnsan tiplerini belirleme ve ayırt etme yöntemi.:TİPOLOJİ

İnsan topluluğu. : CEMİYETİ BEŞERİYE

İnsan üstü.:FEVKALBEŞER

İnsan ve dünyanın sonunu, öbür dünyayı anlatmaya çalışan öğreti ve inançların tümü.:ESKATOLOGYA

İnsan ve hayvan vücuduna açık yaralardan giren,genellikle toprakta,gübrede yaşayan bir basilin yol açtığı kasların sürekli ağrılı kasılmasıyla kendini gösteren ateşli ve tehlikeli bir hastalık.:TETANOS

İnsan ve hayvan vücudunda çıkan kabarcık, şiş. :  KOP 

İnsan vücudunda yapay bir delik yada çıkış oluşturmak için gerçekleştirilen cerrahi girişim.:OSTOMİ

İnsan ya da çalgı sesinin yükseklik ya da alçaklık derecesi. : TON

İnsan yada hayvan vücudunu derisiz,yalnızca kas yapısı görülür biçimde betimleyen sanat eseri.:EKORŞE

İnsan zihninin deney edinmeden önce,üzerine hiçbir şey yazılmamış bir tabletten farksız olduğunu belirtmek için deneyici filozofların kullandığı terim.:TABULARASA

İnsan,hayvan ve bitkilerin yapısını ve organlarının birbiriyle olan ilgilerini inceleyen bilim.:ANATOMİ

İnsan. : İN

İnsana çok hoş,güzel görünen durum,davranış,naz.:DELAL

İnsanbilim.:ANTROPOLOJİ

İnsanda ayağın yüksek olan üst bölümü.:TARAK

İnsandaki etkisi açısından tanımlanan ışınım dozu birimi.:REM

İnsanı güldürüp eğlendiren kimse.:PASKAL

İnsanın doğumu,doğma.:TEVELLÜT

İnsanın erdeme ve mutluluğa ve hiçbir değere bağlı olmadan bütün gereksinmelerden sıyrılarak bağımsız olarak erişebileceğini savunan Antisthenes’in öğretisini benimseyen kimse.:SİNİK

İnsanın fiziksel gücünün üretimde kullanılması için gerekli koşulları inceleyen bilim dalı;amacı maksimum işgücü ve sermaye üretmek için en elverişli fiziksel ortamı sağlamaktır. İnsanın işine uymasını,amaca göre çalışmasını düzenleyen inceleme ve araştırmaların tümü.:ERGONOMİ

İnsanın kendi deneyimleriyle elde ettiği olguların ötesinde hiçbir şeyi bilemeyeceğini öne süren öğreti,bilinemezcilik.:AGNOSTİSİZM

İnsanın kendi kendini yiyip bitirmesi. :OTOFAJİ

İnsanın kendisine karşı duyduğu saygı. : ONUR

İnsanın ruhsal yetkinliği.:ERDEM

İnsanın ve dünyanın sonunu ,öbür dünyayı anlatmaya çalışan tanrıbilim kolu.:ESKATALOGYA

İnsanın veya çevrenin karakterlerini,göreneklerini inceleyen,serüvenlerini anlatan,duygu ve tutkularını çözümleyen,kurmaca veya gerçek olaylara dayanan uzun edebi tür. :ROMAN

İnsanın yada hayvanın göğsü ve karnı içindeki organlar. : AHŞA

İnsanın yaratılış özelliği. :  NATURA

İnsanlar için tehlikeli olmayan bir örümcek türü.:TARANTULA

İnsanlar,dünya adamları. : ALEMİYAN

İnsanların arasına karışmaktan hoşlanmayan,insanlardan kaçan kimse.:MERDÜMGİRİZ

İnsanların ırklara ayrılışını,bunların nereden çıktığını,oluşumunu,yeryüzüne yayılışını,aralarındaki niteliklerini inceleyen bilim. :  ETNOLOJİ

İnsanların ince bağırsağında yaşayan bir solucan türü. :  TRİŞİN 

İnsanların,özellikle çocukların bağırsaklarında yaşayan küçük bir solucan,sivrikuyruk.:OKSİYÜR

İnsanüstü.:FEVKALBEŞER

İnşaat harcı karmaya yarayan kürek boyutundaki geniş ağızlı çapa.:GELBER

İnşaatta çalışanların ve madencilerin giydiği koruyucu başlık.:BARET

İnternet ortamında yapılan sohbetlere verilen ad, çet. : CHAT

İnternette grup üyelerine gelen mesajları üyelere dağıtmadan önce süzerek ayıklayan mesaj yöneticisi.:MODERATOR

İnternette istenmeyen elektronik postalara verilen genel ad.:SPAM

İnternette, bir kullanıcı adının altında yer alan grafik yada resim.:AVATAR

İnternette,aynı amaçlı web sitelerini tek bir adreste toplayan site. ORTAL

İnternette,eğitim kurumlarının kullandığı üst seviye alan adı.:EDU

İonya adalarından biri.: İTHAKİ

İp ve çuval yapımında kullanılan,liflerinden yararlanılan bir bitki türü ve bu bitkinin liflerinden yapılan dokuma.:JÜT

İpek böceği kozaları çözülerek çıkarılan ve dokumacılıkta kullanılan çok ince,esnek ve parlak tel.:İPEK

İpek eşarp.:FULAR

İpek ibrişim yapan kişi.  :  KAZAZ

İpek iplikle dokunmuş ince,şeffaf kumaş.:ŞİFON

İpek sargılı ip.Pamuk veya ipekten sicim.  :  KAYTAN

İpek ve bitkisel elyaf karışımından dokunan bir tür kumaş.:NİLA

İpek veya yünden esnek dokunmuş bir kumaş türü.:JARSE

İpek yada ince kumaştan yapılmış eşarp.:FULAR

İpekböceği kozası.:KUKULYA: KAKULYA

İpekböceklerinin koza yapmalarından bir hafta,on gün önce çok yaprak yeme devresi.:ALADI

İpekli bir kumaş cinsi. : MANTİN.:CANFES

İpekli bir kumaş türü.:SEVAİ

İpekli peştamal.:FUTA

İpekten onüç telli Japon çalgısı. : KOTO

İpekten sarımtırak dallı nakışlarla işlenmiş bir tür beyaz ve ağır kumaş. : ABANİ

İplik eğirmek için kullanılan bir alet.:ÇIKRIK

İplik eğirmeye yarayan araç,kirmen.:EĞİRMEN

İplik kangalı.:ÇİLE

İplik sarılan elemgenin, üzerinde döndüğü ağaç eksen. : DİKEÇ:DİKÇE

İplik sarılan zıvana.:MASURA

İplik üzerine sırma sarmaya yarar bir tür dolap.:KULLAP

İpliklerin boyanmak istenmeyen bölümlerinin ağaç kabukları,yapraklar veya balmumuyla sarılarak boyaya batırılması yoluyla uygulanan bir tür boyama tekniği. : İKAT

İpotek, rehin. :   TUTU

İpten düğümlü saçaklarla oluşturulan bir el sanatı. : MAKRAME

İpucu. : KARİNE

İradesizlikten ileri gelen sürekli cansızlık. APATİ

İran asıllı bir kavim ve İran’ın güneyinde bu kavmin adıyla anılan bölge.:FARS

İran mitolojisinde 30 kuş büyüklüğündeki efsanevi kuş.:SİMURG

İran Moğolları döneminde bastırılan bir tür kağıt para. : ÇAV 

İran müziğine özgü,lavtaya benzer telli bir çalgı.:RUD

İran pilavı.:ÇİLAV

İran saray ve evlerinde avluya bakan,üç yanı açık sundurma.:TALAR

İran takviminde 6. ay.: ŞEHRİR

İran yönetim örgütlenmesinde imparatorluk topraklarında yaşayan kabilelere verilen ad.:İLAT

İran,Yemen ve Umman’ın para birimi. RİAL  :  RİYAL 

İran’da Alevi anlamında kullanılan sözcük.:GÖRAN:GURAN

İran’da bir kent. : KAŞAN

İran’da Mecusi dinini kuran kimse.:ZERDÜŞT

İran’da Sasani hükümdarlarına verilen ad. : KİSRA

İran’ın plakası. :  İR

İran’ın resmi haber ajansı.:İRNA

İranlı sinema yönetmeni.Yakın Plan,Kirazın Tadı,Rüzgar Bizi Sürükleyecek gibi filmleriyle uluslar arası bir ün kazanmıştır.:ABBAS KİROSTAMİ

İri balıklarda kılçık durumunda olan kemik. : GERMİÇ

İri bir baykuş türü.:PUHU

İri bir çeşit çiğde. : ÇILAN

İri bir fındık cinsi.:FOŞA

İri bir tür palamut balığı.:ALTIPARMAK

İri delikli kalbur.:SARAT

İri dişli törpü. : RASPA 

İri fare.:CARDON

İri gövdeli bir papağan türü.:ARA

İri gövdeli ve kısa saplı bir tambura türü.:ÇÖĞÜR

İri gözlü kalbur. : ÇİLİNGİR

İri kemik. :OMACA

İri kepekli un.:RAZMOL

İri köpek,,çoban köpeği.:ÇOMAR

İri muşmula. : BEŞBIYIK

İri öğütülmüş mısır unuyla yapılan,Doğu Karadeniz yöresine özgü bir çeşit yemek.:KORKOTA

İri taneli bir kiraz.:DALBASTI

İri taneli bir zeytin cinsi. : KALAMATA

İri taneli misket üzümü.:MALAGA

İri taneli tahıl.:YARMA

İri taşların tıraşlanmasında kullanılan tırnaklı bir alet.:DOP

İri ve ağır çekiç.:BALYOZ

İri ve altın sarısı renginde taneleri olan bir üzüm cinsi. : HAFIZALİ

İri ve aşılı bir kiraz cinsi. : DALBASTI

İri ve boru biçiminde beyaz veya sarı renkli çiçeği olan bir süs bitkisi.: KALA

İri ve çok mayhoş bir elma cinsi.  :   HÜRYEMEZ

İri ve delikli kalbur. :SARAT

İri ve güzel çiçekli bir süs bitkisi. :  İRİS

İri ve kokulu çiçekler açan bir süs bitkisi. :SÜSEN

İri ve korkunç görünümlü insan.:ZEBELLAH

İri ve sert taneli,uzun saplı ve kılçıklı bir buğday cinsi.:ÇALIBASAN

İri ve siyah taneli bir üzüm cinsi. : İRİKARA

İri ve uzun burunlu.:BURNAZ

İri ve uzunca taneli bir üzüm cinsi. :   RAZAKI 

İri ve verimli kiraz çeşidi. :   VAN

İri ve yuvarlak taneli bir üzüm cinsi.:DEVEGÖZÜ

İri yapılı,sarımsı ya da yeşilimsi renkte bir kıyı kuşu.:KOCAGÖZ

İri yapılı,uzun boylu ve şişman kimse.:DIZMAN

İri yarı,kırıcı,sinirli,asık yüzlü kimse.: AZNAVUR

İri,esmer,zehirli bir örümcek. : KARADUL

İri,kocaman.:CESİM

İribaş. : TETARİ

İrice bir çeşit hıyar.:ACUR

İridyum’un simgesi.:İR

İrilik.:CESAMET

İrinli yara. :  UFUNET 

İris iltihabı.:İRİTİS : ORİTİS

İrlanda denizinde bir ada.:MAN

İrlanda Kurtuluş Ordusu. :  İRA

İrlanda tarihine ve mitolojisine göndermeler yapan  şiirleriyle tanınan 1995 Nobel ödülünü kazanan İrlandalı şair. : SEAMUS HEANEY

İrlanda’nın plakası.:EIR

İrlanda’nın resmi adı. :  EİRE

İrlandalı şair ve oyun yazarı. : OSCAR WİLDE

İrmik ve şekerle yoğrularak fırında pişirilen bir tür kurabiye.:ACIBADEM

İsa Derneği denilen bir Hıristiyan derneğinin üyesi.: CİZVİT

İsa Peygambere verilen adlardan biri.:MESİH

İsa Peygamberi ele vermesiyle tanınan Yahudi. :   YAHUDA 

İsa Peygamberin doğum ve gizli yaşam yeri olduğu sanılan bugünkü İsrail kenti. : NASIRA 

İsa Peygamberin havarileriyle birlikte yediği son yemeği anmak için Hıristiyanların kilisede bir kap içinde ekmek ve şarabı kutsayarak yaptıkları tören.:KUDAS:LİTURYA

İsa’dan sonraki kutsal kitaplar. : AHTİCEDİT

İsa’nın Ortadokslarca kutlanan doğum yortusu . : BOCUK

İshak Peygamberin karısı ve Yakup Peygamberin annesi olan kadın. :   REBEKA 

İshal,sürgün.:ÖTÜRÜK

İshal.:AMEL

İsilik. : ISIRGIN

İsimler. : ESAME  :  ESAMİ  :  ESMA

İskambil destesinin en altındaki kağıt. : FAÇA

İskambil kağıtlarının dört grubundan benekleri kırmızı,kalp biçiminde olanı.:KUPA

İskambil kağıtlarıyla oynanan bir çeşit oyun.:FİRAVUN.:LASKİNE

İskambil oyunlarında,yapılan artırma teklifini kabul edip etmeyeceğine karar vermek için süre isteme.:RÖLANS

İskambilde birli.:AS

İskambilde ikiliden altılıya kadar olan kağıtlara verilen ad. :  KONÇİNA

İskambilde karo. :  DİNERİ : ORYA

İskambilde koz. :  ATU

İskambilde sinek işaretine verilen bir başka ad. :  İSPATİ

İskambilde üçlüye verilen ad. : TERSA

İskambilde vale,bacak,oğlan. : FANTİ  

İskambilin atası sayılan desteye ve bu desteyle bakılan falcılık yöntemine verilen ad.:TAROT

İskambillerle oynanan bir oyun. : OHEL : AMERİKANO

İskandinav folklorunda,bazen büyü de yapabilen kötü ruhlu dev canavar.:TROLL

İskandinav mitolojisinde ağıyla yakaladığı denizcileri okyanusta evine götüren,okyanus tanrısı Aegir’in karısı.:RAN

İskandinav mitolojisinde ilk insan.:ASK

İskandinav mitolojisinde,evrenin yaradılışında meydana gelen ilk canlı.:YMİR

İskandinav mitolojisinde,göksel güçlerin tanrısı.:THOR

İskandinav ülkelerine özgü eski bir üflemeli bir çalgı. (Tarih öncesi tunç korno) :   LUR

İskele gibi yerlere yanaşan teknelere girip çıkmayı sağlayan tahta köprü,gemi merdivenine verilen ad. : DOSA

İskele kuşu,yalı çapkını. :  BAHRİ

İskemlenin kol konacak parçası. : KOLÇAK

İskendername ,  Cemşid ü Hurşid   adlı  mesnevileri   ve   “Divan” ı   ile   tanınmış   XIV. Yüzyıl divan şairi. : AHMEDİ

İskenderun’a özgü bir fırtınanın yerel adı. :   YARIKKAYA

İskoç çoban köpeği de denilen uzun tüylü bir köpek cinsi.:KOLİ

İskoç erkeklerinin giydiği kısa eteklik. : KİLT

İskorpitgillerden,Akdeniz ve Atlas Okyanusunda yaşayan lezzetli bir balık.  :  LİPSOS

İslam devletlerinde maaş yerine veya hizmet karşılığı olarak askere ve ricale  bırakılan toprak. Padişahın toprak bağışlaması. : IKTA

İslam devletlerinde maaş yerine veya hizmet karşılığı olarak askere ve ricale  bırakılan toprak.

İslam devletlerinde maaş yerine yada hizmet karşılığı olarak belirli süreler için asker ve ricale verilen toprak.:IKTA

İslam devletlerinde maliye işlerinden sorumlu görevli.:MÜSTEVFİ

İslam devletlerinde posta ve haberleşme örgütü.:BERİD

İslam dininde evliliğin sona ermesi.:TALAK

İslam dininde,Cebrail’e verilen bir ad.: RUHÜLKUDÜS

İslam dininde,dince yasaklanmadığı halde yapılmaması istenen.:MEKRUH

İslam dinine dönmüş olan. :  AVDETİ

İslam dinine göre haram sayılan faiz.:RİBA

İslam hukuk bilgini.:FAKİH

İslam hukukunda elden çıkmış ve yeniden ele geçmesi beklenmeyen mal.:ZİMAR

İslam hukukunda kocası ölen yada kocasından boşanan kadının yeniden evlenmesi için beklemesi gereken süre:İDDET

İslam hukukunda kocası tarafından kesin biçimde boşanan kadının eski kocasıyla yeniden evlenmesini olanaklı kılmak için başka bir erkekle evlenip boşanması. : HÜLLE

İslam hukukunda zina suçu işleyenlerin taşlanarak öldürülmesi.:RECİM:RECM

İslam hukukunda,kadının nikah ile kocasından hak ettiği mal. :MİHR

İslam hukukunda,yaralama yada organ kesme suçları nedeniyle zarar görene verilmesi gereken diyet.:ERŞ

İslam inancına  göre   ölüleri   mezarında   sorguya   çeken   iki   melekten   biri (Diğeri  Münkir).:NEKİR

İslam inancına göre kıyamet günü bütün ölülerin dirilerek toplanacağı yerin adı. : ARASAT

İslam inancına göre şeytan’ın Tanrı’ya başkaldırmadan önceki adı. : AZAZİL

İslam inancına göre,cennetin muhafızı olan melek.:RIDVAN

İslam inanışına göre kıyamet gününü,öttüreceği boru ile bildirecek olan melek.:İSRAFİL

İslam inanışına göre,bir dumandan yada ateşten oluşan,duyularla algılanamayan ve zekası olan cisimsel varlık.:CİN

İslam kültüründe belirli kurallara uyarak güzel yazı yazma sanatı. : HAT

İslam mimarlığında  kara  ve  deniz  sınırlarının önemli  noktalarında  yer  alan  korunaklı yapı.:RİBAT

İslam ordularında piyade erlerine verilen ad. :  RACİL

İslam ülkelerinde kullanılan kimi mızraplı ve yaylı çalgıların ortak adı. Gövdesi Hindistan cevizi kabuğundan yapılmış uzun saplı saz. :   REBAB 

İslam ülkelerinde Müslüman olmayanlardan alınan bir vergi türü.:CİZYE

İslam’da ehl-i sünnet mezheplerinin en büyüğü. : EŞARİYE

İslam’da geçici evlilik.:MÜTA

İslam’da olmuş ya da olacak her şeyin içinde yazılı olduğu tanrısal kitap. : LEVHİMAHFUZ

İslamiyet’e göre cehennemde bulunan bir kuyu.:GAYYA

İslamiyette,hac sırasında cemre denen taş yığınına yedişer taş atma geleneği.:ŞEYTANTAŞLAMA

İslamlığın erken dönemlerinde Irak’ta kurulan iki büyük kent. : KUFE - BASRA

İslamlığın ilk dönemlerinde kullanılmaya başlanan kısa mızrak.:ANEZE

İslamlık öncesi Türk edebiyatında ağıta verilen ad. : SAĞU

İslamlık öncesi Türk edebiyatında maniye verilen ad.:AŞULA

İslamlıktan önce Arapların taptıkları bir put. :  TAGOT 

İslamlıktan önce Kabe’de duran üç puttan biri. : MENAT

İslimle çalışan ağırlık kaldırma makası. : MAÇUNA

İspanya diktatörü Franco’nun unvanı.:CAUDİLLO

İspanya kökenli müzikli kısa oyun.:ZARZUELA

İspanya kökenli olup 1984’ten beri yurdumuzda da yetiştirilen bir zeytin ağacı türü.:MANZANİLLA

İspanya kökenli Yahudilere verilen ad.:SEFARAD

İspanya plakası. : E 

İspanya ve Cezayir’e özgü badem,koruk,su ve şekerle yapılan serinletici içecek.:AGRAZ

İspanya’da soylu kadınlara verilen onur unvanı.  : DONA

İspanya’da soylulara verilen ad.:HİDALGO

İspanya’da türlü nedenlerle düzenlenen her çeşit şenliğe verilen ad. : FİESTA

İspanya’da üretilen ünlü bir şarap.:JEREZ

İspanya’da, tarih öncesi dönemlere ait duvar resimleriyle ünlü mağara. : ALTAMİRA

İspanya’da,Endülüs Araplarından kalma saraylara verilen ad.:ALKAZAR

İspanya’nın en uzun ırmağı. : EBRO

İspanya’nın eski para birimi.:PESETA

İspanya’nın Granada kentinde,Endülüs Emevileri’nden kalma ünlü saray.:ELHAMRA

İspanya’nın kuzeyinde özerk bölge.:KATALONYA

İspanya’ya özgü, içkilerle birlikte servis yapılan küçük meze tabağı. : TAPAS

İspanya’ya özgü,içkilerle birlikte servis yapılan küçük meze tabaklarına verilen ad.:TAPAS

İspanyol mutfağına özgü pirinç yemeği. :   PAELLA 

İspanyol tiyatrosunda güldürücü kısa oyun. :  SAİNETE

İspanyolların meşhur öğle uykusu. : SİESTA

İspatlayan,gerçekleştiren.:MUSADDIK

İspermeçet balinası. :   KAŞALOT

İsrail Hava Yolları.  :   ELAL

İsrail kuzusu da denilen tavşan iriliğinde bir memeli hayvan.:DAMAN

İsrail parlamentosuna verilen ad. : KNESSET

İsrail yapımı suikast silahı.:UZİ

İsrail’de bir göl. : TABERİYE

İsrail’de bir tür kooperatif tarım yerleşmesi.: MOŞAV

İsrail’de doğmuş İsrailli .:SABRA

İsrail’de ortak çalışma esaslarına göre oluşturulmuş tarımsal topluluk.: KİBUTZ

İsrail’in para birimi. : ŞEKEL

İsrail’in plakası. :  İL

İstanbul akasyası,ipek ağacı gibi adlar verilen ve pembe yada beyaz çiçekler açan bir süs ağacı.:GÜLİBRİŞİM

İstanbul Boğazına adını   veren tanrıça. : İO

İstanbul Boğazında Marmara yönüne olan doğal akıntının lodos rüzgarı etkisiyle ters yöne dönmesi.:ORKOZ

İstanbul ilinde,Türkiye’nin en uzun mağaralarından biri.:İKİGÖZ

İstanbul Limanı içerisinde, Sarayburnu ile Beşiktaş arasından geçen hattın Haliç tarafında kalan balık alanına verilen ad. : DİKE

İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında gerçekleştirilen alım satım işlemlerinin menkul kıymet ve nakit takasının yerine getirilmesinden sorumlu merkezi takas kurumu.:TAKASBANK

İstanbul Rum Patrikhanesinde, patriklerle hükümet arasındaki işlere aracılık eden sivil görevlinin sanı.  :  LOGOFET

İstanbul Sarayburnu, Ankara Ulus, Konya ve Samsun’daki Atatürk anıtları ile Afyon’daki zafer anıtını yapan  ünlü Avusturyalı heykeltıraş. : KRİPPEL

İstanbul’da  Bizans kulesi. : ANEMAS

İstanbul’da 1909’da yayımlanan Türkiye’nin ilk magazin dergisi.:ŞEHBAL

İstanbul’da Boğaz içine dökülen Göksu’nun antik adı.:ARETAS

İstanbul’da Cağaloğlu’nda bir zamanlar edebiyatçıların ve gazetecilerin uğrak yeri olan ünlü kahve.:MESERRET

İstanbul’da Mimar Sinan’ın yapıtlarından biri olan cami.:AZAPKAPI

İstanbul’da Orhan Seyfi Orhon  tarafından çıkarılan haftalık dergi. : ÇINARALTI

İstanbul’da şarap, zeytinyağı ve çeşitli esanslarla hazırlanarak dünyadaki bütün Hıristiyan Ortodoks kiliselerine gönderilen kutsal yağ. : MİRON

İstanbul’da Şehzade başı semtinde yer alan,19. yüzyılın ünlü tiyatro ve eğlence merkezi.:DİREKLERARASI

İstanbul’da Türkiye’nin en eski tarih öncesi yerleşme yeri olması nedeniyle büyük önem taşıyan mağara. : YARIMBURGAZ

İstanbul’da, üzerinde Ömerli Barajı bulunan dere.:RİVA

İstanbul’da,Edirnekapı semtinde bir cami.:KARİYE

İstanbul’daki   Taksim   Cumhuriyet   Anıtını  da   gerçekleştiren   ünlü   İtalyan   heykelci.:CANONECA

İstanbul’daki Beyoğlu semtinin eski adı. :   PERA 

İstanbul’daki en eski Bizans kiliselerinden biri.:AYA İRİNİ

İstanbul’un     Kadıköy     semtinin     bulunduğu     kesimde     Megaralılar’ca     kurulan    kent.:KHALKEDON

İstanbul’un Ali Bey Deresi üzerinde,Mimar Sinan’ın en önemli yapıtlarından biri sayılan su kemeri  : MAĞLOVA

İstanbul’un Çatalca ilçesinde,yaban hayatı koruma kapsamına alınan ormanlık bir bölge ve koy.:ÇİLİNGOZ

İstanbul’un eski adlarından biri.  :   ASİTANE : DERALİYE : DERSAADET

İstanbul’un Fatih semtinde ünlü bir Bizans anıtı.:KIZTAŞI

İstanbul’un Güneşli köyünde bir dere.:AYAMAMA

İstanbul’un İngilizler tarafından işgalinden sonra İstanbul’da Türkler tarafından kurulan gizli telgraf merkezi.:PERE

İstanbul’un Kadıköy semtinin bulunduğu kesimde Megaralılarca kurulan kent:KHALKEDON

İstanbul’un su ihtiyacını karşılamak amacıyla Kırklareli ilinde yapılmış baraj. :PABUÇDERE

İstanbul’un Sultanahmet meydanındaki Bizans sütunu. : ÖRME SÜTUN

İstanköy adasının eski adı.:KOS

İstasyon,tiyatro,sinema gibi yerlerde yiyecek ve içecek satılan küçük büfe.:BÜVET

İstatistik.  :   ASAR: AMAR 

İstatistikte bir grup veri içinde en sık görülen değere verilen ad. : MOD

İstatistikte uzun süreli eğilim.:TREND

İstatistikte,bir elemanlar topluluğunun düzenlenmiş biçimi.: MATRİS

İstavrit balığının küçüğü.:KIRAÇA

İste kurutulmuş ringa balığı.:FRİGA

İsteğe bağlı,seçmeli olan.  :   İHTİYARİ

İsteğine kavuşmuş olan, mutlu. :   KAMRAN

İstek, amaç. : MERAM

İstek, arzu. :  UMU

İstekli.:ŞATKA

İstemeyerek,gönülsüz.:KERHEN

İstemli kas hareketlerinde düzensizliğe yol açan eşgüdüm bozukluğu.:ATAKSİ

İstenç yitimi,irade kaybı. :  ABOLİ:ABULİ

İstenççilik.:VOLONTARİZM

İstençli. : İRADİ

İstenilen oran,yeterli sayı. :NİSAP

İstenmeyen diplomatik kişiler için kullanılan terim. :  PERSONANONGRATA 

İstenmeyen gebeliklerin sonlandırılması için dölyatağı iç zarının kazınması işlemi. : KÜRTAJ

İster istemez.:ÇARNAÇAR

İstikrar.:STABİLİZASYON

İstiridye, midye gibi kabuklu  hayvanları avlamak için deniz dibini taramakta kullanılan ağız kısmı demirden yapılmış bir ağ. : ALKARNA

İsveç İşçi Sendikasının simgesi.:LO

İsveç jimnastiğinin kuramcısı ve kurucusu olan kişi.(1776-1839).:LİNG

İsveç ve Finlandiya’da üretilen bir halı cinsi.:RYA

İsveç’te 26’ya bölünmüş olan idari bölümlerden her biri. :  LAN

İsveç’te ortaya çıkan , daha sonra başka ülkelerde de uygulanan ve yurttaşların idareden olan şikayetlerini inceleyen kamu denetçisi. : OMBUDSMAN

İsviçre Konfederasyonunu oluşturan devletlerden her biri.:KANTON

İsviçre’de bir kent.:NYON

İsviçre’de ırmak. : AARE

İsviçre’de kanton. :  URİ : VALAİS

İsviçre’li çobanların türküsü. : RANZ

İsviçre’li psikiyatr Jung’a göre insan ruhunun kadınsı bölümü. : ANİMA

İsviçre’nin plakası. : CH 

İsviçre’ye  özgü  , ağaç  kütüklerinden  yapılma   uzun   saçaklı   çatısı   olan  dağ  evi . Kır  köşkü.:ŞALE

İsyan,günah işleme.:MASİYET

İş bilimi. : ERGONOMİ

İş dünyasında başarılı ve hırslı genç insanlara yapılan bir yakıştırma. :   YUPPİE  .:YUPİ

İş,hizmet buyruğu.:YUMUŞ

İş,önemli iş,mesele.:MASLAHAT

İşaret için yapılmış çentik veya iz.: KERTE

İşaret olarak kullanılan küçük bayrak.:FLAMA

İşaret olarak yere dikilen çubuk.:ARDA

İşaret, nişan. : BEL

İşbirliği. :KOOPERASYON

İşçi başlığı.:BARET

İşçi emeğinden mümkün olduğu kadar  fazla yararlanmayı hedef alan bir üretim yöntemi.:TAYLORİZM

İşçi. : AMELE

İşçilerin başlarına giydikleri,metal yada plastikten yapılmış şapka.:BARET

İşçilerin düzenli ve verimli çalışmasını sağlayan ve işçiler üzerinde otoritesi olan işçi.:FORMEN

İşçinin,ek süre içinde harcadığı ve sonucunda artık değer yarattığı,karşılığı ödenmeyen emek.:ARTIKEMEK

İşe yaramaz,yararsız,boş,haylaz,serseri. : NABEKAR

İşe yaramaz,yıpranmış,bozulmuş,eskimiş eşya.  :  KURADA.  :   BATTAL

İşe yaramaz. : AMELİMANDA

İşini bilen,ölçülü ve hesaplı iş gören.:EVİRGEN

İşiten. : SEMİ

İşitme taşı.:OTOLİT : OTOSİST

İşitme.:SEMİ

İşleme,oya ve yazmalarda kullanılan ve adını aynı adlı bitkiden alan geleneksel Türk bezeme öğesi.:ÇARKIFELEK

İşleme.:BRODE

İşlemede kullanılan altın suyuna batırılmış ince gümüş tel.:SIRMA

İşlemelerde kullanılan,gümüş görünümünde parlak sırma yada metal tel iplik.:SİM

İşlemeli büyük boyutlu mendil.:ÇETİR

İşlemeli ya da işlemesiz olarak yatak üzerine konulan yastık. : KIRLENT

İşlemler.:AMAL

İşlenen bir suç karşılığı olarak suçlunun malının bütünü veya bir bölümü üstündeki mülkiyetine son verilmesi ve bu mülkiyetin bir başka kuruluşa devredilmesi, müsadere.:ZORALIM

İşlenmemiş bakır.: GEN

İşlenmemiş, boş bırakılmış tarla. : GEN

İşlenmemiş,ekilmemiş toprak. :  BOR

İşlenmiş deri,kösele.:GÖN

İşlenmiş keçi derisi.:MAROKEN

İşlenmiş timsah derisi. :  KROKODİL 

İşletmelerin faaliyetlerini ölçme amaçlı kullanılan oransal göstergelere verilen ad.:RASYO

İşletmen. :   OPERATÖR 

İştahsızlık. : ANOREKSİ

İşveli,fıkırdak.:YELLİ

İşyeri olarak kullanılan birkaç katlı yapı. : HAN

İt dirseği. :   ARPACIK

İtaat eden.:ESLEK

İtalya ve Fransa’da yetişen,değerli bir şarap veren beyaz üzüm cinsi.:UGNİ

İtalya ve Güney Fransa’ya özgü kokulu bir likör. : AKUET

İtalya’da   manda   sütünden   üretilen,  tadı   hafif,  dokusu   pürüzsüz   peynir   türüne  verilen  ad.:MOZZARELLA

İtalya’da 20. asır başında ortaya çıkan modern şiir hareketi.:HERMETİZM

İtalya’da bir ırmak. ESİNO

İtalya’da bir kent. : TİVOLİ

İtalya’da yaşamış antik halk.: LATİN

İtalya’nın kuzey kesiminde turistik bir göl.:İSEO

İtalya’nın Po’dan sonra en uzun nehri.:ADİGE

İtalya’ya özgü bir tür peynir. :   ROMANA 

İtalyan jandarmalarına verilen ad. : KARABİNYER

İtalyan kökenli bir talih oyunu.:BİRİBİ

İtalyan mutfağına özgü bir cins makarna yemeği. : LAZANYA

İtalyan mutfağına özgü bir cins pasta. :  TİRAMİSU

İtenek. :  PİSTON 

İthal edilecek malların miktarını ve çeşitlerini gösterir liste. : KOTA

İtibar,saygınlık.:PRESTİJ

İtilerek,yedekte çekilerek yada gemiye yüklenerek götürülen yük taşımaya yönelik genellikle motorsuz tekne.:BARÇA

itlembik. :  MELENGİÇ

İtterbiyum’un simgesi.:YB

İvedilikle,koşa koşa,telaşla.:YELALİM

İvme yazar. : AKSELEROGRAF

İyi haber,iyi talip,uğur. :   YOM 

İyi haber.:BEŞARET

İyi huylu kimse.:OĞUZ

İyi konuşma,sözle inandırma yeteneği.  :  BELAGAT

İyi nitelik,hayır.:MEYMENET

İyi nitelikli undan yapılan ince uzun ekmek.:FRANCALA

İyi porselenden yapılmış Çin işi kase,tabak gibi şeyler.:FAĞFUR

İyi terbiye edilmemiş vahşi binek hayvanı.Azgın at. : ALAŞA

İyi yemek pişiren kişiye verilen ad.:KEYVANİ

İyi, güzel, mükemmel,tam.: OFLAZ

İyi,güzel. :UZ

İyi,hoş.:NİK

İyice   dövülmüş   ve  uzun   süre   birlikte   kaynatılmış   et   ve   buğdayla   yapılan   bir  tür  yemek : KEŞKEK

İyice olgunlaşmamış ekin. : ALACATEK

İyiden iyiye.  :  ENİKONU

İyileştirme, düzeltme. : ISLAH

İyilik bilir  kimse..: NİMETŞİNAS

İyilik bilme,gönül borcu,minnettarlık.:ŞÜKRAN

İyilik eden,bağış yapan.:MUHSİN

İyilik ederek gönül alma.: TALTİF

İyilik, lütuf, ihsan. :  İNAYET:   SALAH

İyilikler. :  HASENAT

İyimser,optimist. :   NİKBİN 

İyiye yorulur olgu.:FALİHAYIR

İyiyi kötüden,hayrı şerden ayırt eden.:MÜBİN

İzafiyet. : RÖLATİVİTE

İzin belgesi.: İCAZETNAME

İzin,müsaade.:CEVAZ

İzlanda’nın para birimi.:KRONA

İzlanda’nın plakası. :  İS

İzlenimcilik akımının öncüsü olan ünlü Fransız ressamı. : MONET

İzlenimcilik.:EMPRESYONİZM

İzmarit,istavrit,uskumru gibi balıkların beyaz etinden yapılan ve oltada kullanılan yem.:AKYEM

İzmarite benzer bir balık.:ÇOPURİNA

İzmaritgillerden bir balık.:İSPARİ

İzmaritgillerden boyu 35 cm kadar olan bir Akdeniz balığı. :   SARPA 

İzmaritgillerden kemikli bir balık.:TRANÇA

İzmaritgillerden,boz renkli,beyaz etli bir balık.:KARAGÖZ

İzmaritgillerden,ılıman denizlerde yaşayan bir balık.:KUPES

İzmaritgillerden,kılçıklı bir balık. : ÇİTARİ

İzmir ilindeki Gediz Deltasında 205 kuş türünü barındıran bir lagün.:KIRDENİZ

İzmir tavlası da denilen ve daha çok Ege yöresinde oynanan bir tavla oyunu. :   MÜSTECİR 

İzmir ve Ayvalık yöresinde çokça bulunan, kumun 5-6 cm altında yaşayan lezzetli bir midye türü.:AKİVADES 

İzmir yöresinde elektrik sigortasına verilen ad.:ASFALYA

İzmir yöresine özgü, özellikle sabah kahvaltısında yenilen bir çeşit börek. : BOYOZ

İzmir yöresine özgü,bir tür susamlı sandviç.:KUMRU

İzmir’deki Balçova kaplıcasına verilen bir başka ad.Antik çağdaki adı.:AGAMEMNON

İzmir’in  Çeşme ilçesine bağlı turistik bir belde.:ALAÇATI

İzmir’in Buca ilçesinde bir mağara.:DEREÇALI

İzmir’in Çeşme ilçesinin eski adı.  :  ERYTHARİ

İzmir’in Dikili ilçesinde bir kaplıca.:NEBİLER

İzmir’in eski adı.:SMYRNA

İzmir’in ilçesi Urla’nın eski adı. :  KLAZOMENDİ

İzmir’in Kemalpaşa ilçesinin eski adı. NİF 

İzmir’in Menderes ilçesindeki antik bir kent. :   NOTİON  :  KLAROS

İzmir’in Menemen ilçesinde antik bir kent.:LARİSA

İzmir’in Ödemiş ve Tire ilçelerine özgü  bir tür pide. : TÖNGÜL

İzmir’in Seferihisar ilçesinde bir kaplıca.:KARAKOÇ

İzmir’in Seferihisar ilçesindeki ünlü antik kent. :   TEOS 

İzmir’in Seferihisar ilçesine özgü bir tür tulum peyniri.:ARMOLA

İzmir’in Selçuk ilçesindeki Küçük Menderes Irmağı deltasında, birçok kuş türünü barındıran göl.:GEBEKİRSE

İzmir’in Selçuk ilçesinin eski adı.:AYASULUK

İzmir’in Tire ilçesine özgü,ısırgan otu ve peynirle yapılan zeytinyağlı bir yemek.:OKMA

İzmir’in Tire ve Ödemiş ilçelerine özgü bir tür bilye oyunu.:LEK

İzmir’in Torbalı ilçesinde antik bir kent.:METROPOLİS

İzmir’in Urla ilçesinde bir içmece.:MALGAÇA

İzmir-Aydın karayolunda Türkiye’nin en uzun tüneli.:SELATİN

İzmit açıklarında 1 Mart 1958’de batan ve 202 yolcusu ölen Türk yolcu gemisi.:ÜSKÜDAR

İzmit’in eski adı.:NİKOMEDEİA

İzmit’in ilk çağdaki adı.:ASTAKOS


 
   
Bugün 6 ziyaretçi (8 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol